Erkek "Önümüzdeki kurultayımız iktidar kurultayı olacak"

1108

 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Başkanlığı`nda toplanan CHP MYK toplantısında alınan kararla, CHP Genel Sekreteri, Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, Parti Örgütü ve Örgüt Yönetimlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı ile birlikte kongreler süreci koordinasyonunda tam yetki ile görevlendirildi.  Milletvekili Erkek, delege seçimleri ile başlayan kongreler sürecini gazetemiz Çanakkale OLAY’a değerlendirdi. Ülkenin içinde bulunduğu durumu göz önüne alarak CHP’nin tüm Türkiye için çıkış ve umut olduğunu belirten Erkek, bu sebeple kongreler sürecinin sağlıklı geçmesinin büyük önem taşıdığını ifade etti. Var olan sistemin adının ‘demokrasi değil, monokrosi’ olduğunu ifade eden Erkek, bunun için büyük bir demokrasi mücadelesi verildiğini söyledi.  Kongreler süreci ve aldıkları yetkiyle ilgili olarak katılımcı, şeffaf, demokratik bir sürecin işlemesinin çok önemli olduğunun altını çizen Erkek; “Bunun için bu süreci yakından takip ediyoruz. Şu anda Türkiye’nin birçok yerinde mahalle delege seçimlerimiz başladı. Sağlıklı bir şekilde de yürüyor. Bazı istisnalar olduğunda da biz gereğini yapıyoruz” dedi.  Türkiye’de işsizlik ve yoksulluğun büyük bir sosyal soruna, travmaya dönüştüğünü belirten Erkek; “Anneler, babalar çocukları ile birlikte yaşamlarına son veriyor. İnsanlar kendilerini yakıyor. Yoksullukla, yolsuzlukla ve yasaklarla mücadele edeceğiz diyenlerin maalesef ülkeyi yoksulluğa, yolsuzluğa, yasaklara batırdığını görüyoruz” dedi.  Mevcut iktidar artık Türkiye’nin ağır sorunlarını çözebilme kabiliyetini yitirdiğini belirten Milletvekili Erkek, Türkiye’nin dünyada ki ekonomik ve hukuksal sıralamalarda her geçen yıl daha gerilere düştüğünü belirtip örnekler vererek; “Mevcut iktidar artık Türkiye’yi yönetemiyor. Türkiye savruluyor” dedi.

 
“Artık tek adam rejimine karşı umut ve çıkış CHP”
“Öncelikle şunu vurgulamak lazım, CHP tüm Türkiye için çıkış oldu, umut oldu. Referandum sürecinden bu yana çok önemli bir strateji yürütülüyor. Demokrasi ve hukukun üstünlüğünü merkeze koyan ittifaklar gerçekleştiriliyor. Onun için bu kongreler sürecini biz çok sağlıklı geçirmeliyiz. Birlik beraberlik içerisinde gerçekleştirmeliyiz. Topluma güven vermeliyiz. Çünkü böyle bir sorumluluğumuz var. Toplumda bizden bunu bekliyor. Birçok siyasi parti bize bakıyor. Çünkü artık tek adam rejimine karşı umut ve çıkış CHP. Bu sürdürülebilir bir sistem değil. Bunun adı demokrasi değil ‘monokrasi’. Bunun için büyük bir demokrasi mücadelesi veriyoruz. Bu sağ sol şeklinde herhangi bir ideoloji mücadelesi değil. Bu bir demokrasi mücadelesi. Bu bir adalet mücadelesi. Eşitlik, özgülük, kardeşlik mücadelesi. Bunun için Kongreler sürecimiz Çanakkale’de de, tüm Türkiye’de de sağlıklı geçmeli. Uyum içerisinde, birlik ve beraberlik içerisinde olmalı. Bizde bu süreçte Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Oğuz Kaan Salıcı ile birlikte bende Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Genel Sekreter vekili olarak, tüm itirazları değerlendireceğiz, gelişmeleri biz takip edeceğiz. Tabii ki Merkez Yönetim Kurulumuz ile birlikte ama Merkez Yönetim Kurulumuz bu konuda yetkiyi bizlere verdi. Bizde kongreler takvimi ile ilgili, takvimdeki değişikliklerle ilgili, itirazlarla ilgili süreci yakından takip edeceğiz. Son karar merci sonuçta MYK burada önemli olan katılımcı, şeffaf bir şekilde mahalle seçimlerimizi öncelikle tamamlamak. Bizim için katılımcılı, şeffaflık, demokrasi çok önemli. Bunun için bu süreci yakından takip ediyoruz. Şu anda Türkiye’nin birçok yerinde mahalle delege seçimlerimiz başladı. Sağlıklı bir şekilde de yürüyor. Bazı istisnalar olduğunda da biz gereğini yapıyoruz” dedi.
  
