"Dünyada en ileri ülkelerden biri olmamız lazım"
Geçtiğimiz ay yapılan genel kurulla Saadet Partisi Çanakkale İl Başkanı olarak görevine devam eden Şener Yüzer Yönetim Kurulu üyeleri ile Gazetemiz Çanakkale OLAY`ı ziyaret etti. Ülke ekonomi ve siyaseti üzerine değerlendirmelerde bulunana Şener, Saadet Partisi`nin kökü derinlerde olan bir medeniyetin temsil ettiği bir parti olduğunu belirtti. Geçmiş dönemlerde sundukları projelerde hayalcilikle suçlandıklarını ancak tarihin kendilerini haklı çıkarttığını belirten Şener, ülkenin hala açlıkla, yoksullukla ve buna benzer bir takım ekonomik problemlerle uğraştığını belirtti. Şener, ülkenin coğrafyası ve genç nüfus oranı ile dünyadaki en güçlü ülkelerden biri olması gerektiğini ifade etti.
"Zaman maalesef bizi haklı çıkarttı"
Şener açıklamasında; "Saadet Partisi bir geçmişi olan, kökü derinlerde olan bir medeniyetin temsil ettiği bir parti. Milli Görüşü iktidar olduğu zamanda da, sonrasında mecliste de halkımız tanıyor. Ufak tefek yanlış tanımalar olabilir bunları düzeltmekte bizlere düşüyor. Biz halkımıza doğruları anlatabilirsek bir geçmişi, medeniyeti, kültürü ve geleceği en güzel okuyan bir siyasi teşebbüslerden biri olduğumuzu anlatabiliriz. Geçmiş dönemlerde bugünler ve ilerisi için projelerimizi söylediğimizde bir takım insanlar bizleri o zaman hayalcilikle suçlamışlardı. Ancak zaman maalesef bizi haklı çıkarttı ancak köprünün altı ondan çok sular geçti. Hala şu anda açlıkla, yoksullukla ve buna benzer bir takım ekonomik problemlerle uğraşıyoruz. Oysa ki bizim kültürümüz medeniyetimiz, üzerinde bulunduğumuz coğrafya, ekonomik kaynaklar, madenler, sular cenabı hakkın bize lütfettiği bu imkanlar ile dünyada en ileri olan bir ülke olmamız lazım. 84 milyon nüfusun büyük oranını geçen nüfusun oluşturduğu, çalışan ve pratik zeka olarak dünya milletleri arasında en iyi noktada olan bir toplumu boş bırakmalar ve bırakmıyorlar" dedi.
"Dünyada söz sahibi olan bir devlet ve millet olmak"
Şener son olarak; "Bizim yapacağımız iki ana hareket var. Birincisi bize dayatılanları kabul etmek ikincisi de aslımıza, kültürümüze ve medeniyetimize layık bir şekilde dünyada söz sahibi olan bir devlet ve millet olmak. İkisinin arasında bir tercih yapmamız lazım. Bizim tercihimi tabii ki batının dayatmasına değil, dünyaya adalet getirici, dünyada mazlumların sahibi olan, onların sözcüsü olan ve güçlü olan bir devlet olmaktan geçiyor" dedi.
(Eren Aşnaz)