KESK ile DİSK Genel İş Sendikası Çanakkale Şubesi, işçi ve emekçi sınıfının kazanılmış hakları için belediye önünde protesto eylemi gerçekleştirdi. KESK`in ev sahipliğinde düzenlenen ve DİSK Genel İş Sendikası Çanakkale Şubesi ile Eğitim Sen`in de destek verdiği protesto eyleminde taleplerini haykıran işçi ve emekçiler, iş bırakarak AKP`yi grevle uyardı.
“Hükümet durmazsa hayatı durduracağız”
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan`ın da destek verdiği protesto eyleminde konuşan DİSK Genel İş Sendikası Çanakkale Şube Başkanı Erdinç Uslan, sermayenin çıkarları uğruna AKP iktidarının tüm ülkeyi bir savaş alanına çevirdiğini belirterek; “Taksim`deki son yeşil alanın rant getirecek bir projeye kurban edilmesine karşı başlayan direniş, iktidar tarafından şiddet kullanılarak bastırılmak istenmiştir. İktidarın bu hoyratça güç gösterisi direnişin ülke çapına yayılmasına ve büyümesine neden olmuştur. Halk, Erdoğan`ın ağzından çıkan her sözün kanun olamayacağını, kendi haklı ve meşru taleplerinin şiddetle bastırılamayacağını göstermiştir. Tayyip Erdoğan ise kendi halkın gaz bombalarına boğmuş, sokak ortasında işkence yaptırmış yurttaşlarını sakat bırakmış ve ölümüne neden olmuş bir hükümetin başıdır. İktidarın, her toplumsal talebi şiddetle bastırma tutumu çığırından çıkmıştır” dedi.
“Şiddetin sorumluları istifa etmelidir”
Başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP iktidarını, Taksim`den Türkiye`ye yayılan direnişin şartlarını yerine getirmeye çağırdıklarını ifade eden Uslan; “Taksim Gezi Parkı`nın park olarak kalacağı resmen ilan edilmelidir. Halka uygulanan şiddetin sorumluları hesap vermeli ve istifa etmelidir, biber gazı kullanımı yasaklanmalıdır. Ülkenin dört bir yanında gözaltına alınan binlerce kişi hakkında hiçbir soruşturma açılmayacağı ilan edilmeli, yaratılan mağduriyetler nedeniyle halktan özür dilenmelidir. Taksim başta olmak üzere Türkiye`deki tüm meydanlarda, kamusal alanlarda toplantı ve eylem yasaklarına son verilmelidir. Bu şartlar gayet açık, net ve meşrudur. Bu taleplere karşı uygulanan şiddet ise gayrimeşrudur. Erdoğan`ın ifadesiyle `Kendi halkına zulüm eden iktidar, meşruiyetini bitirmiş demektir.` Hükümetin halka kulak vermemesi, şiddeti durdurup bu taleplere yönelik adım atmaması halinde biz halkın meydanlardan yükselen talebine kulak vereceğimizi ilan ediyoruz. Bu andan başlayarak yanıt alıncaya kadar, sendikalı, sendikasız, kadrolu, taşeron tüm emekçilerle birlikte hükümeti ihtar ediyoruz ve hayatı durduruyoruz. İşsizleri, ev kadınlarını, esnafları, gençleri, öğrencileri güç vermeye davet ediyoruz” diye konuştu.
