Eğitim Bir-Sen'in müfredat önerisine sendikalardan tepki...

623

 Eğitim Bir-Sen genel merkezi tarafından geçtiğimiz hafta içerisinde yapılan müfredat önerisine tepkiler devam ediyor. Özellikle de din eğitimi konusunda birinci sınıftan başlatılması önerisi büyük tepki topluyor. Eğitim Bir-Sen tarafından sunulan müfredat önerisine tepki gösteren Eğitim-İş Çanakkale Şube Başkanı Ahmet Mantaş, önerinin kabul edilemeyeceğini belirtti. Mantaş açıklamasında; “14 yıllık AKP iktidarı süreci boyunca beslenip, kollanan bir sendika var, Eğitim Bir-Sen. Türkiye’de eğitim iş kolunda en fazla üyesi olmasına güvenerek hareket ediyor, ama bize göre sarı bir sendika. Tamamen laik, çağdaş ve demokratik eğitime karşı gerici bir eğitimden yana olan tavrı ile biliniyor. 19’uncu eğitim şurasından sonra bu tamamen net olarak ortaya çıkmıştı. Atatürk ilke ve inkılaplarının okullarda derslerden çıkarılması, 4+4+4 gerici eğitim sisteminin çıkartılmasına öncülük etmişti. Eğitim Bir-Sen yine yakın zamanda yaptıkları toplantıda, okullarda birinci sınıftan itibaren din eğitimine başlanması ile Atatürk ve Cumhuriyetçilik ile ilgili konuların kaldırılmasına yönelik bir tavsiye kararı almış ve bunu da basın yolu ile duyurmuştu. Tabi böyle bir sendikadan başka bir şey beklenemezdi. İktidar tarafından desteklenen bir sendikadan başka bir şey beklemek mümkün değildir. Bugün bu sendika tarafından yapılan çıkışlara baktığımızda, 50 bin üzerinde üyesi ihraç edilmiş, açığa alınan on binlerce üyesinin haklarını savunamayan, bu konu ile ilgili gıkını çıkaramayan bir sendika. Ama eğitimin gericileştirilmesi konusunda ahkam kesebiliyor. Eğitim sendikaları hak arama kurumlarıdır. Siyasi partiler değildir. İşte böyle çeşitli konularda ahkam kesip, iktidarın atacağı adımlara öneriler getirmesi ve bu konu ile ilgili iktidarın çalışmalarına yön vermesinin kabul edilebilir bir yanı yoktur. Bu konu ile ilgili AKP’nin bir yan kuruluşu gibi çalışıyor. Eğitim-İş olarak bu konuyu yargıya taşımayı düşünüyoruz. Tüm laik, bilimsel değerleri savunan, Atatürk ilkelerini savunan tüm kesimlerin bu konuya tepki göstermesi gerekiyor. Ama Türkiye tabi şu anda OHAL ile yönetiliyor. Hükümet çıkardığı KHK’leri baskı aracı olarak kullanıyor ve Eğitim Bir-Sen için de çok rahat bir hareket alanı bulunuyor. Bu hareket alnını da kendi siyasi emelleri için kullanıyorlar. Ama Türkiye’de aydınlanmacı değerleri savunan ilerici, aydın kişilerin artık sabrı taşmış durumda. Bu gerici hamlelere bir cevap verilecektir. Eğitim-İş olarak Eğitim Bir-Sen’in sendikal anlamda bir değerinin olmadığını biliyoruz. Kendi üyelerinin bakış açılarından bunu biliyoruz. Kendi üyeleri dahi Eğitim Bir-Sen’in sendikal anlayışına tepkili. Çünkü üyelerinin haklarını korumuyor. Eğitim Bir-Sen’in bu hamlelerinin sadece AKP açısından bir siyasal karşılığı olduğunu, ama toplumsal açıdan bir karşılığı olmadığını ve yine bir dayatma ile bunu yapmaya çalışacaklarını, ancak başarılı olamayacaklarını düşünüyoruz. Eğitim-İş olarak bu uygulanması için getirilen önerilere karşıyız” dedi. 

 
“Kendisine verilen rolü oynamaktadır”
Konu ile ilgili açıklamada bulunan Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Prof. Dr. Telat Koç ise, getirilen önerinin Cumhuriyetin kuruluş felsefesine aykırı olduğunu belirtti. Koç, Eğitim Bir-Sen tarafından getirilen açıklamanın şaşırtıcı olmadığını ifade ederek; “Eğitim-Sen olarak eğitim ve bilim süreci ile ilgili yaptığımız değerlendirmeler, özellikle öğrencilerimizin geleceğinin aydınlanması ve ileride nitelikli bir yaşam kurabilmeleri açısından, aynı zamanda da ülkemizin çağdaş ülkeler arasında yerini alması ve üretime dayanan güçlü bir ülke olması esasına dayanmıştır. Değerlendirmelerimizi bu açıdan yapmamız gerektiğinde, eğitim sürecinin hedefinin bu olması gerektiğinden, Eğitim Bir-Sen’in aslında kurdurulmasına hizmet eden işler yapıyor olması doğrusu bizi şaşırtmamıştır. Çünkü Eğitim-Sen’in kuruluş sürecinde sendika mı kurulur diyenler, uluslar arası sözleşmelerden gelen ve Anayasal haklarımızı kullandığımızda engelleyemedikleri demokrasi mücadelesini bir anlamda kontrollü sendikalar aracılığı ile engellemeye çalışmaktadırlar ve yine bu yapıları kontrol eden bir anlamda ipleri ellerinde tutan kukla oynatıcıları, kendi amaçları doğrultusunda siyasi hedeflerini bu sendikalara söyleterek, bir anlamda bu eğitim çalışanlarının talebi, halkın talebi kandırmacasını yapmak amacı ile bu sendikaları kullanıyorlar. Oysa Cumhuriyetin kuruluş sureci ve gelişimini anlatan bakış açılarının, hatta buradan hareketle çok farklı siyasi bakış açılarını, çok kapsamlı bir felsefe görüşlerini alması gereken öğrencilerimizin aydınlanmasından korkan Eğitim Bir-Sen’in bakış açısı bir anlamda Cumhuriyetimizin bir arada tutan bakış açısını hedef almakta. Buradan hareketle de kendisine verilen görevi yerine getirmektedir. Burada uzun uzun Eğitim Bir-Sen konusunda bir şey söylemeye gerek yok. Eğitim-Sen olarak bizim özellikle ifade etmeye çalıştığımız şey, artık korku imparatorluğunun aşılması, kendisini demokrat gören, kendisini ve vatanını seven kişiler olarak bu gerçeği görerek, bir an önce Eğitim-Sen gibi emek ve demokrasi mücadelesi verilen yapıların içerisinde yer alması sürecinin yaşanması gerekiyor. Çünkü Eğitim Bir-Sen kendisine verilen rolü oynamaktadır. Artık genel değimi ile kral çıplak. Kim sendika, kim değil görülmektedir. Emekçiler sınıf sendikacılığı yürüten sendikalarda, Eğitim-Sen’de yerini alması ve buradan doğru da Eğitim Bir-Sen’e gerekli cevabın verilmesi gerekiyor. Bizim çağrımız eğitim emekçilerinedir. Bir an önce eğitim emekçilerini akıl dışı ve emekçilere saldırı politikasını izleyen Eğitim Bir-Sen’den ayrılmaya davet ediyoruz” dedi. 
(Seçkin  Sağlam)
Paylaş