AKP hükümetine “Ülkemizi daha karanlığa sürükleyecek bu bütçeyi derhal geri çekin!” diyerek seslenen Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Telat Koç; “Savaşın, sömürünün, gerici düzenine karşı mücadelesinden bir an bile geri adım atmayan emekçiler olarak bugün buraya bu düzenin bütçesine karşı sesimizi yükseltmeye geldik! Gasp edilen haklarımızın, işimizin, aşımızın, eşitlik ve özgürlük mücadelemizin sonuna kadar savunucusu olan biz emekçiler, buradan Meclis’e sesleniyoruz: Ülkemizi daha karanlığa sürükleyecek bu bütçeyi derhal geri çekin! 11 yıldır AKP hükümeti kaynakların kimlerden nasıl toplanacağına tek başına karar veriyor, bu kaynakları kurmaya çalıştığı yeni düzeni güçlendirecek alanlara aktarıyor. Emekçilerin birikimlerine el koyarak, ağır vergilerle toplanan bu kaynaklar, bugün emperyalizmin taşeronluğuna, toplumun tüm ezilenlerini baskı altında tutacak şiddet mekanizmalarına, dini-gerici temelde toplumsal yaşamı yeniden dizayn etmeye aktarılıyor. Bu kaynaklar, daha fazla istihdam yaratacak, toplumsal refahı arttıracak yatırımlara değil, bir avuç rantiyeci sermayenin cebine aktarılıyor. Bizler, savaşın, rantın, dinselleştirme projelerinin maliyetlerini ödemeyi reddediyoruz! Bizlere dayatılmaya çalışılan bu bütçeyi kabul etmiyoruz” dedi.
“Her geçen gün haklarımız gasp ediliyor”
“Haklarımız her geçen gün gasp edilirken, ülkemizi Ortadoğu’da emperyalizmin müdahale aracına dönüştüren AKP’nin savaşçı politikalarının faturası yine emekçilere ödettirilmek isteniyor” diyen Koç; “Ülkemizin emperyalistlerin maşası haline getirilmesine, halkların kendi geleceklerine kendilerinin karar verme haklarının, özgür ve bir arada yaşam haklarının ellerinden alındığı bu kirli tarihe ortaklık etmesine izin vermeyecek olan biz emekçiler, savaşın bütçesini de kabul etmeyeceğiz! Kürt sorununun demokratik, barışçıl çözümü süreciyle birlikte savaş harcamaları küçüleceği yerde büyümektedir. Barış halkların dilindeyken bütçe, barışın değil savaşın, baskının ve şiddetin ve ölümlerin bütçesi olmaya devam etmektedir. Toplumsal barışa hizmet edecek adımlar atılmadığı gibi, 90’lı yıllara davetiye çıkaran biçimde demokratik tepkiler şiddetle bastırılmaya, halkların bir arada yaşam zeminleri daraltılmaya çalışılmaktadır. 2014 yılı bütçesi de işsizlik, su, elektrik gibi alt yapı sorunlarının yanı sıra eğitim, sağlık gibi onlarca sorunla boğuşan halkın ihtiyaçlarına cevap vermek yerine oluşan çatışmasızlık ortamını ve barış umutlarını ortadan kaldırmaya yönelik girişimlerin hazırlığının yapıldığına yönelik işaretlerle doludur. AKP iktidarının rejimini sürdürmede en fazla endişe ettiği konulardan biri de Gezi direnişi ile halk arasında yeniden büyüyen birlik ve dayanışmadır. Ortak talepler etrafında sarsılmaz bir sağduyu ve direnme gücüyle kenetlenen farklı toplumsal kesimlerin bir arada hareket etme duygusunu parçalamaya dönük, toplumsal muhalefeti sindirmeye ve yok etmeye yönelik izlediği tek yol daha fazla şiddeti arttırmaktır. 