Eski TBMM Başkanı Toptan, Çanakkale’de

Aynalı Çarşı`yı ziyaret eden Toptan yaptığı açıklamada, dün çok eski arkadaşı ve dostu olduğunu söylediği Dr. Sadık Ahmet`in 17. ölüm yıl dönümü için Gümülcine`ye gittiklerini, dönüşte İzmir`e geçtiklerini, daha sonra da eşi Saime Toptan ile Çanakkale`ye uğradıklarını söyledi. Toptan, bu vesileyle bir kez daha Çanakkale`yi görmüş olduğunu ifade ederek; “Ama değişmiş Çanakkale, İşin doğrusu bu. İnşallah daha da güzel olacak” dedi.

 

Suriye`de yaşanan olaylara da değinen Toptan, Türkiye`nin bölgesinde barışın ve huzurun tesis edilmesini öteden beri arzu ettiğini vurguladı. Toptan, bu konuda Suriye yönetimiyle baştan beri iyi ilişkiler içinde olduklarını, kendisinin meclis başkanlığı döneminde parlamentolar düzeyinde iyi ilişkiler kurduklarını hatırlatarak, şöyle konuştu: “Suriye`ye yaptığımız ziyarette bunları hep ifade ettik. Ama zaman içinde Suriye`de halkı doğrudan hedef alan, devletten kaynaklandığı anlaşılan olaylar Türkiye`yi rahatsız etmeye başladı. Bazıları, `Suriye`de insanlar ölüyorsa, haksızlıklar yapılıyorsa bundan Türkiye`ye ne-` diyebilir. Ama bu doğru bir yaklaşım değil. Çünkü komşudaki tüm huzursuzluklar bizi de etkiliyor. Irak`taki de etkiler, Suriye`deki de etkiler. Suriye`nin bir uçağımızı düşürmek suretiyle olayı tırmandırmak istemesi, bazılarının olayı tırmandırmak istemesi, iki ülke arasındaki ilişkileri daha da gergin hale getirdi. Suriye yönetiminin çok basiretli hareket etmesi lazım. Bu kadar olandan bitenden sonra, bu kadar insan öldükten sonra, haksız yere öldükten sonra, Suriye yönetiminin iş başında kalması Suriye yöneticileri için de aslında doğru değil, sağlıklı değil. O nedenle onların da artık bu saatten sonra, ne kadar olabiliyorsa, şartları zorlamak suretiyle bir çıkış yolu, bir barış yolu araması, bulması lazım.” Türkiye`nin bu konuda üzerine düşen görevi şimdiye kadar yaptığını ifade eden Toptan, şunları kaydetti: “Bundan sonra da yapmaya devam edecek. İstiyoruz ki Suriye huzur içinde olsun. Suriye halkı barış içinde olsun. İlişkilerimiz tarihsel ilişkilerdir. 400 sene oralar Osmanlı egemenliğinde barış ve huzur içinde yaşamıştır. Suriye topraklarında gözümüz yok. `Gözümüz var` diyemeyiz. Onu kendimize de yakıştırmayız. Tek istediğimiz orada barışın, insanların huzur içinde olması. Ondan sonra da Suriye`nin kalkınması. Bu kalkınmada da bize ne düşüyorsa yapmaya hazırız.”