“Direnişimiz sadece Gezi Parkı için değildir”
KESK Dönem Sözcüsü Zeki Önder ise şu şekilde konuştu: “Bu direnişimiz sadece Gezi Parkı için değildir. Kutlayamadığımız Milli Bayramlar içindir. Silivri’de hapsedilen Ordumuz içindir. Hapisteki Aydınlarımız, gazetecilerimiz içindir. Yurdumuzu açılım adı altında böldüğünüz içindir. Laikliği yok ettiğiniz içindir. Halk açlık sınırında yaşarken, sizlerin milyar dolarla dünyanın en zengin listelerinde olduğunuz içindir. Atam’a ayyaş diyip dil uzattığınız içindir. Dini siyasete karıştırarak din siyaseti yaptığınız içindir. Size oy verenler Müslüman, vermeyenler gavur İzmirli olduğu içindir. Şehidimiz kelle, terörist başı sayın olduğu içindir. Çiftçilerimize analarını alıp gitmesini söylediğiniz içindir. Komşu Müslüman ülkeleri yok etmek için kafirlerle el ele olduğunuz içindir. Irak’ta binlerce Müslüman katledildi, sessiz kaldığınız içindir. 2 torba kömür, makarnayla hayatları satın aldığınız içindir. Reyhanlı içindir. Çocuklarınız askere göndermeyip, fakir ocaklara ateşler döktüğünüz içindir. Gençlerimizi dindar ve kindar diye ayırdığınız içindir. En önemlisi artık başımızda senin kulun, halkın olmak istemediğimiz içindir.” Yapılan açıklamanın ardından işçi ve emekçiler, `Hükümet istifa` diye haykırdı.
Kent halkı da destek verdi
Belediye önünde toplanan işçi ve emekçiler, daha sonra Gezi Parkı`nda yaşanan olaylar nedeniyle AKP hükümetini protesto etti. Belediye önünden başlayan yürüyüşe katılan işçi ve emekçiler, sloganlar eşliğinde Halk Bahçesi’ne kadar yürüdü. Yürüyüş sırasında `Hükümet istifa` diye bağıran gruba, kent halkı da alkışlarıyla destek verdi. AKP hükümetine tepki gösteren işçi ve emekçiler, eylemlerini Halk Bahçesi`nde sonlandırdı.
Eğitim-Sen de g(ö)revde
Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi dün yaptığı açıklaması ile iş bıraktığını bugün ise tüm yurtta olduğu gibi Çanakkale’de de grevde olduklarını duyurdu. Yapılan açıklamada “Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yapması gereken tek şey, günlerdir polis şiddetiyle engelleyemediği bu halk iradesi önünde boyun eğmek ve bunun gereklerini yerine getirmektir” dedi.
Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi dün Hüseyin Akif Terzioğlu Güzel Sanatlar Lisesi önünde basın açıklaması yaparak AKP hükümetinin politikalarına tepki gösterdi. Dün itibariyle iş bırakma eylemi yaptıklarını bugün ise bir günlük uyarı grevi yapacaklarını kaydetti. Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi adına açıklama yapan İşyeri Temsilcisi İsmail Baytaş, “Türkiye’de son bir haftadır yaşananlar, çok uzun süredir gecenin karanlığının hakim olduğu bir ülkede eşitliğe, özgürlüğe, demokrasiye hasret bırakılan tüm kesimlerin umutlarını yeniden filizlendiriyor. Silmeye, unutturmaya çalışanlara inat, topraklarımızda süren toplumsal mücadeleler tarihine yeni sayfaların eklenişine tanıklık ediyoruz. Taksim Gezi Parkı’na AVM yapılmasını dayatan talana ve ranta karşı başlatılan protestoları zor kullanarak bastırabileceğini zanneden AKP iktidarı tüm dikta rejimlerinin baş belası en sağlam kayaya, halka toslamış bulunuyor. Gezi parkındaki doğa katliamına karşı demokratik haklarını kullanarak tamamen barışçıl eylemler gerçekleştirenlerin canına kast eden boyutlara ulaşan devlet terörü ile karşılaşması yıllardır haksızlık ve hukuksuzlukla kuşatılanlar için bardağı taşıran son damla