Türkiye’nin tek gündemi olan 24 Haziran seçimlerine bir haftadan kısa bir zaman kaldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, seçimlerle ilgili değerlendirmede bulundu. Yaşanılan bu günleri çöküş zamanları olarak nitelendiren Erkek, 24 Haziranda sıradan bir oy kullanılmayacağını söyledi. Ülkenin ekonomik açıdan kötü yönetildiğini belirten Erkek, Türkiye’nin kendi kendine yeten bir ülke iken artık dışa bağımlı bir ülke haline geldiğini ifade etti. Son 15 yılda dış ticaret açığının 967 milyar dolara yükseldiğini dile getiren Milletvekili Erkek; “Unutulmasın ki ihracat attığımız gol sayısıysa, ithalat yediğimiz gol sayısıdır. Yediğimiz gol, attığımızdan fazlaysa, cari açık verir, maçı kaybederiz. 24 Haziran`dan sonra Muharrem İnce Cumhurbaşkanı, Millet ittifakı ise Meclis`te çoğunluk olduğunda bu maçı kazanacağız” dedi. Milletvekili Erkek, seçimlerle ilgili açıklamasında; “24 Haziran`da ülkemiz tarihi bir seçime gidecek ve nasıl bir gelecek istediğinin tercihini yapacaktır. OHAL’in yarattığı korku imparatorluğu mu olağan bir ülke mi? Demokrasi mi otoriterlik mi, kuvvetler ayrımı mı tek adamlık mı? Üretim mi dışa bağımlılık mı, fabrika mı kıraathane mi? Adalet mi, keyfilik mi, zenginlik mi yoksulluk mu, değişim mi statüko mu? 24 Haziran`da herhangi bir seçimde, sıradan bir oy atmayacağız. Çünkü yaşadığımız günler, her alanda çöküşün olduğu zamanlardır” dedi.
“Kırmızı eti başka ülkelerden alır hale getirildik”
Türkiye’nin kendi kendine yeten ülke konumundan dışa bağımlı bir ülke konumuna döndüğünü ifade eden Milletvekili Erkek; “Türkiye Cumhuriyeti 95 yıllık tarihi boyunca hiç bu kadar kötü yönetilmemişti. Bunu her alanda, sayısız bilgi ve örnekle doğrulayabiliriz. Ekonomiyi ele alacak olursak, 95 yılda çok sayıda hükümet ülkemizi yönetti. Bunların tamamında Türkiye, kendi kendine yeten ülkelerden biriydi. Şimdi bu güzelim coğrafyada, bereketli topraklarda ekmeğimizi yaptığımız buğdayı ithal eder olduk. Kırmızı eti başka ülkelerden alır hale getirildik. Yol, köprü, inşaat harici başka hiçbir şey yapmayan AK Parti iktidarları döneminde fabrikalar kapatıldı, limanlar, devlet arazileri satıldı. Üretime hiçbir yatırım yapılmadığı gibi, yanlış politikalarla enerjide tek ülkeye bağımlı hale getirildik. Sonuçta, ekonomi gelişmiş, bölüşüm adil hale gelmiş mi? Hayır! Türkiye`nin dış borcu bitmiş mi? Hayır, aksine artmış. Rakamlara bakacak olursak, içinde olduğumuz durum daha iyi anlaşılacaktır” dedi.
“Paralar nerede? Kimlerin cebinde”
14 yılda harcanan paraların nereye gittiğini soran CHP’li Erkek; “1923 - 2002 arasında, yani 79 yılda bütün hükümetlerin harcadığı para 713 milyar dolardır. Menderes, Demirel, Ecevit, Erbakan, Özal, Çiller, Yılmaz tamamının harcadığı para bu. Üstelik bu süreçte Atatürk, Keban gibi barajlar, şeker, un fabrikaları yapılmış, 1940`ta uçak ihraç edilmiş, Kıbrıs Barış Harekâtı yaşanmış, Marmara, Erzincan, Van gibi depremlerin yaraları sarılmıştır. Tüm bunların sonucunda Türkiye, kendi kendine yetmeye devam etmiştir. Peki, AK Parti dönemlerinde ne olmuştur? 2003-2017 yılları arasında, son 14 yılda sadece Erdoğan`ın tek başına harcadığı para 2 trilyon 94 milyar dolardır. Kaç tane şeker fabrikası yapıldı? Hangi bilim alanında çağ atladık? Bu paralar nerede? Kimlerin cebinde?” dedi.
“Yeter ki inanalım”
Son olarak üreten bir Türkiye’nin mümkün olduğunu dile getiren Erkek; “Bir başka rakama bakalım. İhracat ile ithalat arasındaki fark anlamına gelen cari açık ne durumda? 1951-2002 arasını kapsayan 52 yılda Türkiye’nin verdiği toplam cari açık 43.7 milyar dolardır. Oysa sadece 2017’de cari açık 47.1 milyar dolara ulaşmıştır. Yani, AK Parti`nin bir yılda yarattığı açık 52 yıla bedeldir. 1923’ten 2002’nin sonuna kadar geçen 80 yılda Türkiye toplamda 247 milyar dolar dış ticaret açığı verirken, AK Partiyle geçen 15 yılda, 2017 sonu itibarıyla toplam dış ticaret açığı 967 milyar dolara yükselmiştir. Unutulmasın ki ihracat attığımız gol sayısıysa, ithalat yediğimiz gol sayısıdır. Yediğimiz gol, attığımızdan fazlaysa, cari açık verir, maçı kaybederiz. 24 Haziran`dan sonra Muharrem İnce Cumhurbaşkanı, Millet ittifakı ise Meclis`te çoğunluk olduğunda bu maçı kazanacağız. Üretime dayalı, dışa bağımlı olmayan, kardeşçe yaşanan, demokratik, hakça bölüşümün olduğu. Esnafın, çiftçinin, işçinin, memurun, emeklinin, gencin yaşlının, kadının erkeğin yüzünün güldüğü bir Türkiye mümkün. Yeter ki buna inanalım” dedi.
(Atilla Akın)