Yaz aylarının gelmesi ile birlikte orman yangınları da artış gösteriyor. ‘İhmal, umursamazlık, dikkatsizlik…’ gibi sebeplerle çıkan orman yangınlarının birçoğunun ise neden çıktığına dair akıbeti bilinmiyor. Ekoloji Birliği, yaz aylarının gelmesi ile artan orman yangınlarına dikkat çeken bir açıklamada bulundu. Yangınların bazen ihmal nedeni ile çıksa dahi; “Bazen de ya tarla açma, kapitalist kar hırsı ile yatırım alanı yaratma, ya da güvenlik vb. gerekçeleriyle, bilerek çıkartılmaktadır” denildi. Her ne sebeple olursa olsun meydana gele yangınlara göz yumulmasının hukuksuzluk olduğu belirtilen açıklamada; “Hukukun işletilmesi ve bilinçli yapılan bu katliamların sorumlularının cezalandırılması gerekmektedir” denildi. Madencilik faaliyetleri nedeni ile büyük orman alanlarının bilinçli olarak kesildiği belirtilen açıklamada; “Havaalanları, duble yollar, konut ve yapılaşma nedeniyle de ormanlık alanlar kesilmekte, büyük barajlar ormanlık alanları su altında bırakmaktadır” denildi. Gerek, merkezi iktidarın gerekse yerel yönetimlerin şimdiden kendi sınırları içindeki ormanların korunması için gerekli makine ve ekipmanı hazırlamayarak ve çalışanlarına eğitimler vererek yangınlara hazırlıklı olması gerektiği belirtilen açıklamada; “Olası yangınların hızlı ve etkin bir biçimde söndürülebilmesi için karayolları bölge bakım merkezlerine benzer, orman yangınlarına yerel(bölgesel-lokal) müdahale merkezleri oluşturulmalı ve buralarda en az bir yangın helikopteri veya uçağının bulundurulması sağlanmalıdır” denildi.
“Orman yangınlarının sorumluları, ihmalci, rantçı, sömürgeci zihniyettir”
Yapılan açıklamada; “Ormanlar birkaç milyar yıllık bir geçmişe sahip, tür çeşitliliğinin en önemli alanlarındandır. İnsan ve insan dışı canlıların yaşadığı en büyük ekosistemlerdendir. Endemik türlere ev sahipliği yapar. Havamızı temizler, tüm canlılara sınırsız ürünler sunar. Bu vazgeçilmez yaşam alanlarında zaman zaman yangınlar meydana gelmektedir. Yangınlar bazen ihmal nedeniyle çıkmakta, bazen de ya tarla açma, kapitalist kar hırsı ile yatırım alanı yaratma, ya da güvenlik vb. gerekçeleriyle, bilerek çıkartılmaktadır. Orman yangınlarının sorumluları, ihmalci, rantçı, sömürgeci ve baskıcı zihniyet ve bu zihniyete hizmet eden kişi ve kurumlardır. Her ne sebeple çıkarsa çıksın, meydana gelen yangınlara göz yummak vicdansızlıktır, hukuksuzluktur. Hukukun işletilmesi ve bilinçli yapılan bu katliamların sorumlularının cezalandırılması gerekmektedir. Rant düzeninde, tarım, turizm, maden ve inşaat sektörlerinin ihtiyacı için faili meçhul yangınlar çıkarılarak orman alanların vasfının yitirilmesi sağlanmaktadır. Bu sektörler nereyi işaret ederse ertesi gün o ormanlar bir yangına kurban verilmekte, yaşam ve doğa yok edilmektedir” denildi.
“Orman vasfı yok edilip turizm alanlarına çevrilmekte”
Ormanların ‘rant’ amaçlı yakılarak turizm alanına çevrilmek istediği belirtilen açıklamada; “Anız yakmalardan kaynaklı devasa tarım arazilerini kaplayan yangınlar ormanlık alanlara da yayılmakta, toprakta yaşayan onlarca canlı ve mikroorganizma yok olmaktadır. Turizm sektörü de rant mekanı olarak belirledikleri bir çok orman alanını gerek yasal düzenlemelerle, gerekse de yakmak yoluyla, orman vasfından çıkarıp turizm alanına çevirmektedir. Diğer taraftan, yasal yollarla ormanlık alanlar kiralanmakta ve ağaç kesimleri yapılarak alan yaratılmaktadır. Madencilik yapılacak alanlarda da geniş ormanlık alanlar madencilere üç kuruşa tahsis edilmekte ve büyük ormanlık alanlar göz göre göre kesilmekte ve ekosistem tahrip edilmektedir. Havaalanları, duble yollar, konut ve yapılaşma nedeniyle de ormanlık alanlar kesilmekte, büyük barajlar ormanlık alanları su altında bırakmaktadır. Güvenlik gerekçesiyle kürt coğrafyasında uzun yıllardır çıkartılan orman yangınları da bir başka yıkıcı etki yaratmaktadır. Doksanlı yıllarda köy boşaltmaları hep orman yangınları üzerinden yapılmış ve yangınlar yöntem olarak kullanılmıştır. Ne yazık ki günümüzde bu anlayış hala aynı şekilde devam etmektedir. Askeri operasyonlardan kaynaklı her yıl birçok ormanlık alanda yangınlar yaşanmakta ve bu alanlar küle dönmektedir. Her yıl günlerce süren orman yangınlarında binlerce hektar ormanlık alan yok olmaktadır. Yörede yaşayanların can ve mal kaybı olmakta, ormanda yaşayan canlıların en temel hakkı olan yaşam hakkı yok sayılmaktadır. Çıkan/çıkarılan orman yangınlarının söndürülmesi engellenmektedir” denildi.
“Yangınlara karşı şimdiden hazırlıklı olunmalı”
Yangınlara karşı acil tedbirlerin alınması gerektiği belirtilen açıklamada; “Gerek merkezi iktidar gerekse yerel yönetimler şimdiden kendi sınırları içindeki ormanların korunması için gerekli makine ve ekipmanı hazırlamalı ve çalışanlarına eğitimler vererek yangınlara hazırlıklı olmalıdır. Olası yangınların hızlı ve etkin bir biçimde söndürülebilmesi için karayolları bölge bakım merkezlerine benzer, orman yangınlarına yerel(bölgesel-lokal) müdahale merkezleri oluşturulmalı ve buralarda en az bir yangın helikopteri veya uçağının bulundurulması sağlanmalıdır. Sorumluların söylem ve gerekçeleri ne olursa olsun yetkili kurumları yangınların çıkması-çıkarılması konusunda vicdani olarak sorumlu davranmaya ve anayasa ile koruma altına alınmış olan ormanları korumaya davet ediyoruz. Şimdiden uyarıyoruz; Her yıl olduğu gibi bu yılda muhtemel çıkacak yangınları “iyi niyetle” karşılayıp sineye çekmeyeceğiz. Söz konusu alanlarda meydana gelecek orman yangınlarına göz yummayacağız. Bir bütün olarak yaşam alanlarını tehdit eden bu durumu kimse geçiştiremez. Sorumlu kişi ve kuruluşları gerekli önleyici planlamalar yapmaya çağırıyoruz. Konunun takipçisi olacağımızı ve ormanlarımızın ve yaşamın koruyucusu ve savunucusu olacağımızı tüm kamuoyuna ve ilgili kurumlara bildiririz” denildi.
(Eren Aşnaz)