"Eline yüzüne bulaştırdın"

716

 CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, bir dizi temasta bulunmak amacı ile geçtiğimiz hafta sonu Çanakkale’ye geldi. Çanakkale’deki programı kapsamında Baykal, Çanakkale Belediyesi Çalışanları Sosyal Tesisleri’nde partililer ile bir araya geldi.  CHP Eski Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen, Eski Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal ile birlikte Çanakkale Belediye Çalışanları Sosyal Tesislerine gelen Baykal’ı partililer coşku ile karşıladı.  Buluşmaya Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Kepez Belediye Başkanı Dr. Ömer Faruk Mutan, CHP İl Parti Başkanı Nejat Önder, CHP Merkez İlçe Başkanı Celal Karakaş, ilçe ve belde belediye başkanları, ilçe başkanları ve çok sayıda partili katılım gösterdi. Baykal buluşmada, Türkiye ve Çanakkale il genelindeki referandum sonuçlarını değerlendirdi. Çanakkale Merkez ilçede referandum sonrası alınan yüzde 72’lik oy oranını büyük bir başarı olarak nitelendiren Baykal; ”Çanakkale referandumda yaşanan her türlü küçük duygunun, küçük hesabın, siyasi kaygının, çekişmenin ötesinde muhteşem bir dayanışma sergiledi. Aslında Çanakkale bir öncü il olarak karşımıza çıktı, ama şunu da görmeliyiz Türkiye’de güzel bir sonuç ortaya çıktı. Bu sonucu anlayabilmemiz için bu sonucun nasıl geliştiğini anlamamız lazım. Düşünün adil, eşit, demokratik bir siyasi parti ortamından geçerek mi oy kullandık? Böyle bir şey söylemek mümkün mü? Bir tarafta devletin bütün olanaklarıyla, bütün gücüyle tarafsızlık için yemin etmiş cumhurbaşkanı olayın içinde sonuna kadar. Devletin uçağı, devletin güvenlik güçleri, gittiği her yerde resmi organizasyonlarla düzenlenen mitingler. Okullar tatil, öğretmenler, memurlar mitingde, yemeler içmeler hepsi ortalıkta. Böyle bir siyasi mücadeleden geçtik. Devlet bütün olanaklarıyla sahnede buna karşılık biz nasıl gideceğiz çözümünü bulamıyoruz mitingleri ertelemek zorunda kalıyoruz. Salonlar kapatılıyor, bizim arkadaşlar stant açıyor vay arkadaşım OHAL’de olmaz denerek stant kapıyorlar. İstanbul’da, Ankara’da her yer kapatılıyor, müdahale oluyor. Normal bir yarışma oldu mu? Dünyada aslında demokratik ülkelerde OHAL altında anayasa değişikliği yapılmaz. Örneğin Fransa’da. Ciddi bir demokratik tartışma yaşanacağından yasaktır. OHAL’de bir ülkenin demokratik geleceği kararlaştırılabilir mi? Olacak iş değil ama oldu” dedi. 

 
“Vicdandan yükselen bir hareket oldu”
 ‘Hayır’ın tabandan ve vicdandan yükselen bir hareket olduğunu belirten Baykal; “Müthiş yaratıcı fikirler ortaya attılar, küçük videolar çektiler, espriler yaparak görünmeyen toplumsal hareketi ortaya çıkardılar. Özellikle gençlerin ve kadınların büyük ölçüde yer aldığı, her türlü insanın bulunduğu muhteşem bir hayır çalışması oldu. Hayır hareketi spontane bir şekilde yaşandı. Tabandan, aşağıdan yükselen, inançtan ve vicdandan yükselen bir hareket oldu. Böyle yükselen bir hareket eşit olmayan bir şartlarda oy kulandı. Sabah televizyonu açıyorsunuz öğleye kadar başbakan sonra cumhurbaşkanı izliyordunuz. Ayıp değil mi, demokrasiye sığar mı? CHP olarak yıllarca adil olsun diye uğraşmışız, şimdi açıktan ne adaletlisi kardeşim, artistlik yapmayın bırakın dercesine birileri çıktı ve ‘gücü yeten gücü yetene’ mantığına dayalı bir düzen getirdi. Bu demokratik bir ortam mı? Bu süreçten çıktı o rakamlar. Sonra bir baktık seçim süreci sırasında YSK açıklama yaptı. Karar aldı, sandık başkanları elinde bir mühür, kullanılmış oyları mühürlediler. Böyle bir referandum olabilir mi? Ne oldu tartışma süreci adil değil, tarafsız değil, medya herkes onlarda. Tehdit var, şantaj var. Demokrasiye geçişte hepimizin mahkum olduğu bir olay yaşadık” diye konuştu.
 
