Erenköy halkı isyan noktasında

Erenköy Viyadüğü`nde geçtiğimiz ay meydana gelen heyelan nedeni ile yapılan çalışmalar kapsamında Erenköy’e giriş yolunun yapılmayacağının söylenmesi belde halkını isyan noktasına getirdi. Beldelerine girmek için kilometrelerce yolu fazladan giden halk, imza kampanyasına hazırlanıyor. Erenköy Belediye Başkanı Alaaddin Özkurnaz, “Bu Erenköy’ü izolasyon altına almak da demektir” dedi.

881
Çanakkale-Erenköy arasındaki yolun viyadüğün üzerine çökmesi nedeni ile yaklaşık bir aydır devam etmekte.Bu çalışmalar kapsamında Erenköy’e giriş yolunun da tekrar yapılması talebi karayolları tarafından reddedildi. Erenköy Belediye Başkanı Alaaddin Özkurnaz, belde halkının imza toplama kampanyası hazırlığında olduğunu ifade etti. “Erenköy’ün yol sorunu tarihi olarak aslında 2001 yılına kadar dayanıyor” diyen Özkurnaz, “Yani yaklaşık 12 yıldır süren bir macerası var buranın. Son olarak gelinen noktada, dolguydu, yol yapımıydı derken, 2012 yılının şubat ayında viyadük yapımına karar verildi. Çalışmalar buna göre geçen yıl başladı ve 2012 yılının son aylarına kadar devam etti. 13 Mart 2013 günü ise aşırı yağışlar nedeni ile yaşanan heyelan, hem viyadüğün ayaklarını hem de dolayısıyla insan hayatını tehdit etmeye başladı. Şimdi de risk olarak görülen heyelanı önlemek için çalışmalar yapılıyor. Bu olayın esas müsebbibi karayollarıdır. Son olarak geçtiğimiz günlerde yapılan koordinasyon toplantısında da Karayolları 14’üncü Bölge Müdürlüğü’nden gelen yetkililer ile görüştüğümüzde orada Erenköy’e giriş yolunun yapılmayacağı söylendi. Bu haber ortaya çıktıktan sonra da Erenköy halkında ciddi anlamda bir tepki oluşturdu. Proje dahilinde olmadığı ve Erenköy’e giriş olan bu yolun yapılmayacağının söylenmesi ne bizim tarafımızdan ne de Erenköy halkı tarafından anlamlandırılamamıştır. Yol demek medeniyet demektir. Bu yolun yapılmayacağının söylenmesi ise Erenköy’ü medeniyetten soyutlamak anlamına gelir ki bu Erenköy’ü izolasyon altına almak da demektir. Dünyanın hiç bir yerinde de anayola cephesi olan bir yerleşim yerinin, 6 kilometre ileri gidip, tekrar geri dönerek şehir merkezine ulaşıyor olması gibi bir durum yoktur” dedi.
Karayollarının bir politikası mı?
Özkurnaz, açıklamalarında “Bu yaşananlardan sonra ben, karayollarının anayol yaparken, yerleşim yerlerinden ne tür etkiler bırakacağı, hangi olumsuzluklara yol açacağı noktasında bir ÇED raporunun hazırlanması gerektiğini düşünüyorum. Bu aynı zamanda sosyal anlamda da nasıl bir etki sağlayacağının belirlenmesi anlamında geliyor. Bu yol, Erenköy’ün giriş yolu olarak yapılmazsa Erenköy’de sosyal anlamda bir tsunami etkisi yaratacaktır. Bu karayollarının medeniyetten uzaklaştırma politikasıdır. Bugün şoförlerle görüştük. Şoförler bu konuya gerçekten büyük bir tepki içinde ve bu tepkiyi de dillendirmeye başladılar. Arkasından da bir imza kampanyasını organize edecekler Erenköy halkı ile birlikte. Bu imza kampanyası, Çanakkale Valiliği, Karayolları Bursa 14’üncü Bölge Müdürlüğü’ne, Ulaştırma Bakanlığı’na ve Başbakana iletilecek” dedi.
Türkiye’de başka bir yer var mı?
Özkurnaz, Türkiye’de böyle bir sorunla uğraşan başka bir yerleşim yerinin olmadığını ifade etti. Özkurnaz, “Şu an yapılan çalışmalar tamamen viyadük ayaklarını kurtarma çalışmasıdır. Yerleşim yerine böyle bir yol bağlantısı düşünülmüyor. Bu düşünülmediğinde de Erenköy halkı bir biçimde izole edilmiş olacak, medeniyetten soyutlanmış olacak. Bizim yerleşim yerimiz anayola cepheli bir yer. Örneğin, anayoldan 5-6 kilometre uzak bir yerleşim yeri olsa, Kumkale, Tevfikiye, Dümrek gibi olsa mantıklı olabilir. Ama bizim gibi girişi olup çıkışı olmayan bir yer Türkiye’de başka var mı? Bilmiyorum” dedi.
Böyle mi turizm kenti olunacak?
“Çanakkale, gerek valilik tarafından gerekse işadamları tarafından turizm konusuna büyük önem veriliyor” diyen Özkurnaz, bu durumun kent turizmini de olumsuz etkileyeceğini ifade etti. Özkurnaz, “Turizm yatırımları ile ilgili ciddi toplantılar da yapılıyor. Bakıyoruz ki turizme bu kadar önem verilen bir yerde, Erenköy beldemize bir turist geldiğini düşünün, sonuç sizce ne olur? Buraya gelen turist, buraya geldiğinde karşısında koca bir dağ ile karşılaşacak. Bu nasıl bir etki yaratır sizce? Çanakkale, madem ki turizmle kalkınacaksa yerleşim yerlerine giriş ve çıkışların en azından sağlıklı olması gerekir diye düşünüyorum” dedi.
Yapımı şaibeliydi zaten
Özkurnaz, açıklamalarını “Erenköy halkı imza kampanyasına başlamaya karar verdi. Halk derdini somut olarak dile getirmiş olacak. Bu bölgenin doğal halini karayolları bozdu. Bu nedenle karayolları bu işten birinci derecede sorumludur. Çünkü kimse onlara ‘gelin buraya dolgu yol yapın, burayı yarın’ demedi. Kaldı ki o dolgu yolun yaşamayacağını daha önceden de söyledik. Çünkü yapımı bir kere şaibeliydi. Kaya gibi sağlam temel malzemeler kullanılmadı. Çevreyi tahrip ederek o toprağı oraya getirip yaptılar. Viyadüğün ömrü de bu kadar oldu. Viyadük yapılırken o kaymalar olsaydı geçiş olanı nerede olacaktı? Dolayısıyla İzmir-İstanbul yolu tamamen kapanmış olacaktı, bu da ayrı bir rezalet olacaktı” şeklinde tamamladı.
Paylaş