Ersümer "Örnek alınacak bir seçim süreci yaşadık"

1344

 Başbakan Yardımcılığı ve Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı görevlerinde bulunan, eski Anavatan Partisi’nin Genel Başkan Yardımcılığını üstlenen, Çanakkale’nin ve ülkenin deneyimli siyasilerinden Mustafa Cumhur Ersümer, yerel seçimleri değerlendirdi. Güzelyalı’da bulunan Tusan Otel’de gazete sahipleri ile bir araya gelen Ersümer, Çanakkale’nin parti genel merkezleri ve parti liderlerinin aksine örnek alınacak düzeyde bir seçim süreci yaşadığını ifade ederek, bu durumun kendisini de mutlu ettiğini dile getirdi. Özellikle AKP adayı Ayhan Gider’in seçim sonrası açıklamalarının da bu noktada önemli olduğunu ve Çanakkale’ye yakışır bir seçim dönemi geçirildiğini ifade eden Ersümer, dün Çanakkale merkez başta olmak üzere bazı belediye başkanlarını ziyaret etti. “Çanakkale’deki seçimin geneline baktığımız zaman, gerçekten de bütün Türkiye’ye örnek bir seçim süreci yaşadı” diyen Ersümer, “Çanakkale’deki il-ilçe teşkilatları, adayları, milletvekilleri, belki genel başkanlarına, parti genel merkezlerine çok da uygun olmayan, ama doğru bir süreç izledik. Bu beni çok mutlu etti, Çanakkale bu konuda da her yere örnek oldu. Sayın Ayhan Gider’in sözüdür; “Ülgür Gökhan’a anasının ak sütü gibi helaldir.” Şimdi ben kongre kaybettim, seçim kaybettim, ama rakiplerimle ilgili bu kadar içten, bu kadar net, hiç tartışılmayacak bir şey söylemedim, söyleyemedim. O nedenle Sayın Ayhan Gider’e bu açıklaması için teşekkür etmek istiyorum. Kendi kendime dedim ki, ‘Çanakkale halkı bu.’ Yeni adaylar öyle davranıyor, teşkilatlar öyle davranıyor olabilir. Ama bu durumun iki yönü var, bunlardan biri halktır, burada yaşayan insanlardır. Çünkü bu insanların destekleri, teşvikleri olmasa bu tecelli etmez. Diğer yönüyle de basındır. Çanakkale basınının da bu seçim dönemindeki tutumu da gerçekten örnek bir tutumdur. Çünkü Türkiye genelinde basına baktığımız zaman maalesef iki parçalı bir basın izledik. Sözün özü; Çanakkale seçimlerinde örnek bir bütünlük oluştu. Adayları ile siyasi parti teşkilatları, milletvekilleri, halkı ve basınıyla Çanakkale, her yönüyle bütüncül bir seçim dönemi, örnek bir seçim süreci yaşadı. Bende kendi kendime bir karar aldım. Dedim ki; ‘Ben uzun yıllardır Çanakkale’de siyaset yapan bir insanım, bu güzelliği, bu örnek tavrı desteklediğimi belirtmem gerekir. Benim hem Çanakkalelilere teşekkür etmem lazım, hem de bunu tecelli ettiren, sağlayan, özellikle adayları ziyaret ederek tebrik etmem gerekir.” O kapsamda da Ülgür Beyi, Eceabat, Gelibolu, Evreşe, oradan da Lapseki’ye geçip turu tamamlayacağım. Bir sonraki gelişimde de diğer belediye başkanlarımızı ziyaret edeceğim” dedi. 


