Eğitim-Sen’den dilekçeli protesto
Eğitim-Sen Çanakkale Şubesi tarafından düzenlenen eylemde, sendika üyelerine yönelik yapılan baskı ve soruşturmalar protesto edildi. Sendika üyeleri soruşturma ve sürgünlere ilişkin dilekçelerini Milli Eğitim Bakanlığı`na faks çekti.
Postane önünde düzenlenen eylemde konuşan Eğitim-Sen Çanakkale Şube Sekreteri Mustafa Bulgurcu; “Sendikamız üye ve yöneticilerine yönelik sürdürülen baskı, soruşturma, ceza ve sürgünler sistemli bir saldırıya dönüşmüştür. Muhalif duruşumuzu, bilimsel ve demokratik bir eğitimi, eğitim emekçilerinin ifade ve örgütlenme özgürlüğü ile insanca çalışma koşulları talebini bastırmaya yönelik bu saldırılara karşı Milli Eğitim Bakanlığı`na faks çekiyoruz” dedi. Bulgurcu; “Soruşturma, sürgün ve görevden alma girişimleri, bizleri haklı mücadelemizden yıldırmayacaktır Eğitim Sen ve KESK’e bağlı sendikaların üyeleri, yıllardır sendikalhakveözgürlüklermücadelesisürecindepekçokkezbaskılara, cezalara, soruşturma ve sürgünlere, hatta görevden almalara maruz bırakılmış, siyasi iktidarın yıldırma politikaları ile hizaya getirilmeye çalışılmıştır. Eğitim-Sen üye ve yöneticilerine yönelik olarak, sendikamızın mücadele tarihiyle yaşıt hale gelen baskılar, son yıllarda KESK ve bağlı sendikalara yönelik olarak çeşitli tarihlerde başlatılan yıldırma operasyonları, gözaltı ve tutuklamaların ardından daha da şiddetlenmiştir. Bu dönemde özellikle Gezi direnişi sürecinde ülke çapında başlatılan “cadı avı” nın bütün hızıyla sürdürülmesi dikkat çekicidir. AKP’nin ideolojik çizgisinde yasallaşmış idari makamların disiplin soruşturmaları, verdikleri sürgün ve görevden alma kararları bizler için ne ilktir, ne de son olacak gibi görünmektedir. Son dönem de gerçekleştirilen operasyonlarla gözaltına alınan ya da tutuklanan sendikamız üye ve yöneticileri yürüttükleri kamu göreviyle ilgili hiçbir suçlama yöneltilmediği halde, haklarında disiplin soruşturmaları başlatılmıştır. KESK’e bağlı sendikalar içinde en fazla yargılanan üyesi olan Eğitim-Sen üyeleri hakkında, değişik illerde eşzamanlı olarak disiplin soruşturması başlatılmış olması dikkat çekicidir.Soruşturma sonucunda bazı illerde ‘uyarma’ veya ‘kınama’ cezaları önerilirken, bazı illerde ‘kademe ilerlemesinin durdurulması’ bazı illerde de ‘devlet memurluğundan çıkarma’ cezası önerilmiştir. Bazı illerde soruşturma sonucunda disiplin cezaları yanında sendika üye ve yöneticilerinin görev yerlerinin de değiştirilmesi, yani sürgün edilmesi önerilmiş ve bazı arkadaşlarımız için sürgün kararları alınmıştır. En temel sendikal faaliyetlerin bile suç sayıldığı, örgütlenme ve ifade özgürlüğünü önemseyen, savaşlar karşısında barışı savunarak demokratik tepkilerini gösteren üye ve yöneticilerimizin son derece keyfi gerekçelerle sürgün edilmesi, görevden alınmak istenmesi hangi “ileri demokrasi” anlayışına, hangi adalete, hangi hukuka sığmaktadır? Eğitim-Sen üye ve yöneticilerinin hemen her faaliyeti yeni hak ihlalleri ve sürgünlerle sonuçlanmaya başlamış olması dikkat çekicidir.Bu durum, aynı zamanda, AKP hükümetinin önünde diz çökmeyen, ona biat etmeyen KESK ve KESK’e bağlı sendikalara yönelik bir gözdağıdır.Sendikal özgürlükler, demokrasi ve barış mücadelemizi abluka altına alarak bizleri yolumuzdan döndürmek isteyenler, ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar başarılı olamayacaklardır. KESK’e bağlı sendikaların üye ve yöneticilerine karşı uygulanan sürgün ve cezaların son dönemde artmış olması bize göre kesinlikle rastlantı değildir.Geçtiğimiz birkaç yıl içinde ülkenin dört bir yanında emek ve demokrasi güçlerine karşı gerçekleştirilen gözaltı ve tutuklamalar ile hukuksuz bir şekilde idari kararlarla gerçekleştirilen sürgün ve cezalandırmaların nedeni bize göre aynıdır.AKP, her konuda olduğu gibi, demokrasiye özgürlükler konusunda da sadece kendine demokrat, kendine özgürlükçüdür. Kendisi gibi düşünmeyen, zulme karşı boyun eğmeyen herkes bugün siyasi iktidarın hedefi haline gelmiştir. Böylesine büyük bir abluka ortamında geri adım atmamız, savunduğumuz ilk eve değerlerimizden vazgeçmemiz asla mümkün değildir. Buradan AKP hükümetine, Milli Eğitim Bakanlığı’na ve siyasi iktidarı temsil eden diğer yetkililere sesleniyoruz: Bizler, bugüne kadar olduğu gibi örgütlü mücadelemiz ile bu kuşatmayı kırmaya kararlıyız. Soruşturma, sürgün ve cezalandırmalara karşı bugüne kadar sürdürdüğümüz örgütsel ve hukuksal mücadelemiz bundan sonra da aynı kararlılıkla sürecektir. Bugüne kadar mücadelemizi engellemeyi başaramadığınız gibi, bugünden sonra da başaramayacaksınız” dedi.