31 Mayıs 22013 tarihinde İstanbul`un merkezinde bulunan Gezi Parkı`nın yıkılmaması için gençler tarafından başlatılan eylem yerini olaylara bırakmış ve olaylar Türkiye`nin dört bir yanına yayılmıştı. Uzun süren eylemler sonunda Gezi Parkı yerinde kalırken, aralarında 16 yaşındaki Berkin Elvan`da olmak 8 genç hayatını kaybetmişti. Gezi Olay`ları olarak anılan eylemlerin ardından 8 yıl geçerken Eğitim Sen Çanakkale Şubesi Yönetim Kurulu tarafından `Gezi 8 Yaşında` başlığı ile açıklama yapıldı. Hayatını kaybeden gençlerin saygıyla anıldığı açıklamada; "Farklılıklarımızın her birinin eşit değerde görüldüğü, özgürce bir yaşam sürebildiğimiz, savaşın değil barışın egemen olduğu, sömürünün son bulduğu bir hayatı var etmek amacıyla mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz" ifadelerine yer verildi.
"Türkiye siyasi tarihine damgasını vuran isyanın kıvılcımı sekiz yıl önce bugün ateşlendi"
Açıklamada; "Türkiye`nin siyasi tarihine damgasını vuran bir isyanın kıvılcımı sekiz yıl önce bugün ateşlendi. Müşterek doğal alanımız olan Gezi Parkı ranta peşkeş çekilmedi. Gezi direnişinde, baskıcı, yasakçı, ayrımcı, rantçı, talancı ve antidemokratik uygulamalara karşı umudun, barışın, özgürlüğün, eşitliğin, laikliğin ve demokrasinin etrafında milyonlar kenetlendi. Siyasi iktidarı ve siyasi iktidar etrafında büyüyen sermayedarları ise kaybetme korkusu sardı. O günden bugüne Türkiye, darbecilerle mücadele adı altında yürütülen haksız ve hukuksuz ihraç politikalarına tanık oldu. O günden bugüne, rejim değişti, doğayı talan eden uygulamalar arttı, işçi grevleri yasaklandı, işsizlik büyüdü, yoksulluk arttı, yaşam hakkı yok sayıldı. Gezi`nin ardından yükseltilen baskıcı ve yasakçı rejim, bugün gözlerimizin önünde ortaya saçılan siyasetin, medyanın ve bürokrasinin kirli ilişkilerini büyüttü" denildi.
"Bizler de oradaydık"
`Bizler de oradaydık` denilen açıklamada; "Aradan geçen sekiz yılda Berkin Elvan`ın, Ethem Sarısülük`ün, Ali İsmail Korkmaz`ın, Abdullah Cömert`in, Medeni Yıldırım`ın, Hasan Ferit`in, Ahmet Atakan`ın, Mehmet Ayvalıtaş`ın ölümüne, binlerce insanımızın yaralanmasına neden olan insanlık dışı saldırıları gerçekleştirenler korundu, yargılan(mış) gibi yapıldı. Diğer taraftan siyasi iktidar, keyfi ve siyasi saiklerle ve hukuksuz biçimde seçtiği 16 kişi nezdinde Gezi`yi yargılamak istedi. Halbuki hepimiz oradaydık, milyonlardık. Yaşamımızın her anına ve mekânına müdahale etmeyi kendine hak görenlere karşı cıvıl cıvıl bir enerjiyle, rengârenk bir umutla, barış, demokrasi ve adalet talebiyle oradaydık. Bugün de bu birlikteliği var edebilmek, baskıcı, yasakçı ve faşizan politikalara karşı bu topraklarda eşitliği, özgürlüğü, demokrasiyi ve adaleti yeşertebilmek için daha yoğun gayret göstermemiz, umudun ateşini yeniden canlandırmamız gerektiği açıktır" ifadelerine yer verildi.
"Gezi`de yitirdiğimiz gençlerimizi bir kez daha saygıyla anıyoruz"
Açıklamada son olarak; "Eğitim Sen olarak, Gezi`de yitirdiğimiz gençlerimizi bir kez daha saygıyla anıyoruz. Farklılıklarımızın her birinin eşit değerde görüldüğü, özgürce bir yaşam sürebildiğimiz, savaşın değil barışın egemen olduğu, sömürünün son bulduğu bir hayatı var etmek amacıyla mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz" denildi.
(Eren Aşnaz)