Ergun; "2019 bütçesi, halkın bütçesi mi?"

682

 Tüm Emekli Sen Çanakkale Şubesi Yönetim Kurulu tarafından, 2019 Yılı Merkezi Hükümet Bütçesine yönelik açıklama yapıldı. Şube Binasında yapılan açıklamaya Tüm Emekli Sen Yönetim Kurulu ve üyeleri katıldı. Tüm Emekli Sen Şube Başkanı Emin Ergun tarafından yapılan açıklamada, ülkede vergi gelirlerinin yüzde 65’inin emeklilerden karşılandığı belirtildi. Yapılan araştırmalarda emeklilerin yüzde 80’inin açlık sınırının altında yaşadığını ifade eden Ergun, 2003 yılında 1.5 milyon olan çalışan ve iş arayan emekli sayısının 2017 yılında 4 milyonu aştığını söyledi. Ergun, açıklamasında; “2018 bütçesi 762 milyar olarak düzenlenmişti, vergi ve gelirler 697 milyar, bütçe açığı 66 milyar olarak kabul edilmişti. Dolayısıyla yüzde 40-50 arasında zamların yapılacağını söylemiştik ve bu oran aşılarak gerçekleşti. 2019 bütçesi 960 milyar olarak ön görülmüş, gelirler 807 milyar, bütçe açığı 93 milyar olarak görülüyor. Bunun anlamı, 2019 yılında 93 milyar lira halka zam olarak yansıyacak. 2019 bütçesinin gelirlerinin yüzde 88’ini vergiler oluşturuyor. Toplanan verginin yüzde 62 si dolaylı vergi, yani tüketim üzerinden alınıyor. Ülkemizde vergi gelirlerinin toplam istihdamın 2/3 ü yani yüzde 65 ücretli emekçilerden karşılandığı dikkate alındığında, 2019 bütçesinde de vergi yükünün yine emekçi, emekli ve dar gelirlilerin sırtına yıkılacağı anlaşılıyor. ÖTV ve KDV oranları yetmiyormuş gibi, artan oranlı vergi dilimi uygulamasının sürdürülmesi nedeniyle 2019 ücret/maaş zamları daha verilmeden uçup gitmiştir” dedi. 

 
“Emeklilerin yüzde 80’i açlık sınırı altında”
Emeklilerin yüzde 80’inin açlık sınırının altında yaşadığını ifade eden Ergun; “KESK-AR`a göre 2018 Eylül ayı Açlık sınırı 2.214 TL. Yoksulluk sınırı 6.237 TL. Tek çalışanın aylık harcaması 2.360 TL’dir. Ayrıca emeklilerin yüzde 80`i açlık sınırının altında ücret almakta ve bu bütçeyle öyle görünüyor ki, bu zam furyası ve ekonomik kriz daha da şiddetlenerek devam edecek ve dar gelirlilerin durumu daha da kötüye gidecek. İş-Kur verilerine göre 2017 Ocak ayında iş arayan 65 yaş üstü kişilerin oranı yüzde 13 artmıştır. Çalışan ve işçi, emekli sayısı hızla tırmanmaktadır. 2003 yılında 1.5 milyon olan çalışan ve iş arayan emekli sayısı 2017 yılında 4 milyonu aştı. Çalışan ve iş arayan emeklilerin sayısının giderek artmasının temel nedeni emekli aylıklarının insanca yaşamaya yetecek seviyede olmaması ve giderek düşmesidir” dedi.
 
“Türkiye, en düşük emekli maaşı veren ülke konumunda”
Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında, çalışılan dönemde alınan maaşa oranla en düşük emeklilik maaşı veren ülke konumunda olduğunu belirten Ergun; “Özellikle kamu yatırımlarından 30.9 milyar TL. Sosyal Güvenlikten 10.1 milyar TL. harcamaları, toplamda 59 milyar TL  tırpanlayarak ve 16 milyar TL. ek vergi toplayarak, toplamda 75.9 milyar TL. tasarruf tedbirini övünme konusu yapmaları yanlış bir anlayışa işaret ediyor.   Tasarruf öngörülürken, Cumhurbaşkanlığı bütçesinin yüzde 29 arttırılması ileri teknoloji ve ihracattan vurulurken, Sanayi Bakanlığı bütçesinin yüzde 4.5 daraltılması, buna karşılık Diyanet bütçesinin yüzde 34.5 genişletilmesi bütçenin önceliklerini ortaya koyuyor. Ayrıca Jandarma yüzde 47 Emniyet, yüzde 21 Sahil Güvenlik yüzde 27.5`lik ödenek artışları güvenlikçi ve savaş politikalarının 2019`da da devam edeceğini göstergesidir” dedi.
  
“Bütçe mücadelesi aynı zamanda demokrasi mücadelesi”
Emeklilerin taleplerini sıralayan Ergun; “2019 yılı içinde Anayasada yapılacak değişiklikle emeklilerin sendika hakkının tanınıp, parlamentoda emekli sendikaları statü yasasının çıkartılıp, 2020 yılı zammı için sendika ile toplu sözleşme yapılmasını istiyoruz.  2019 bütçesinde ‘emekli yok, emekçi yok, halk yok.’ Diyoruz ki emekliye, emekçiye, eğitime ve sağlığa bütçe ayrılmalı.  Maaşlarımızın yüzde 26 oranında arttırılmasını,  maaş tutarında ikramiye verilmesini, Milli gelirden emeklilere pay verilmesini istiyoruz.  Diğer sorunlarımızın çözümü için Hükümetle TİS masasına oturarak çözüm bulunulmasını talep ediyoruz.  Son çıkan 5510 sayılı yasa ada ortaya çıkan belirsizliklerin giderilerek, aradaki kayıpların giderilmesini istiyoruz.  Temel tüketim mallarından vergi alınmamasını, her türlü kamusal ulaşımdan emekli ve eşlerinin ücretsiz faydalanmasını talep ediyoruz.  Sağlıkta yapılan kesintiler kaldırılsın, erişilebilir sağlık hizmetleri sağlansın ve hastanelerde Geriatri kliniklerinin açılmasını istiyoruz.  Görülüyor ki bu sistemin değişmesi, Türkiye`nin krizden çıkışı için bir zorunluluktur. Simdi TBMM`de, ama hep sokakta ve günlük hayatımızın içerisinde yüksek sesle şu soruyu sormalıyız `bu bütçe kimin bütçesi? Sarayın mı, Halkın mı? Bütçe mücadelesinin ayni zamanda bir demokrasi mücadelesi olduğuna inanıyoruz” dedi. 
(Eren Aşnaz)
Paylaş