AİHM kararlarına rağmen, AKP`nin zorunlu Din Dersi`nde ısrar ettiğini belirten Çanakkale Eğitim Sen Yürütme Kurulu; “Bilindiği üzere, AİHM devletin dini konulara ilişkin düzenlemelerde tarafsız olması gerektiğini hatırlatarak, "Türkiye’nin isteyen öğrencileri zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinden muaf kılacak bir uygulamaya gitmesi" yönünde karar vermişti. Karara itiraz için Türkiye`ye tanınan sürenin son gününde, önceki gün, davanın AİHM`in temyiz organı olan Büyük Daire tarafından ele alınmasını talep edildi. Davanın son gününde temyize götürülmesi, AKP`nin AİHM kararlarını hiçe saydığını bir kez daha göstermektedir. 19. Milli Eğitim Şurası`nda anaokullarında değerler eğitimi dersinin verilmesi, ilkokul 1, 2 ve 3. sınıfta da zorunlu din derslerinin eklenmesini kararlarının alınması da bu ısrarın sonucudur. Ancak bu çabalar beyhudedir, AKP bunu yapmak yerine, zorunlu din derslerinin kaldırılması yönünde toplumda oluşan talebi dinlemeli; bu ısrarından vazgeçmelidir. Bununla birlikte AKP, hatalarını düzeltmek yerine, laiklik ilkesini yok edecek, din ve vicdan özgürlüğünü engelleyecek uygulamalar başlatma hazırlığında. 19. Milli Eğitim Şurası`nda alınan laik eğitime ve pedagojiye aykırı tavsiye kararları uygulaması için çalışmalar başlatıldı. Milliyet Gazetesi`nde yer alan habere göre, anaokullarında ‘değerler eğitimi` verilmesi yönündeki tavsiye kararı, Osmaniye Kadirli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü`nü harekete geçirdi. Müdürlüğün okullara gönderdiği 21 sayfalık programda, derse besmeleyle başlanması, besmeleyi hecelerken sağa sola, öne arkaya dönecek, ellerini şaplatması gibi talimatlar yer alıyor. Anaokulunda Dini Değerler Eğitimi, pedagojiye ve laik bilimsel eğitim anlayışına temelden aykırıdır!” ifadelerine yer verildi.
“Son derece sakıncalı bir durumdur”
“Programda, çocuklara Kuran-ı Kerim dersi de verilmesi de yer alıyor. Buna göre öğrenciye Kuran-ı Kerim`le ilgili genel bilgiler verilecek, Kuran`dan bölümler okunacak, Kuran alfabesinin ilk 5 harfi tekerlemelerle mahreçli olarak çalıştırılacak. Programa göre anaokulu öğrencilerine şunlar anlatılacak: öğrenciler derse selam ve besmele ile başlayacak” denilen açıklamada Çanakkale Eğitim Sen Yürütme Kurulu; “Çocuklara öğretilecek dualar önce öğretici tarafından yüksek sesle tane tane okunacak. Daha sonra duayı önce öğretici sonra çocuklar okuyacak. Dua pekiştirme günleri yapılacak. Öğrenciye öğrendiği duaları tekrar etme alışkanlığı kazandırılacak. Haftalık dua çizelgesi oluşturulacak. Besmele ve ‘Allahuekber` hareketli bir şekilde öğretilecek. Çocuk, besmeleyi hecelerken sağa sola, öne arkaya dönecek, ellerini şaplatacak. "Allahuekber" derken, "Kim daha sesli söyleyecek?" gibi sorularla öğrenci motive edilecek. Kuran öğretiminde masal hikaye anlatımı, etkinlik ve konuya geçiş tekerlemeleri mutlaka kullanılacak. Çocuğa dua etmenin adabı ve önemi öğretilecek. Dua ve sureler tecvit kurallarıyla öğretilecek. Tecvit kuralları (tutma-uzatma-çekme vb) parmak oyunları ya da drama gibi oyunlarla öğretilecek. Türkiye`de siyasi iktidar eliyle eğitimin bütün kademelerinde, eğitim biliminin ve pedagojinin en temel ilkelerine aykırı bir şekilde "dini eğitim" verilmesi yönündeki fiili uygulamalar sürüyor. Siyasi iktidarın, "dindar nesil" ve "muhafazakâr yaşam tarzı" ifadeleri ile somutlaşan, eğitim sisteminde ve genel olarak toplumsal yaşamda iktidarın kendi dünya görüşüne uygun bir nesil yetiştirme yönündeki uygulamaları anaokullarına kadar indi. Bu durumun son örneği Osmaniye`nin Kadirli ilçesinde görüldü. Henüz oyun çağında olan, somut ve soyut düşünce yetileri gelişmemiş olan anasınıfı öğrencilerine dini temelli değerler eğitimi dayatması yapılması, 4-6 yaş grubundaki bu çocukların zihinsel gelişim özellikleri dikkate alındığında son derece sakıncalı bir durumdur. Eğitimin bütün kademelerinde eğitimin niteliğini yükseltmek ve çocukların özgür ve sağlıklı bireyler olarak yetiştirilmesi için en küçük bir adım atmayanların, din ve inanç alanı gibi son derece hassas bir konuda henüz gelişim çağının başında olan anasınıfı öğrencilerine dini değerler eğitimi vermek istemesi asla kabul edilemez. Bu uygulama, eğitim sistemini kendi dünya görüşlerine ve tamamen dini kurallara göre biçimlendirmeye çalışanların bunu yaparken hiçbir sınır ya da kural tanımadığını gösteriyor. Çocuklarının eğitiminden ve kişisel gelişiminden endişe duyan hiçbir öğrenci velisi, hiçbir eğitimci ileriki yaşlarda çocuklarda farklı kişilik sorunları ortaya çıkarma ihtimali taşıyan bu tür uygulamalara onay vermemelidir. Türkiye`de yıllardır bizzat iktidar eliyle hayata geçirilen ve birbirinden ayrı olması gereken eğitim alanı ile inanç alanları birbirine karıştırılmaktan vazgeçilmelidir. Eğitim Sen olarak, çocuklarımızın siyasi iktidarın kendi siyasal-ideolojik hedeflerine ulaşmak için kullanılmasına sessiz kalmamız mümkün değildir. Anasınıfı öğrencilerine dini değerler eğitimi, iktidarın "ağaç yaşken eğilir" yaklaşımının somut bir yansımasıdır. Çocukların somut düşünme evresini 11-12 yaşlarında tamamladığı, özellikle okulöncesi çağındaki çocuklara soyut kavramların öğretilmeye çalışılmasının çocuklarda davranış bozuklukları, korku ve psikolojik travma yaratacağı gerçeği göz önünde bulundurularak, bu tür bilim dışı ve pedagojik açıdan son derece sakıncalı uygulamalara derhal son verilmelidir” ifadelerini kullandı.