EMEP’den çağrı

Emek Partisi Çanakkale İl Örgütü yazılı bir açıklama yaparak emekçilerin içinde bulunduğu duruma vurgu yaptı. Emekçilerin taleplerini daha da güçlü bir şekilde savunmak için, 1 Mayısların mücadele geleneğine katkı sunan kutlamalar için, emekçileri alanlara davet etti. Yapılan yazılı açıklamada şunlar kaydedildi: “Ülke zenginleşti: Ülkenin dolar milyarderlerinin sayısı son bir yılda 35’ten 44’e yükseldi. Emekçilere ne düştü? Düşük ücret. Ağır çalışma koşulları. Taşeronlaştırma. Esnek çalışma. İşçi kıyımı ve işsizlik! Uçurum büyüdü: Ülkenin en engin 100 kişisinin serveti 200 milyarı aştı. Emekçiler ne kazandı? 15 milyon emekçinin geliri ortalama 850 lira oldu. Rekor farkı: Türkiye’nin en zengini Ferit Şahenk saniyede 25 dolar kazanma rekoru kırdı. İşte işçilerin rekoru: İşçiler her gün 5 arkadaşlarını iş cinayetlerine kurban verdi. Avrupa rekoru kırdı. Patronlara teşvik: Patronlara her türlü teşvik ve destek artırıldı. İşçi ve memura köstek: Sendikalar yasasıyla sendikalı olmak zorlaştırıldı. Sırada memurların iş güvencesi ve özlük hakları var. Savaştan kim kazandı? Ülkede 30 yıldır süren savaşı patronlar işçileri bölmek için kullandı. Kürt sorununda demokratik çözüm yerine imha ve inkar dayatıldı. Emekçiler kırıldı: Çatışmalarda patron çocukları değil emekçi çocukları öldü. Sokakta, işyerinde patronlar değil emekçiler birbirine düşürüldü. Patronlar kazandı, işçiler yoksullaştı. Bu nedenle işçi sınıfı ve emekçiler (barış olsun) istiyor. Bölgesel savaş: İsrail dedi ki; ‘Suriye’ye ortak müdahale için Türkiye’den özür diledik’. Evet, hedef tahtasına konanlar önce Suriye sonra İran! ‘ABD-İsrail-Türkiye’ artık yine ortak savaş gemisinde! Bölgesel savaş: ABD’nin ve emperyalizmin çıkarlarına olan bu savaştan halklara birbirini boğazlamaktan başka bir şey düşmeyecek” dendi.

EMEP’ten yapılan açıklamada “Düşük ücret, ağır çalışma koşulları, işçi kıyımları, taşeronlaştırma ve esnek çalışmaya karşı, işten atmalara ve iş cinayetlerine karşı, sendikasızlaştırma ve kamu emekçilerini güvencesiz bırakma girişimlerine karşı, elektriğe, doğalgaza, ulaşıma yapılan zamların yarattığı yoksulluğa karşı, ‘Kentsel dönüşüm’ adı altında yaşadığımız yerlerden sürülmek istenmemize karşı, paralı eğitime ve sermayenin hizmetinde bir üniversite anlayışına karşı, işçi ve emekçileri vuran 30 yıllık bu savaşa seyirci kalan bürokratik sendikal anlayışa karşı, Kürt sorununda demokratik halkçı bir çözümü yok sayanlara karşı, Ortadoğu’da savaş tamtamlarının çalınmasına ve hükümetin işbirlikçi politikalarına karşı Haydi 1 Mayıs’a!” denildi.