“Biga ve Ayvacık sürpriz oldu”
“Çanakkale’deki seçimlerle ilgili sürpriz oldu mu? Bana sürpriz olmadı” diyen Ersümer, “Ama sürpriz gelen bazı sonuçlar da var. Ama genelde seçim öncesi değerlendirmelerimize uygun tecelli etti. CHP’nin İl Genel Meclisi oyuna baktığımız zaman da, seçilen belediye başkanlarına baktığımız zaman da, çok sürprizli bir seçim olmadı. Çünkü Çanakkale’deki Millet İttifakı’nın aldığı oy, Cumhur İttifakı’nın aldığı oy belli bir oranda. Bunun çok değişebilmesinin mümkün gözükmediğini ifade etmiştim. Ama mesela, Biga’daki seçim sonucu bana sürprizdir. Biga’daki belediye başkanı arkadaşı tanıyorum, biliyorum. Onun kendisine de sürpriz oldu herhalde. Ayvacık da bana sürpriz oldu. Ayvacık Belediye Başkanı arkadaşımız da önemli hizmetler yapmış, halkla iyi ilişkiler kurmuş, bütünleşmişti. Ama tabi bizim değerlendirmelerimiz farklı olur, vatandaşın değerlendirmeleri daha farklıdır. Biz belki biraz da taraf oluyoruz. Yeteri kadar objektif olamıyoruz. Çan’daki değişimin olacağını, ben Çan’daki AKP’lilerden duyuyordum. Bana sürpriz olmadı. Bülent Bey, milletvekili iken de çok çalışıyordu. Vatandaşla ilişkileri çok iyi. Ben bunu kendisine de söyledim. Bayramiç’i çok değerlendiremiyorum. Ama Bayramiç CHP’nin alması gereken bir yerken geçen seçimlerde AKP adayı kazanmıştı. Şimdi CHP tekrar kazandı, orası biraz daha farklı tabi. Eceabat’ta ittifaklar anlaşamadı tabi, İyi Parti seçimi kazandı. Zaten AKP orada üçüncü parti oldu. Orada bir karar varmış yani” dedi. 
 
Aday tespitinin ne kadar önemli olduğu görüldü
Ersümer, aday tespitlerinin ülke genelinde seçimlere damga vurduğuna işaret ederek, “Türkiye geneline baktığımızda, ben seçim öncesinde de söylemiştim. Türkiye’de seçimlerin yapılabiliyor olması, bütün tartışmaların ötesinde önemlidir. Bir ülkede seçim, demokrasinin en ana unsurlarından biri. Seçim yapamayan bir ülkede demokrasiden bahsedemeyiz. Türkiye, seçimi yapabildi. Çok tartışmalı da olsa vatandaş sandığa gitti, oyunu kullandı; ‘Ben şu partiye oy verecektim, şu nedenle veremedim’ diyen kimse yok. Ama sonuçlarla ilgili çok tartışmalar yaşandı. Ama bu tartışmaların Türkiye genelinde olmaması bizim için sevindirici. Yani tartışmaların İstanbul üzerinde dönmesi, Türkiye seçimine gölge düşürmez. Ben Türkiye geneline bakıyorum; Edirne’ye de bakıyorum, Hakkari’ye de bakıyorum, Trabzon’a da bakıyorum Antalya’ya da bakıyorum. İstanbul’u ayrı tutarsak Türkiye’de seçimde problem yok. Herkes oyunu verdi, dilediğini seçti. Mesela Antalya’da seçimi kazanan Muhittin Böcek arkadaşımız; Bizim Antalya’da Konyaaltı’nda Belde Başkanımızdı. İlk adaylığını 94’te, Seçim İşleri Başkanı iken önerdiğim adaydı. Adam çatır çatır geldi, iktidar partisinin elinden seçimi aldı, geçti, gitti yani. Bunlar güzel şeyler, seçimin tecelli etmesi bakımından” dedi. 

