Dünyanın en uzun yaşayan insanı kimdir? Bu sorunun cevabı sizi şaşırtabilir. Çünkü iddiaya göre, 256 yaşında ölen bir Çinli var. Bu kişinin adı Li Ching-Yuen ve hem bir bitki bilimci hem de bir dövüş sporcusuydu. Peki, bu kadar uzun yaşamanın sırrı neydi? Li Ching-Yuen nasıl bir hayat sürdü? Bu yazımızda, bu ilginç kişinin yaşam öyküsünü ve dünyanın en uzun yaşayan insanı olmasının arkasındaki gerçekleri araştırdık.
Li Ching-Yuen, 1677 yılında Çin’in Sichuan eyaletinde doğduğunu iddia eden bir kişidir. Bazı kaynaklara göre ise, 1736 yılında doğmuştur. Bu durumda, öldüğü 1933 yılında ya 197 ya da 256 yaşında olmuştur. Her iki durumda da, Li Ching-Yuen dünyanın en uzun yaşayan insanı unvanını elinde tutmaktadır.
Li Ching-Yuen, küçük yaşlardan itibaren bitkilerle ilgilenmeye başladı. 10 yaşında, dağlarda yabani otlar toplayarak ticaret yapmaya başladı. 40 yaşına geldiğinde, bitki bilimine ve özellikle de uzun ömürlü bitkilere odaklandı. Bu bitkiler arasında ginseng, lingzhi, goji berry, he shou wu ve gotu kola gibi bitkiler vardı. Li Ching-Yuen, bu bitkileri hem kendisi tüketiyor hem de başkalarına satıyordu.
Li Ching-Yuen, aynı zamanda bir dövüş sanatları ustasıydı. Qigong, tai chi ve ba gua gibi dövüş sanatlarını öğrendi ve öğretti. Bu dövüş sanatları, hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı korumak için önemliydi. Li Ching-Yuen, dövüş sanatları sayesinde, bedenini ve nefesini kontrol etmeyi, enerjisini dengede tutmayı ve stresi azaltmayı öğrendi.
Li Ching-Yuen, hayatı boyunca 23 kez evlendi ve 200’den fazla çocuğu oldu. Ayrıca, 11. nesil torunlarından biri olan Li Qingyun ile tanıştığı da biliniyor. Li Qingyun da 120 yaşında öldüğünü iddia eden bir kişiydi.
Li Ching-Yuen’in bu kadar uzun yaşamasının sırrı, birçok kişi tarafından merak ediliyor. Li Ching-Yuen, kendisine sorulan bu soruya, şöyle bir cevap vermişti: “Köpek, güvercin, kaplumbağa”. Bu cevap, Li Ching-Yuen’in yaşam felsefesini yansıtıyordu. Köpek, sadakati ve sevgiyi; güvercin, huzuru ve dinginliği; kaplumbağa ise, sabrı ve uzun ömrü simgeliyordu. Li Ching-Yuen, bu üç hayvanın özelliklerini hayatına uygulayarak, hem ruhsal hem de bedensel sağlığını koruduğunu söylüyordu.
Li Ching-Yuen, ayrıca, şu tavsiyelerde de bulunmuştu: “Kalbinizi sakin tutun, nefesinizi derin alın, kulağınızı sağır edin, gözünüzü kör yapın, kendinizi rahat bırakın. Böylece, hem iç hem de dış dünyanızda huzur bulabilirsiniz. Bu, uzun yaşamanın anahtarıdır.”
Li Ching-Yuen’in bu kadar uzun yaşamasının, genetik, çevresel ve beslenme faktörleriyle de ilgisi olabilir. Li Ching-Yuen’in ailesi de uzun ömürlü olarak biliniyordu. Li Ching-Yuen, doğduğu yer olan Sichuan’ın dağlık bölgelerinde, temiz havada ve doğal kaynaklardan yararlanarak yaşadı. Li Ching-Yuen, beslenmesine de çok dikkat ediyordu. Et ve şeker gibi yiyecekleri az tüketiyor, daha çok sebze, meyve, tahıl ve bitkisel ilaçlarla besleniyordu.
Li Ching-Yuen’in 256 yaşında öldüğü iddiası, birçok kişi tarafından şüpheyle karşılanıyor. Çünkü, bu iddia, bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek değil. Li Ching-Yuen’in doğum tarihi, resmi bir belgeyle desteklenmiyor. Li Ching-Yuen’in iddiasına göre, doğum belgesi kaybolmuştu. Li Ching-Yuen’in yaşını doğrulayan tek kaynak, 1930 yılında, bir Çinli generalin ona verdiği bir kutlama mektubuydu. Bu mektupta, Li Ching-Yuen’in 150 yaşında olduğu yazıyordu.
Bugüne kadar kırılan en uzun ömür rekorunun, 120’inci doğum gününü 1995 yılında kutlayan Fransız Jeanne Calment’e ait olduğu biliniyor. 122 yaşında yaşamını yitiren Calment, şimdiye kadar bilinen en yaşlı insan unvanını elinde tutuyor. Calment’in yaşını doğrulayan resmi belgeler ve tanıklar vardı. Li Ching-Yuen’in ise, böyle bir kanıtı yoktu.
Li Ching-Yuen’in yaşını abarttığı veya yalan söylediği düşünülebilir. Ancak, Li Ching-Yuen’in yaşını neden abarttığı veya yalan söylediği de bilinmiyor. Belki de, Li Ching-Yuen, uzun yaşamak isteyen insanlara bir umut veya bir ilham kaynağı olmak istemiştir. Belki de, Li Ching-Yuen, kendi yaşam tarzını ve felsefesini yaymak istemiştir. Ya da belki de, Li Ching-Yuen, gerçekten de 256 yaşında ölmüştür. Bu sorunun kesin bir cevabı yoktur.
(SAİM TUNÇMAN)