2014 yılı bütçesinde de toplumsal muhalefet karşısında kullanılan devletin tüm baskı aygıtlarının güçlendirilmesine dönük harcamaların arttığı görülmektedir. Yurdun her köşesinde süren direniş, özgürlük ve demokrasi çığlığına dönüşürken, baskıcı ve otoriter düzeni pekiştirmek için AKP hükümeti emekçilerin kendi vergileriyle emeğe, demokrasi ve özgürlük taleplerine karşı kullandığı şiddeti finanse ediyor. Ödediğimiz her kuruş vergi, bizlere “daha fazla savaş, toma, gaz, gözaltı, baskı ve ölüm” olarak dönmektedir. İnsanca yaşam hakkı her geçen gün emekçilerin ellerinden alınmaktadır. AKP’nin ısrarla gündemde tuttuğu 657 sayılı Devlet Memurları Kanunundaki kapsamlı değişikliklerle tüm kamu emekçileri taşeron, esnek, performansa dayalı, güvencesiz ve kuralsız bir çalışmanın ucuz işgücü haline dönüştürülmek istenmektedir. Ucuz işgücünün merkezi olan kadınlara yönelik saldırılara, “Kadın istihdam paketi” ile yenileri eklenmektedir. Tüm bu politikalar paralelinde 2014-2015 dönemini kapsayan toplu “satış” sözleşmesinde milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklinin haklarının bir kez daha gasp edildiğine tanık olduk. Milyonlarca kamu emekçisinin talepleri AKP-Memur sen ortaklığında görmezden gelindi, hakları gasp edildi. Kamu emekçilerinin maaşlarına net 123 TL artış yapıldı, ne var ki o da zaten şimdiye kadar buharlaştı. Her geçen gün daha derin bir yoksulluğun içine itilen kamu emekçilerinin toplam gelirden aldığı pay bu yıl daha da küçüldü. Bunun yanında AKP boş durmadı, hayatı her geçen gün daha pahalı hale getirdi, yaşamı çizdiği karanlık tabloda emekçiler için daha da zorlaştırmaya devam etti; Hayatın her alanını piyasalaştıran uygulamalar sonucunda; her yıl eğitime yaklaşık 15 milyar TL’lik bir maliyeti emekçiler kendi ceplerinden ödedi; sağlığa yaptığı harcamalar AKP döneminde yüzde 17 arttı. Eğitim ve sağlık gibi yurttaşların tamamını ilgilendiren alanlara kamusal yatırım yapmak yerine kaynaklar büyük oranda özel okullar ve hastaneler yoluyla sermayeye aktarıldı” şeklinde konuştu.
“AKP hükümetini uyarmak için GREV’de olacağız”
AKP hükümetini kamu emekçilerinin haklı taleplerine olumlu cevap vermezse, 19 Aralık 2013 Perşembe günü hükümeti uyarmak için GREV’de olacaklarını kamuoyuna duyuran Koç şu şekilde konuştu: “Bizler, savaşın, rantın, sermayenin, muhafazakarlığın bütçesine hayır diyoruz! Toplu Sözleşme döneminde ifade ettiğimiz temel taleplerimiz doğrultusunda bütçeden hakkımızı almak için mücadelemizi yükseltiyoruz. Artık Yeter! Diyoruz. Taleplerimiz gayet açık; Kayıplarımızın telafisi için her kamu emekçisinin maaşına en az 300 lira zam yapılmasını, Herkese iş ve ücret güvencesi sağlanmasını, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmasını, maaşlarımızın vergi artışından etkilenmemesini, kadın emekçilere pozitif ayrımcılık uygulanmasını, baskı, tutuklama ve sürgüne son verilmesini, istiyoruz! Satış sözleşmesini kabul etmiyoruz, bütçeden hakkımızı istiyoruz! Taleplerimizin yaşama geçmesi için bugün ülke genelinde sokağa çıktık. İşyerlerinde kamu emekçilerinin haklarına sahip çıkması için yoğun bir çalışma sürdürüyoruz. Meclis`teki muhalefet partilerinin taleplerimize sahip çıkması için girişimlerde bulunuyoruz. AKP hükümeti kamu emekçilerinin haklı taleplerine hala olumlu cevap vermezse, 19 Aralık 2013 Perşembe günü AKP hükümetini uyarmak için GREV’de olacağız. Tüm kamu emekçilerini haklarımız ve geleceğimiz için mücadelemize güç vermeye çağırıyoruz.”