Ertuğrul Günay neyi unuttu?

Kültür ve Turizm Bakanı Çanakkale ziyaretinden önce “Kazdağları Destinasyon Konferansı’na” katıldı.
Turizm konusunda açıklamalarda bulunan Günay, Kazdağları’nın önemine değinerek, Kazdağları ve turizm konusunda bazı tespitler yaptı.
Tespitleri son derece yerinde olup, bir konuyu ne yazık ki unuttu mu diyelim, yoksa bilerek es geçti mi diyelim; ama bir düşünelim.

396
Önce bakanın Kazdağları’nın turizm açısından önemine ilişkin yapmış olduğu değerlendirmeleri bir hatırlayalım.
 
Günay şunları kaydeti” Bu coğrafya çok farklılıklar taşıyor ve bu farklılıklardan gelen bütün bu bitki türleri ya da yiyecek türleri inanılmaz bir zenginliği bize veriyor. İkinci konut yapmayı biz turizm sandık bir dönem. Şimdi ise ikinci konut yapmanın bir turizm olmadığı, turizmin önüne bir engel oluşturduğu acı biçimde görülüyor. Edremit Körfezi`nin en büyük sorunu ikinci konutlardır. Bodrumun en büyük sorunu, Muğla`nın en büyük sorunu ikinci konutlar. Şimdi bakanlık olarak çalışıyoruz. Biz şimdi ikinci konutları turizme nasıl katarız, bir plan çerçevesinde Avrupa örneklerine bakarak, İspanya örneğine bakarak ona çalışıyoruz. Edremit`ten Çanakkale`ye doğru artık devasa kitle otelleri yerine daha doğanın içinde kaybolan, daha damak tadını hissedebileceğimiz, buranın bitki türünü hissedebileceğimiz yeşili, doğayı, tarihi, çevreyi koruyan bir turizm türü geliştirmeye çalışacağız. Türkiye artık bu eşiğe geldi. Bu artık ustalık dönemi”.
 
Bunları söyledikten sonra herhalde bakanın gönlü Kazdağları’nın siyanür ile zehirlenmesine razı olmaz.
 
Yüzbinlerce ton toprağın kazılarak, siyanür ile zehirlenmesi ile bölgenin tüm değerlerinin yok edileceği gerçeğinin herhalde farkındadır.
 
Ne de olsa “ustalık” dönemini yaşıyor artık Türkiye, kendisinin deyimi ile…
 
Hal böyle iken, bakanın Kazdağları’ndaki altın üretimi girişimleri için tek bir söz bile etmemesi biraz manidar değil mi?
 
Yine de iyi niyet ile konuya yaklaşırsak hiçbir turizmci Kazdağları’nın altın üretimi ile yok olmasına onay vermez.
 
Bu bakımdan Bakan Günay ,herhalde unutmuş olmalı; Kazdağları’nın altıncılar tarafından talanı bir turizm değerinin de yok edilmesi demektir.
 
Arkadaşlar anlayın artık!
Geçenlerde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti internet sitesi hacklendi.
Neden olan konu; Gazeteciler Cemiyeti’nin “gazetecilik mesleği halkla ilişkiler ile karıştırılmamalıdır” başlıklı açıklamasından rahatsız olanların tepkisi idi.
Bu açıklamada da Gazeteciler Cemiyeti, Anadolu Ajansı’nın bir uygulaması karşısında sadece gazetecilik etik ilkelerini hatırlattı.
 
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ‘nin açıklaması şöyle;
Anadolu Ajansı’nın ücret karşılığı şirketlerin aktivitelerini haberleştirerek abonelere servis yaptığı yolunda kamuoyuna haberler yansımıştır. Bu, Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne aykırı bir tutumdur. Konunun kamuoyuna yansımasının ardından çeşitli meslek gruplarının bilgi istemesine karşın Anadolu Ajansı’nın bu konuda bir açıklamada bulunmadığı görülmüştür. Anadolu Ajansı’nın açıklama yapmaması üzerine konu Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu’nda değerlendirilmiştir.
Bu durumda, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nin E bendinde yer alan “Gazetecinin temel görevleri ve ilkeleri” başlığının 12 maddesini bir kez daha hatırlatmak zorunluluğunu duymuştur:
 
‘Gazeteci, mesleğini, reklamcılıkla, halkla ilişkilerle ve propagandacılıkla karıştıramaz. İlan-reklam kaynaklarından herhangi bir telkin, tavsiye alamaz, maddi çıkar sağlayamaz’”
 
Sonrasında yapılan siber saldırı da verilen mesaj “Anadolu Ajansı’ndan özür dileyeceksiniz” şeklinde ‘imamın yeşil orduları’ imzalı bir safsataydı.
 
Bu gelişmede esas alınması gerekli nokta; gazetecilik meslek ilkelerinin gazetecilik mesleğini icra eden herkese bir kez daha tüm çıplaklığı ile aktarılmasıdır.
 
Gelişmelerin bu boyutu itibarıyla Çanakkale’deki meslektaşlarımızın da kendilerini bir gözden geçirmelerinin faydalı olacağını düşündüğüm için yaşanan bu olayı tekrar dikkatlerine sunmak istedim.
Muhakkak alınacak dersler vardır.
Paylaş