EMEP’ten “barış” çağrısı

Emek Partisi İl Başkanı Kenan Erkul, Cumartesi günü gerçekleştirilecek 7`nci olağan kongre için çağrıda bulundu. Erkul, “Tüm Çanakkale halkını, ilerici-demokrat tüm oluşumları, emek ve meslek örgütlerini birlikte, ortak özgürlükler mücadelesini yükseltmeye, geleceğimiz savaş ve çatışma ile değil, görkemli bir barış ile kurmaya çağırıyoruz” dedi.

692
Emek Partisi`nin Cumartesi günü Belediye Nikah Salonunda düzenleyeceği 7`nci olağan kongre öncesi açıklamada bulunan İl Başkan Kenan Erkul, 6`ncı kongreden bu yana başta Türkiye ve Ortadoğu olmak üzere dünyanın birçok yerinde halkların ayaklandığına dikkat çekti. “Partimizin 7. Kongresi, kapitalist dünya ekonomisinin yeni bir daralma ve durgunluk sürecine girdiği, siyasal belirsizliklerin uluslararası ilişkilerin temel karakteri halini aldığı, bu duruma bağlı olarak emperyalist güç merkezlerinin karşılıklı pozisyonlarının sürekli değiştiği bir dönemde gerçekleşiyor” diyen Erkul, “Günümüzdeki savaş ve çatışmaların kaynağının 90’ların başında emperyalist ideologların öne sürdüğü gibi `medeniyetler savaşı` değil, tersine emperyalist büyük güçlerin dünya egemenliği için yürüttüğü mücadeleler olduğu gerçeği bugün bizzat kapitalist emperyalizmin sözcüleri tarafından itiraf ediliyor. Ortadoğu ve Ukrayna’da yaşananlar bu gerçeğe tanıklık ediyor. Yüz binlerce kişinin savaş ve saldırılarda öldürülmesi, milyonlarca insanın evlerini bırakarak sığınmacı durumuna düşürülmesi emperyalist politikaların halklara ve insanlığa karşı işlediği suçların bir kısmıdır. Hemen hemen iki yılda bir tekrarlanan dünya çapında krizlerde, art arda canlanma, durgunluk, daralma süreçlerine giren kapitalist devlet ve hükümetler, zor duruma düşen şirketleri kurtarmak için trilyonlarca doları şirketlere akıttılar. Bunun sonucu devlet borçlarında ve bütçe açıklarında devasa artışlar oldu. Bu durum işçi sınıfı, emekçiler ve bağımlı halklar üzerindeki kapitalist baskı ve saldırıları katmerleştirdi. Tasarruf tedbirleri ve kemer sıkma adı altında devreye sokulan kapitalist saldırganlık, aynı zamanda burjuva devlet ve hükümetlerin uygulamalarında gericileşmeyi ve otoriterleşmeyi de beraberinde getirdi. Karşılarında işçi sınıfı mücadeleleri ve halk hareketleri yükseldi. Bu mücadelelerin en görkemlilerinden biri kamuoyunda Gezi eylemleri diye bilenen Haziran Halk Direnişiyle ülkemizde yaşandı. Ne var ki, sınıf mücadelesinde yığınların kendi deneyleriyle öğrenmeleri bakımından büyük birikimler sunan bu mücadelelerin önemlice bir bölümü ya yenilgiyle sonuçlandı ya da kısmi kazanımlardan sonra kendiliğinden sönümlendi. Halk hareketlerinin Tunus, Mısır gibi ülkelerde elde ettiği kısmi başarılar dünya emekçi sınıfları açısından azımsanmayacak bir moral gücü sağladı. Ancak, nesnel koşulların elverişli olmasına rağmen, işçi sınıfının bilinç ve örgütlenme sorunlarını aşamamış olması daha ileri gitmeyi engelledi. Bütün bu çelişkiler ve çalkantılar döneminden çıkarmamız gereken derslerin başında bu gelmektedir” ifadelerini kullandı.
 
"Rojava kırılma noktasıdır"
EMEP İl Başkanı Erkul; "Suriye’de Esad rejimi şimdilik varlığını korumakla birlikte ülke bütünlüğünü kaybetmiş, geleceği iç savaşın sonucuna göre belirlenecek bir duruma düşmüştür. IŞİD’ in çıkışıyla birlikte Irak’ta da benzer gelişmeler ortaya çıkmıştır. Etnik ve mezhepsel bölünmeler üzerinden yapılan müdahaleler sonucu adeta bir mezbahaya dönen Ortadoğu’da halkların geleceği, emperyalistler ve bölge gericiliklerine karşı mücadeleyle belirlenecek bir aşamaya gelmiştir. Ayağa kalkan Kürt halkının, yanına aldığı diğer milliyetlerden halkların gönüllü birlikteliğine dayanarak üç kantonda bölgesel özerklik ilan ettiği ve kendi kaderini belirlemek üzere iktidarını kurmaya giriştiği Rojava, bugünden halkların emperyalistler ve bölge gericilerinin karşı karşıya geldiği bir kırılma noktası haline geldi. Rojava komşu halkları etkileme potansiyeliyle geleceğin belirlenmesinde önem taşıyan açık bir çatışma alanıdır" dedi.
 
“Savaş değil barış”
“Kobane`ye yönelik IŞİD eliyle yapılan saldırılar, daha birkaç ay önce Şengal`de Ezidi halkına ve Türkmenlere yapılan saldırılar gibi dünya gündemindeki yerini koruyor” diyen Erkul, “Yaklaşık 40 gündür direnen Kobane`deki Kürt halkı, sadece Kobane`ye değil, tüm Ortadoğu`nun mazlum halklarına örnek bir direniş sergileyerek, güç kaynağı olmaktadır. Kobane`ye yönelik açılacak `yaşam koridoru` Türkiye`den beklenen ilgiyi görmezken, AKP hükümetinin IŞİD konusundaki tavrı tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşmekte ve tepki çekmektedir. AKP hükümeti artık, dünya devletleri gözünde, (IŞİD`e destek olan bir iktidar) konumundadır. AKP`nin IŞİD konusundaki tavrı, sadece Ortadoğu`yu değil, Türkiye`yi de derinden etkilemektedir. Kobane`ye destek eylemleri, bölgede Hizbullah gibi kontra-terör ile bastırılmaya çalışılırken, batı illerinde Türk-Kürt gerginliği için sivil faşistler devreye sokulmuştur. Türkiye halklarının kaderi savaş ve çatışma değil, birlikte mücadeleden geçmektedir” şeklinde konuştu.
 
Tüm Çanakkale halkına çağrı
Erkul, açıklamasını “7`nci kongremiz, Türkiye`de, halkların ve emekçilerin ortak talepleri noktasında birleşerek mücadele etmelerini desteklemekle birlikte, işçi sınıfının devrimci partisi şiarıyla partimiz, tüm halk ve işçi direnişlerinin içindeki yerini korumaktadır. 25 Ekim Cumartesi Çanakkale Belediyesi Nikah Salonu`nda saat 13`te gerçekleşecek kongremizde, tüm Çanakkale halkını, ilerici-demokrat tüm oluşumları, emek ve meslek örgütlerini birlikte, ortak özgürlükler mücadelesini yükseltmeye, geleceğimiz savaş ve çatışma ile değil, görkemli bir barış ile kurmaya çağrıyoruz. Barbarlığı yeneceğiz, işçi sınıfı kazanacak, halklar kazanacak” çağrısı ile tamamladı.
Paylaş