1989 seçimleri ve ANAP!
“Ben şimdi iktidar partisinin yerine kendimi koyarak baktığım zaman olaya, üç büyük şehri kaybetmişim, Ankara, İstanbul, İzmir; bu bir kulak çekmeden ileri bir şeydir” diyen Ersümer, “İyi düşünmek lazım. 1989 seçimlerinde ben, Anavatan Partisi’nde Genel Başkan Yardımcısıydım. 89’dan iki sene önce yapılan seçimde, Anavatan Partisi’nin yüzde 40,5 oyu vardı. Aradan iki sene geçti, Anavatan Partisi’nin oyu 21,75’e düştü. Öyle olur diye söylemiyorum, ama kendi yaşadığım çok önemli bir tecrübeyi aktarıyorum. Ne yaşadık? Neden önce 21,75’e düştü, ona bakalım. Benim size yapacağım 30 sene sonraki bir değerlendirmedir. O dönem Çanakkale Belediye Başkanı Orhan Uğur’du. Biz, Çanakkale’de 30 sene sonra merkez sağ bir parti olarak seçim kazanmıştık. Yani ben 32 yaşındaydım, Orhan 33 yaşındaydı. Biz seçim gezilerine çıktığımız zaman, ‘kim bu çoluk, çocuk’ diyorlardı. Ama neticede seçimi kazandık. Ben o dönemde, eğer Orhan Uğur’u aday göstermiş olsaydım, belki de seçimi kazanacaktık. Ama ben Genel Başkan Yardımcısıyım, İl Başkanım aday olmak istemiş, aday yaptık. AKP bunu yaşadı. Yani, ‘aday olsun benim arkadaşım olsun, aday olsun benim adamım olsun…’ Gerçekleri, doğruları bir kenara bırakarak, şahsi kriterlerle bir takım kararlar verildi. Bir seçimde, aday tespitinin yanlış olduğunu nasıl anlarız, özellikle mahalli seçimde? Belediye meclisi 1000 oy almış, belediye başkanı 700 oy almış. Kişi düşünebilir; ben bir partiliyim, CHP’liyim, MHP’liyim veyahut AKP’liyim. Gidiyorum, belediye başkanında başka partiye oy veriyorum, belediye meclisinde başka bir partiye oy veriyorum. Bakın Türkiye genelindeki seçimlere bir göz atarsanız bunu yaşadık.  Ankara’dan örnek vereyim ben size, Ankara’da 110 belediye meclis üyesi var, bunun 80 tanesi veya 90 tanesi AKP’nin, ama kazanan CHP’li Belediye Başkanı. Demek ki yanlış tespit yapılmış. İstanbul’u bu manada göremedim, çok tartışma oldu. Bizim de aslında 1989 seçimlerinde yaşadıklarımızı daha iyi değerlendirebilseydik, Anavatan Partisi daha uzun süre yaşardı. Turgut Özal, hakikaten tam bir halk adamıydı. Turgut Bey, 21.75 sonuç olmuş. SHP ve DYP bir araya gelmişler. Turgut Bey de Çankaya’ya gideyim mi, gitmeyeyim diye düşündü. Turgut Bey’in Cumhurbaşkanı olmasından sonra bir süreç yaşadık. Önce Yıldırım Bey’i seçtik, sonra Mesut Bey’i seçtik. Yanlış tercihler vardı belki ama, halkın bakış açısı farklı. DSP’nin Bülent Ecevit’i, Doğru Yol’un Süleyman Demirel’i, Anavatan’ın Turgut Özal’ı denmez. Turgut Özal’ın Anavatan’ı, Süleyman Demirel’in Doğru Yol’u, Bülent Ecevit’in DSP’si denir. Turgut Bey’de biz yaşadık, Doğru Yol Demirel ile yaşadı. Demek ki, parti genel başkanlarından sonra partilerin yaşaması çok mümkün olmuyor. Şimdi ben AKP’de böyle olacak demiyorum. Ama biz seçim sonuçlarının ardından bir şey yapamadık. Tayyip Bey, onu yapacaktır. 89’da o sonucu aldık, 90 seçimlerine kadar gerekli değişimleri, reformları sağlayamadık. Şimdi Tayyip Bey, ‘benim önümde 4,5 yıl var, ben bu süreyi değerlendireceğim’ diyor. Bizim önümüzde öyle bir süreç yoktu. AKP de ANAP gibi olacak diyemiyorum. AKP’nin önünde önemli bir süreç var. bu süreci iyi okuyup, iyi değerlendirebilirse, tabiki yine başarılı olabilir” dedi. 
Ersümer, açıklamalarını, “Ben Turgut Bey’in Cumhurbaşkanı olmasını istemeyenlerdendim. Çünkü Turgut Bey’den sonra partinin çok yürüyebileceği kanaatinde değildim. Öyle olduğu için de bugün onu rahatça ifade edebiliyorum. Anavatan Partisi’nde bir grup vardı, ‘Biz Turgut Bey yüzünden bu duruma düştük’ diyen bir grup vardı. Bugün AKP’de de aynı şey var. Bu seçimi okumak noktasında ben yaşadıklarıma bakıyorum. AKP’nin içinde de ‘yanlış yaptık’ değerlendirmeleri var, seçimden önce de vardı. Ankara bir örnektir işte” ifadeleri ile tamamladı. 
(Seçkin Sağlam)
Paylaş