“Bir kişilik egemenliğine dayalı bir anayasaya geçiliyor”
Daha önce hazırlanan hiçbir Anayasanın milli egemenliğe dokunmadığını vurgulayan Baykal; “Sonuç oldu ama ne oldu yüzde 50, yüzde 50 oldu.  Yüzde 50 seçimde iyi bir rakamdır. Yüzde 50 oy aldığın zaman belediye başkanı seçilirisin. Ama yüzde bir ile anayasa değişmez. Yüzde 50’lik bir oy oranı ile nerede olmuştur bir anaysa değişikliği, olmamıştır. Bizim tüm anayasalarımız aynı temel esastan çıkmıştır. Milli mücadele ile yapılan 24 anayasaları milletin egemenliğine dayalı anayasalardır. Daha sonra 61 ve 82 anayasaları yapılmıştır. Ama hepsi milletin emenliğine dokunmamıştır. Milletin egemenliğini kendine yontmaya çalışmıştır. Ama yine de milletin egemenliği demiştir. Askeri dönem anayasaları da öyledir. Anayasa yapıldığı zaman millet konuşur. Şimdi ilk kez milletin egemenliğine değil, bir kişilik egemenliğine dayalı bir anayasaya geçiliyor. Ve nasıl geçiliyor yüzde 50 ile geçiliyor” dedi.  
 
 “2019 da bir oylama daha olacak”
Türkiye’nin bir Anayasa krizi ile karşı karşıya olduğunu ifade eden Baykal; “Kucağımızda yeni bir çocuk var, yeni çocuğa nevzat derler. Peki, ne bu, bu anayasa krizidir. Kucağımızda yeni ve somut anayasa değil, anayasal problemlerini ruhumuzdan ve aklımızdan kaldırmaya çalışan ve bize tamam artık dedirten, nevzat tartışması artık olmayacak dedirten durum var.  Bu kucağımızdaki krizdir, Anayasaya krizidir. Yüzde 50 ile birileri diyor ki iş bitti. YSK kararı verdi iş bitti diyor. Biten bir şey yok. Tamamda bu maç daha bitmedi. Eline yüzüne bulaştırdın. Böyle anayasa değişmez kardeşim. Ve oldu bitti demenin hiçbir şartı yoktur. Bu gol ofsayt bir kere. Hakem düdüğü çaldı diyorsun. Tribün ayakta, hakem ayakta golü atan adam bile ya ben elimle dokundum diyor. Niye böyle söylüyorum çünkü araştırma yapıldı, evet diyenlerin yüzde 27’si bu adil olmadı diyor. Yüzde 27’si. Birinci devrede maç sonucu ilan edilmez. Daha 90 dakika olmadı. Maça ara verildi. Gol mü değil mi tartışılıyor. Herkes bu devreyi gördü, yaka silkti. Destek olanlarda keşke olmasaydı dedi. İkinci devreye daha var. 2019 da bir oylama daha olacak” dedi. 
 
“Algı yönetimi siyaseti bitti” 
Anayasa değişikliğinin oldubittiye getirtilemeyeceğini ifade eden Baykal; “Şimdiki seçimde niyet beyanı oldu. Böyle bir anaysa uyguladım denildi. Oldubittiye getirilmeye çalışıldı, ama olmaz bu kadar önemli bir anayasa böyle oldubittiye getirilmez. Bu ciddi bir iştir. Burada koca millet var. 2019’da öyle diyen kişileri millet seçecek mi, seçmeyecek mi göreceğiz. Bakalım bu anaysa o zaman yürürlüğe girecek mi. Daha yolun başlangıcında olduğumuzu bilmeliyiz. Biz suçüstü yaptık. Millet tepisinin daha net olduğunu gördük. Hem tezgahları, oynana oyunları gördük. İkincisinde ona göre hazırlanacağız. Önümüzde iki buçuk yıllık bir süre var. Bu seçimden sonra bu anaysa krizini çözecek sağlıklı bir süreç ortaya çıkacaktır. Ve yeni seçimden sonra, belki o zaman derli toplu anayasaya sahip olma şansı bulabileceğiz. Bu süreç başladı, anayasa sorunu önümüze geldi. Yeter ki biz olayın önemini, ciddiyetini bilelim ve daha bitmediğini, doğru bitmesi gerektiğini unutmayalım. Devlet büyükleri fitne sokmaya çalıştığı halde, bu millet ben doğru bildiğimi yaparım dedi. Bu çok güzel bir derstir. Siyaset değişti artık, şantaj siyaseti dönemi bitti. Birbirine düşürme siyaseti bitti. Algı yönetimi siyaseti bitti. Bunun işaretiydi bu. Bizim hepimizin heyecanlanması için, tazelenmek için çok nedenimiz var. Ve diyeceğiz ki hep beraberiz. Nasıl milli mücadele hep beraberdik. Şimdi de devleti hep beraber sahipleneceğiz. Şimdi Türkiye’yi sahiplenme vaktidir” dedi. 
(Burhan Mert Balcı)
Paylaş