Bu durumdan etkilenecek esnafın önemli bir oranda olduğunu düşünürsek; kararın etkileri oldukça yıkıcı olabilir.
Bakanlar kurulu tarafından belirlenen bu kararlar otomatik olarak olayın siyasal yanını gündeme getiriyor.
AKP bir kez daha Çanakkale esnafı karşısında yeni bir sınav verecek.
Bakanlar kurulu bu kararı alırken Çanakkale’yi olumsuz etkileme noktasında özel bir çaba içersinde tabiî ki değildi.
Fakat kanunun çıkışı ve teknik anlamda düzenlenmesi konusunda bir özensizliğin olduğu da başka bir gerçek.
21 Ekim 2013 tarihinde bakanlar kurulunun almış olduğu karar, 18 Aralık 2013 tarihinde resmi gazetede yayınlanıp kanunlaştıktan sonra yürürlülük tarihi olarak 19 Mayıs 2013 tarihinin belirlenmiş olması bu konudaki ciddiyetsizliğin göstergesi.
Geriye dönük olarak esnaftan artan harç ve vergileri toplama konusunda yerel yönetimi son derece zor durumda bırakacak olan bu karar siyasal iradenin bu konudaki yaklaşımının ciddiyetsizliğinin göstergesi olarak ayrıca not edilecek bir gelişmedir.
Bu olumsuzluğun giderilmesi için AKP’nin göstereceği performans yaklaşan yerel seçimler nedeniyle bir kat daha önem kazanmıştır.
Birde AKP’nin Belediye Başkan adayının 3 dönem milletvekilliği görevini üstlenmiş Mehmet Daniş olduğu düşünülürse bu durum daha da anlamlı hale gelmiştir.
Sosyal medya da Mehmet Daniş’ın meclis performansı itibarıyla karnesinin zayıf olan yönünün paylaşıldığı, bu nokta üzerinden propagandanın yoğunlaştığı bir ortamda bu gelişme Mehmet Daniş’ı yakından etkileyecek bir durumdur.
Eğer bu konuda olumlu bir gelişme sağlanamazsa bu gelişmeden olumsuz etkilenecek, esnafların tepkisini almasının ötesinde imaj olarak da zarar görecektir.
Bakanlar kurulunun bu kararı karşısında Başkan Ülgür Gökhan esnafın sorunları karşısında göstermiş olduğu duyarlılık itibarıyla göz doldurmuştur.
Hatta bakanlar kurulu kararının, Çanakkale gibi diğer bazı kentlerde de yarattığı olumsuzluğunun giderilmesi için bir öncülük görevi de üstlendiği unutulmamalıdır.
AKP hükümeti yolsuzluklar ve rüşvet operasyonu ile birlikte gelişen olumsuzlukların sonuçlarını bertaraf etmek için, üzerini örtmek için siyasette tam bir ‘dün dündür bugün bugündür’ popülizminin arkasına sığınarak hareket etmeye başladı.
Yolsuzluk ve rüşvet gündeminin dışına çıkabilmek adına ,dün savcılığını yaptığı bazı davaların şimdi avukatlığını üstlenmesi boşuna değildir.
Ben de kendilerine bir tüyo vereyim.
Memur emeklilerine, memurlar için yapılan toplu sözleşmeden doğan ilave 140TL zam yapılırken 8.5 milyon işçi ve Bağkur emeklisine sadece enflasyon oranındaki %3,27 artışla 18 TL ile 40TL arasında değişen bir fark verilmiştir.
8.5 milyon işçi ve Bağkur emeklisini komik ücret artışı ile savsaklayan AKP hükümeti, devlet krizi ile birlikte ekonomik gidişin her geçen gün kötüleştiği koşullarda 8,5 milyon emekliden nasıl oy alır bilemem!
Hal böyle iken; önümüzdeki günlerde işçi emeklileri için iyileştirme algısı yaratmak adına bir düzenleme girişimi içersine girilirse hiç şaşırmayın.
Nede olsa toplumun en örgütsüz, algı boyutunda hemen etkilenebilecek kesimi emeklilerimiz…
Bu plan üzerinden hükümetin önümüzdeki günlerde muhtemel bir girişimi olursa beklediği sonuçları alabilirler mi acaba?
Birileri ayakkabı kutuları ile götürürken bakan,başbakan çocuklarının yolsuzluklarla ilgili iddiaları ortalığa dökülmüş, bu yolsuzlukları soruşturmak isten savcıların engellendiği, görevlerinden alındığı,emniyet birimlerinde yüzlerce görevlinin görev yerlerinin değiştirildiği koşullarda emekli işçilerin sandıkta bunların hesabını sorması son derece muhtemeldir.
Emekliler şunu unutmasınlar ki ;ekonomik gelişmeler her geçen gün kendilerini çok daha olumsuz etkileyecektir.
Yeter artık demek zamanıdır, ilk adım yerel seçimlerde AKP’yi sandığa gömmekle olacaktır.
Şimdi daha iyi anlıyorum, Mehmet Daniş’in AKP logosuz bilbordlarını; kolay değil tabii, bu koşullarda Çanakkale gibi bir yerde AKP logosunu kullanmak.
Mehmet Daniş’i öngörüsünden dolayı bu yönüyle kutlarım…
