Emek Partisi`nden (EMEP) dün yapılan açıklamada IŞİD`in bölge halkları üzerinde uyguladığı katliama değinilerek, IŞİD vahşetine karşı halkların ortak mücadelesinin önemine vurgu yapıldı. EMEP`ten yapılan açıklamada “Filistin’de, Rojava’da, Irak’ta mazlum halklar kıyımdan geçiriliyor. Bu vahşi saldırıları gerçekleştiren IŞİD’in ve İsrail’in en büyük destekçisi olan emperyalistler ile başını Türkiye ve S. Arabistan’ın çektiği, Bölgenin emperyalizm işbirlikçisi rejimleri, yapılan katliamların ardından adeta timsah gözyaşları döküyorlar. Katliamlardan kaçan halklara yardım şovları eşliğinde bu suçlarının üstünü örtmeye çalışıyorlar. Peki, bu katliamlar neden yaşanıyor?
Çünkü emperyalistlerin yüzyıl önce Bölge’de (Ortadoğu’da) halkları ve inançları düşmanlaştırarak kurdukları düzen artık çöktü. Bugün başını ABD ve Batılı emperyalistler ile Türkiye, Katar, S. Arabistan gibi rejimlerin çektiği güçler, Bölge halklarının Tunus ve Mısır’dan başlayarak değişim, demokrasi, insanca yaşam için yürüttükleri mücadeleyi, Bölge’de yeniden kendi düzenlerini kurmak için kullanmaya çalışıyorlar. Bu yüzden tıpkı yüzyıl önce olduğu gibi halklar, inançlar, mezhepler arasındaki düşmanlıklar kışkırtılıyor ve mazlum halklar katliamlardan geçiriliyor. IŞİD Emperyalistlerden ve Bölge İşbirlikçi Yönetimlerinden Destek Alıyor! Mazlum halkların başına bela olan IŞİD, ABD desteğinde Türkiye’nin yürüttüğü Suriye’ye müdahale politikaları nedeniyle kendine yaşam alanı buldu. Türkiye, Suriye rejimini devirmek ve Rojava’da Kürtlerin kendi geleceklerini belirlemesini engellemek için IŞİD’e ve diğer el Kaideci-Selefi çetelere sınırlarını sonuna kadar açarak her türlü desteği sağladı. Suriye’de Türkiye ve S. Arabistan’ın mezhepçi politikalarından güç alan IŞİD, Irak’taki Şii-Sünni gerilimini kullanarak Musul’u aldı ve Irak’a yerleşti. Ardından hem Rojava’ya, hem de Irak’taki Êzîdîlere, Türkmenlere, Şiilere, Hıristiyanlara karşı vahşi saldırı ve katliamlara girişti. IŞİD halkları kıyımdan geçirirken Erdoğan ne diyor?: “IŞİD, eğer Müslüman’sa rehinelerimizi serbest bıraksın.” Yani eğer rehineleri serbest bıraksa artık IŞİD’e söyleyecek sözü yok! İsrail ise, IŞİD’in saldırıları ile Bölge’de yaşanan karışıklığı fırsat bilerek Filistin halkına karşı vahşi katliamlara girişti. Suriye ve Irak’ta IŞİD’i var edenler, Filistin’de İsrail saldırılarına sessiz kaldılar. Yeni cumhurbaşkanı Erdoğan, meydanlarda İsrail’e lanet ediyor. Acaba Filistin’i bombalayan İsrail jetlerine petrol göndermeye ve Malatya’daki Kürecik radar üssünden İsrail’e istihbarat vermeye devam eden kim? Bu sorunun yanıtı, İsrail’le görünüşte kavga eden ama askeri ve ticari olarak yakın bir ilişki ve işbirliğini sürdüren AKP ve Erdoğan’dan başkası değil. Bugün IŞİD kuşatması altında olan Rojava, halkların emperyalizm ve gericiliğin saldırılarına rağmen kendi geleceklerini kendilerinin belirlemelerinin; her milliyet ve inançtan halkların birlikte yaşayabilmesinin mümkün olduğunu göstermiştir. Rojava’nın kuşatma, ambargo ve saldırılarla yok edilmek istenmesinin nedeni de budur” denildi.
“Kardeşime dokunma”
“Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin mazlum halkların dostu ve kurtarıcısı olmadığı açıktır” denilen açıklamada “Emperyalistlerin derdi, dünyanın en önemli petrol ve doğal gaz kaynaklarına sahip olan Ortadoğu’nun yeraltı ve yerüstü kaynaklarını yağmalamaktan başka bir şey değildir. Ancak gözü daha fazla sömürü ve yağmadan başka bir şey görmediği için Bölge halklarına açlık ve ölümden başka bir şey getirmeyen bu emperyalist-kapitalist barbarlık kader değildir. Halkların bu sömürü düzeninden kurtuluşunun; kendi kaderlerini kendilerinin belirleyecekleri ve barış içinde kardeşçe yaşayacakları bir geleceğin yolu sosyalizmden geçmektedir. Emperyalizm Değil, Halklar Kazanacak! 1 Eylül Dünya Barış Günü, halklar-inançlar-mezhepler arasında çatışmaları kışkırtan emperyalizm ve işbirlikçisi rejimlere karşı; her milliyetten, her inançtan halk güçleri olarak sesimizi yükseltme günüdür. Bugün milliyeti ve inancı ne olursa olsun, Bölge’nin tüm mazlum halklarıyla dayanışmayı büyütme günüdür. Suriye’ye müdahale politikaları nedeniyle ülkemize sığınan Suriyelilere yönelik saldırılara karşı “kardeşime dokunma” deme günüdür. Çünkü ancak halkların birlik ve mücadelesi ile emperyalizm ve işbirlikçisi baskıcı rejimlerden kurtulabilir; halkların ve inançların bir arada kardeşçe yaşayacağı bir geleceği hep birlikte kurabiliriz. Emperyalizm ve gericilik değil; mazlum Ortadoğu halkları kazanacak!” ifadelerine yer verildi.