Emek Gençliği üyeleri Çanakkale Belediyesi nikah salonunda düzenlediği toplantıda gençliğin sorunları ve çözüm yollarını tartıştı. Çanakkale Emek Gençliği adına konuşma yapan Ezgi Yavuz; “ülkemizde genç işsizlik oranı %30`larla ifade edilmektedir. Gençlere iş alanı yaratılması bir yana, kamu kuruluşları, devlete ait fabrikalar satılarak ve kapatılarak, tamamen dışa bağımlı bir ekonomik düzen kurulmak isteniyor. Gençlerin payına düşen ise daha kötü koşullarda sigortasız, sendikasız, eğitim ve sağlık hakkından yoksun, belirsiz ve geleceksiz bir yaşam oluyor” dedi.
“Türkiye gençliğinin en temel ihtiyacı nedir?”
Toplantıda konuşma yapan Ezgi Yavuz, “Asgari ücret, açlık sınırının altındayken hükümet Türkiye ekonomisinin dünyanın sayılı devletleri arasına gireceğiyle övünüyor. Bankalar, holdingler, dev tekeller kar rekorları açıklarken binlerce genç işten atılıyor. Meslek liselerine kadar uzanan iş cinayetleri, yüzlerce genç işçi arkadaşımızın ölümüne neden oluyor” dedi.
Yavuz şunları söyledi; “Egemen sınıfların ve AKP Hükümetinin politikalarına itiraz eden gençler, 12 Eylül darbesini ve darbecilerini aratmayacak bir anlayışla kovuşturuluyor, gözaltına alınıyor ve tutuklanıyor. Parasız eğitim, parasız sağlık, eşitlik, kardeşlik, insanca bir yaşam ve gelecek istemek, soruşturma ve gözaltı terörüyle bastırılıyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, şifreci/elemeci sınav sistemleriyle milyonlarca gencin geleceği ipotek altına alınmak isteniyor. Ezberci, eleyici, rekabete dayalı, yarışın ve bireyciliğin öne çıkartıldığı eğitim anlayışıyla, kendi çıkarlarını toplumsal çıkarlardan koparmış, insana, çevresine, ülkesine ve dünyaya duyarsız bir gençlik yaratılmaya çalışılıyor. 4+4+4 gibi sistemlerle dindar gençlik yetiştirmeye çalışan ve bizleri birbirimize kırdırmaya çalışan bu zihniyet unutulmamalıdır ki, Türk ve Kürt gençliğinin bağımsız, demokratik ve barış için de bir ülke ve dünya özlemi emperyalistler ve işbirlikçilerinin yalanlarıyla bastırılıp yok edilemeyecek kadar güçlüdür. İşçi sınıfı ve emekçilerle birlikte kendi geleceğimiz için mücadele etmeli, Kapitalist bir barbarlığa, savaşı kışkırtan emperyalist sömürgeciliğe karşı durmalı, İnsanlığın ve bilimin bütün ilerici ve devrimci birikimine sahip çıkmalı,Sistemin ve AKP`nin dayattığı yıkım ve rantsal dönüşüme, uyuşturucu ve çeteleşmeye karşı gençlerin kültürel ve sosyal tesislere sahip olduğu, modern ve yaşanılabilir kentler için hep birlikte mücadele etmeli,İş, güvenli bir gelecek ve onurlu bir yaşam için güçlerimizi birleştirmeli, yeteneklerimize göre eğitim gördüğümüz, iş ve gelecek kaygımızın olmadığı, parasız ve sınavsız bir eğitim ve bir üniversite için birleşmeli ve örgütlenmeli,tutarlı bir demokrasi, gerçek ve kalıcı bir barış için, içeride ve dışarıda savaşa karşı ortak tutum almalıyız. Kısaca; çevremizi tahrip eden, bizleri geleceksizleştirmeye, açlığa, sefalete, yoksulluğa mahkum etmeye çalışan kapitalist düzenin genel olarak insanlığa, özel olarak da gençliğe verebileceği bir şey kalmamıştır. Bu düzene karşı insanca yaşanılabilir, herkesin eşit koşullarda ve eşit ücretle çalıştığı, açlığın, yoksulluğun olmadığı, parasız eğitim ve parasız sağlık haklarımızı sonuna kadar kullanabileceğimiz sosyalizme ulaşmak için mücadelemizi; ideolojisini işçi ve emekçilerden alan Emek Gençliği`nde birleştirelim. Bu söylenenleri unutmadan Türkiye gençliğinin en temel ihtiyacı nedir? sorusu sorulduğunda buna verilecek karşılık ne olmalıdır? Diyebiliriz ki, bütün halk gençliğinin bağımsızlık ve demokrasi temelinde, iç işleyişinde bağımsız, sınıf ideolojisi ve politikasına bağlanmış, birleşik örgütünü ve mücadelesini yaratmak diye özetleyebiliriz. Aydınlık bir geleceği yaratmanın özgürlükleri elde etmenin, insanca yaşanılır bir ülke kurmanın en temel sorunu ve çözümü burada yatmaktadır.”