Eğitim-İş de Soma’yı unutmadı
Eğitim-İş`ten yapılan açıklamada; “Bu işçi katliamlarının en büyük nedeni özelleştirmelerdir. Ülkemizde 1980 faşist darbesi ile birlikte özelleştirme girişimleri başlamıştır. Her biri büyük değerler taşıyan Ata yadigarı kurumlarımız, neredeyse bir yıllık karlarına karşılık yerli ve yabancı sermayeye satılmıştır. Madencilik sektörü de özelleştirmelerden nasibini almıştır” denildi.
Soma`da yaşanan maden faciasının birinci yılı nedeni ile Eğitim-İş`ten yapılan açıklamada; “13 Mayıs 2014 tarihinde Soma’dan tüm insanlığın yüreğine bir ateş düştü. Tarihimizdeki en kitlesel işçi katliamı yaşandı. Bu katliamda 301 işçi hayatını kaybetti. Çoğu hayatının baharında olan bu işçiler göz göre göre ölüme gönderildiler, ama katiller bunu normalleştirmeye çalışarak kaza dediler. Biz buna kasten adam öldürme diyoruz ve bir katliam olduğunu düşünüyoruz. Bu katliamın sorumluları da maden ocaklarını özelleştiren ve denetimsiz bırakan AKP İktidarıdır. 301 işçinin hayatını kaybettiği bu katliamda, yüzlerce işçi yaralandı, çocuklar babasız, kadınlar eşsiz, anne-babalar evlatsız kaldı. Soma katliamı karşısında bizim de içerisinde olduğumuz demokratik kitle örgütlerinin tepkisi, AKP iktidarı tarafından çok sert bir şekilde bastırılmaya çalışıldı. Aileler üzerinde baskı kuruldu, insanlar sindirildi. Bütün bu yaşananlardan sonra, AKP hükümeti `Her şey denetlenmiştir, kusur yoktur` diyerek Soma Holding’in avukatlığını yapmıştır. Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın maden kazaları ile ilgili `ölüm madencinin fıtratında var` şeklindeki açıklaması insan yaşamına bakışını ortaya koymuştur. Soma’ya giden Başbakana tepki gösteren vatandaşlar, Tayyip Erdoğan’ın korumaları tarafından tartaklanmıştır. Tayyip Erdoğan, `Bu ülkenin başbakanına yuh çekersen tokadı yersin` diyecek kadar ileriye gitmiştir. Soma`daki katliam, ülke ve dünya gündeminde büyük yankı bulmuştur. Ülkemizde iş cinayetleri sistematik bir şekilde devam etmektedir. Neredeyse her ay yaklaşık olarak 100 işçi iş kazalarından dolayı hayatını kaybetmektedir. 2013 yılında bin 235, 2014 yılında ise bin 886 işçi hayatını kaybetmiştir” denildi.
“Katliamın nedeni özelleştirme”
“Bu işçi katliamlarının en büyük nedeni özelleştirmelerdir” denilen açıklamada “Ülkemizde 1980 faşist darbesi ile birlikte özelleştirme girişimleri başlamıştır. Her biri büyük değerler taşıyan Ata yadigarı kurumlarımız, neredeyse bir yıllık karlarına karşılık yerli ve yabancı sermayeye satılmıştır. Madencilik sektörü de özelleştirmelerden nasibini almıştır. Çağın gerisinde yöntemler ile yapılan madencilik özelleştirilerek, işverenlerin insafına terk edilmiştir. Bu sektör deneyimi olmayan, gerekli teknik donanımdan ve alt yapıdan yoksun olan ve tek düşüncesi yüksek kar olan sermayenin eline geçmiştir. Emperyalistler, daha fazla kar elde etme hırslarıyla özelleştirmenin yanı sıra taşeronlaşma sistemini de uygulamaya koymuşlardır. Bu sistemle özellikle son beş yılda kamuda ve özel sektörde taşeron işçi sayısı yedi kat artmış, 360 binden 2,5 milyona çıkmıştır” ifadelerine yer verildi.
“Mücadeleyi sürdüreceğiz”
Eğitim-İş`ten yapılan açıklama; “İşçi katliamlarının önüne geçilmesi için; Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu (TKİ), hizmet alımı sözleşmeleri derhal iptal edilmeli ve özel şirketlerde çalışan tüm personel TKİ bünyesine aktarılmalıdır, maden ocaklarında çalışan işçilerin sendikalı olmasının önünde ki tüm engeller kaldırılmalıdır, işçilerin özlük hakları korunarak, madenlerin güvenli hale getirilmesi sağlanıncaya kadar üretime ara verilmesi ve Maden Mühendisleri Odası, EMO gibi meslek odaları ve Sendikalarında içerisinde olacağı bağımsız bir teknik heyetin oluşturulması ve bunların tüm madenlerde inceleme yapması sağlanmalıdır. Ayrıca, işçi güvenliğinin en üst düzeyde sağlanması için gerekli yasaların çıkarılarak, maden ocaklarının yeniden kamulaştırılması Eğitim İş’in öncelikli talebidir. Eğitim İş dün olduğu gibi gelecekte de bu taleplerimizin yerine getirilmesi için mücadelesini sürdürmeye devam edecektir” ifadeleri ile son buldu.