olmuştur. Baskı ve zulüm düzenine karşı ülkenin dört bir tarafında milyonların sahiplendiği, omuz verdiği Gezi Parkı direnişi bir halk hareketine dönüşmüştür. KESK olarak; tüm baskıların, devlet terörünün üzerine direniş kararlılığıyla yürüyerek ülkesine ve geleceğine sahip çıkan başta gençlerimiz olmak üzere tüm halkımızı selamlıyoruz. Türkiye`nin aydınlık geleceği için yürütülen bu onurlu mücadelede hayatını kaybedenlerin ailelerine, yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Gezi parkı direnişi halkı kul olarak gören, marjinal, çapulcu olarak nitelendirecek kadar pervasızlaşanların gaz bombalarının dumanı, sisi ile perdelemeye çalıştığı emek ve demokrasi düşmanlığını tüm çıplaklığıyla ortaya sermiştir. Sokak sokak, mahalle mahalle tüm ülkeye yayılan direniş sadece Gezi Parkı’nı değil, bütün bir ülkeyi sermayenin talanına açan, yıllardır emek ve demokrasi düşmanlığının bayraktarlığını yapanlara karşı halkın yükselen tepkisinin ifadesidir. Tüm acılara, kayıplara rağmen zulme karşı kenetlenen milyonların mücadelesini hala anlamak istemeyen AKP iktidarı ve iflah olmaz yandaşları on yılı aşkın bir süredir katmerleşerek artan yağma ve sömürü düzeninin ülkemizde yarattığı tahribatı, halkta, emekçilerde biriktirdiği öfkeyi görmezden gelmektedir. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yapması gereken tek şey, günlerdir polis şiddetiyle engelleyemediği bu halk iradesi önünde boyun eğmek ve bunun gereklerini yerine getirmektir. İstanbul’u gaza boğan, halka saldırı emri veren İçişleri Bakanı, İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü görevden alınmalıdır. Tüm gözaltı ve tutuklamalar derhal serbest bırakılmalıdır. Taksim Gezi Parkına Topçu Kışlası ve AVM yapılması planı iptal edilmelidir. Başta Taksim olmak üzere şehirlerin meydanlarına konulan toplanma yasakları kaldırılmalı, biber gazı kullanımı yasaklanmalıdır. Her türlü baskıya rağmen sesini yükselten, kamu emekçilerinin vicdanın sesi olma kararlılığından ödün vermeyen KESK olarak iş güvencesinden asla taviz vermeyeceğimizi, sendikal hak ve özgürlüklerimizin daha da daraltılmasına izin vermeyeceğimizi defalarca ifade ettik. 21 Mayıs 2013 tarihinde yaptığımız basın toplantısıyla kamu emekçilerinin iş ve ücret güvencesini adım adım ortadan kaldırmayı hedefleyen saldırılara güçlü bir cevap vermek için 5 Haziran’da bir günlük bir uyarı grevi gerçekleştireceğimizi tüm kamuoyuna ilan ettik. Ancak Gezi Parkı direnişiyle ülkenin dört bir tarafına yayılan eşitlik, özgürlük ve demokrasi talebine kulaklarını tıkayanların, halkın canına kast edecek kadar gözünü karartanların ortaya çıkardığı vahşet tablosu yeni bir değerlendirme yapmamız gerektiğini göstermiştir. Bugün ülkenin bütün şehirlerine yayılan halk öfkesi ve direnişi, yıllardır mahkum edildiğimiz neoliberal yağma ve talan düzenine karşı açılmış bir mücadele bayrağıdır. Yaşamını ve geleceğini savunan tüm halk kesimleri gibi, kamu emekçileri de işine, geleceğine ve yaşam alanlarına sahip çıkmaya kararlıdır. Kamu emekçileri iş güvencesi başta olmak üzere, kazanılmış haklarına nasıl sahip çıkıyorsa, halkımızla birlikte yaşam alanlarımıza da aynı kararlılıkla sahip çıkmayı sürdürecektir. Siyasi iktidarı kamu emekçilerinin ve halkın geniş kesimlerinin taleplerine kulak vermeye çağırıyoruz. 657 sayılı DMK`yı değiştirerek kadrolaşmayı artırmayı öngören hükümleri derhal geri çekin” dedi.