“Anneler, babalar çocukları ile birlikte yaşamlarına son veriyor”
CHP, umuttur, çıkıştır, çözümdür. İktidara yürüyoruz. Kongreler sürecimiz tamamlanır tamamlanmaz da yeni parti programımızla birlikte ciddi bir şekilde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Türkiye’de işsizlik, yoksulluk büyüyor. Türkiye yönetilmiyor savruluyor. İşsizlik büyük bir sosyal soruna, travmaya dönüşüyor. Anneler, babalar çocukları ile birlikte yaşamlarına son veriyor. İnsanlar kendilerini yakıyor. Düşünebiliyor musunuz bir babanın 1-2 yıldır işsiz olduğunu ve evine çocuklarına ekmek götüremediğini. Bu gerçekten büyük bir trajedi ve büyük bir sorun. Bizim ortak çaba ile bunu çözmemiz lazım. Ancak saray ve çevresinde hiçbir sorun yok. Onlar halktan, Türkiye’nin sorunlarında iyice koptular.  Saray rejimi yandaşları ile beraber maalesef şatafat içinde yaşamaya devam ediyor. ‘Yoksullukla, yolsuzlukla ve yasaklarla mücadele edeceğiz, yolsuzluğu, yasakları kaldıracağız’ diye iktidar olanlar, maalesef ülkeyi yoksulluğa, yolsuzluğa, yasaklara batırdılar. Yandaşlarla yürütülen işlerde büyük kamu zararları söz konusu...  Onun için bu süreçler çok önemli.  Bu süreçlerde herkesin sorumluluğu var. Kişiler önemli değil. Partinin başarısı önemli. Bunun için bu kongreler sürecimizin de sağlıklı geçeceğini, birlik ve beraberlik içerisinde geçeceğini biliyoruz. Bütün çalışmalarımızda bu yönde. Önümüzdeki kurultayımız iktidar kurultayı olacak” dedi.
 
“Mevcut iktidar, Türkiye’nin ağır sorunlarını çözebilme kabiliyetini yitirdi”
Türkiye üretmiyor. Sanayide üretemiyoruz, tarlada üretemiyoruz, üniversitelerimiz bilgi üretmiyor. Bizim hukuk devletine ve üretime ihtiyacımız var. Bağımsız ve tarafsız yargıyı maalesef bitirdik. Yargı, yürütmenin tahakkümü altında. Kuvvetler ayrılığı dediğimiz şey, yasama, yürütme, yargı temelinde sarsıldı. Onun için öncelikle kuvvetler ayrılığı, hukuk devleti ve üretim. Türkiye bunu gerçekleştirmek zorunda. Bunu evet iktidarın saray rejiminin gerçekleştirmesi mümkün değil. Saray rejimi, Türkiye’deki mevcut iktidar artık Türkiye’nin ağır sorunlarını çözebilme kabiliyetini yitirdi. Bunu kaybetti. Bunu tüm tablolarda görüyoruz. Hukukun üstünlüğü endeksinde gördüğümüz gibi son beş yılda 50 basamak aşağıya düşmüşüz. Dünyadaki toplam gelirden aldığı pay son yıllarda çok aşağılarda düştü. 2002’de AKP iktidar olduğunda Türkiye’nin toplam gelirden aldığı pay 4,3 iken bugün 2.5 düzeylerine düştü. Kişi başına düşen milli gelirimiz her geçen gün düşüyor. Her geçen gün eriyor. Dünyanın 20’inci büyük ekonomisiyiz, eskiden de böyleydi hatta eskiden çok iyi konumdaydık, 16’ıncı sıradaydık. Ekonomik olarak bu sıradayız anda kişi başına düşen milli gelirde dünyada 98’inci sıradayız. Yoksullaşıyoruz. Üniversite mezunu her 4 gençten biri işsiz. 1 milyon 276 bin üniversiteli işsiz var. Bu bir rekor. Her zaman söylediğimiz gibi öncelikle hukuk devleti yani adalet ve üretim ve hakça paylaşım. Bu ayaklar bizim için çok önemli. Hukuk Devleti yani adalet, bağımsız ve tarafsız yargı, üretim ve hakça paylaşım. Resmi, rakamlara göre işsizlik 5 milyona yaklaştı ama gerçek rakamlar 8 milyona yaklaştığını gösteriyor. Çok büyük bir sosyal sorunla karşı karşıyayız. Birde bunun yanında çalışan yoksullar var. Bugün Türkiye’de çalışanların yüzde 40’ı asgari ücret ya da asgari ücretin altında ücretle çalışıyor. Asgari ücret 2 bin 20 TL açlık sınırının altında. İspanya’da asgari ücret bin 50 avro, bizde 318 avro. Her anlamda büyük bir tahrifat söz konusu. Bir yerde büyük bir şatafat, israf, öbür tarafta büyük bir yoksulluk... Bu büyük bir adaletsizliktir. Bununla mücadele etmemiz lazım. Buda hukuk devleti, adalet ve üretimle mümkün. Mevcut iktidar artık Türkiye’yi yönetemiyor. Türkiye savruluyor” dedi.
(Eren Aşnaz)
Paylaş