Usta televizyon habercisi, gazeteci-yazar Uğur Dündar, Kazdağları için devam eden Su ve Vicdan Nöbeti’ne katılmak için Çanakkale’ye geldi. Cuma ve Cumartesi günü Çanakkale’de olan Dündar, Cuma Akşamı düzenlenen programda Çanakkalelilerle bir araya geldi. Özgürlük Parkı’nda düzenlenen program kapsamında ‘‘Uğur Dündar 50’nci yıl Belgesel’ gösterimi yapıldı. Yönetmenliğini Gökmen Ulu’nun yaptığı belgesel, Dündar’ın dünden bugüne anıları ile doluydu. Belgeselde ayrıca, yine usta gazeteci, yazar Prof. Dr. Haluk Şahin, yeşilçam dünyasının vazgeçilmezlerinden olan Metin Akpınar, Müjdat Gezen, Gazeteci Yılmaz Özdil, Bekir Coşkun, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Fenerbahçe’nin efsane başkanı Aziz Yıldırım, usta televizyon sunucusu Halit Kıvanç, Güneş Tecelli, Emin Çölaşan, Ferda Öngün, Mustafa Hoş, Sedef Kabaş, Mine Özbek, Orhan Baykal, Murat Ergün, Umur Bugay, Yalçın Pala, Atilla Köprülüoğlu, Şaban Sevinç, Ayşenur Arslan, Türel Büyükizgi, Mete Ongan, Dündar’ı anlattılar. Belgesel gösterimini izlemek için Özgürlük Parkı’nda bulunan vatandaşlar, 50’nci yılını deviren Dündar’ı alkışlarla karşıladılar. Belgesel gösteriminin sonunda vatandaşlar, Dündar’a büyük sevgi gösterisinde bulundular.
“Kalplerimiz Kazdağlarıyla atıyor”
Belgeselin Yönetmeni Gökmen Ulu: “Bu belgeselin yönetmeni olmaktan aynı zamanda Uğur Dündar ustanın öğrencisi olmaktan büyük bir onur duyuyorum. Yapımda emeği geçen başta sevgili ustam Yılmaz Özdil olmak üzere bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Biz Çanakkale ruhunu kalbimizde taşıyoruz. Kalplerimiz Kazdağlarıyla, yaşam hakkı savunucularıyla ile birlikte atıyor. Bizler yaşamın tanıklarıyız. Biliyoruz ki halkın gücü karşısında hiç kimse duramaz” ifadelerini kullandı.
“Başkan, dünyanın dikkatini çeken bir bayraktarlık yaptı”
Usta televizyon habercisi, gazeteci-yazar Uğur Dündar; “Çanakkale`nin sınırlarına girdiğimde her zaman tüylerim ürperiyor. Gerçekten dünya ölçeğinde eşsiz bir kent. Çok şey borçlu olduğumuz bir şehir. Çocukluğumun en güzel yıllarının burada geçmiş olması, benim hayatımın ve yaşam çizgimin belirlenmesinde çok etkili olmuştur. O kahramanlardan aldığımız derslerle hayatımızın doğru yönde şekillenmesinin çok katkısı olduğu kanısındayım. Ne yazık ki bazıları bu çok özel şehrin değerlerine saygılı olamıyorlar, farkında değiller. Özenle korunması gereken bir doğaya sahip olduğunu, bir tarihe sahip olduğu, her karış toprağının kutsal olduğunun bilincinde değiller. Sayın Ülgür Gökhan`ın bu uğurda verdiği mücadele her türlü alkışa ve övgüye değer. Bütün dünyanın dikkatini çeken bir bayraktarlık yaptı. 30 Ağustos Zaferini yaratan Mustafa Kemal Atatürk ve askerlerine sonsuz teşekkür ediyorum. Hepsinin aziz hatıraları önünde hürmetle, minnetle ve rahmet duyguları ile eğiliyorum” dedi.
“Halkın içinden gelmek böyle bir şey…”
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan; “Bu akşamın en doğru konuğunun Uğur Dündar olduğunu belirtmek istiyorum. Bunu hoş tutmak için söylemiyorum. Biraz önce izlediğimiz belgeselden dolayı söylüyorum. Siz de herhalde benim söylediklerime katılıyorsunuz. İşte halkın içinden, halk için o görevi yapmış ve 50 yılı tamamlamış birisi. Onurla seyrettik. İşte halkın içinden gelmek böyle bir şey” dedi.
Dündar’dan direnişe destek…
Kazdağları civarında bulunan Kirazlı-Balaban mevkiinde Kanadalı şirket Alamos Gold’un yerli ortağı Doğu Biga Madencilik şirketi tarafından yürütülen altın madeni projesine karşı Çanakkaleliler, Su ve Vicdan Nöbeti tutuyorlar. Usta gazeteci Uğur Dündar da Cumartesi günü Su ve Vicdan Nöbeti’ne katılarak direnişe destek verdi. Dündar, Su ve Vicdan Nöbeti’nin ardından kamp alanına geçerek incelemelerde bulundu.
“Biz su kaynaklarını koruyan doğal zenginliklerimizi özenle korumak zorundayız”
Usta gazeteci-yazar Uğur Dündar; “Bu coğrafya büyük depreme gerek kalmadan, fay hareketleri ile yer altı sularını her zaman ağır metaller ile kirletebilecek bir riskli bölgedir. Hele bu türlü siyanürlü üretimin yapılması sonucu oluşabilecek bir fay kırığı bilim insanlarının bile öngöremeyeceği çok büyük felaketlere sebebiyet verebilir. Bu coğrafyada sadece bu altıncıların değil, yaşayan tüm canlıların en az onlar kadar hakkı var. Biz her şeyden önce bu canlı haklarına saygı bekliyoruz. Biz her şeyden önce su kaynaklarımızı ve o su kaynaklarını koruyan doğal zenginliklerimizi özenle korumak zorundayız. Altın mı su kaynağımı derseniz bin defa su kaynağı, bin defa doğa deriz. Bunu korumak bizim görevimiz. Bu ormanlar kolay oluşmadı. Buraların talan edilmesine asla ve asla izin vermeyeceğiz. Buna saygı duyulmasını istiyoruz. Saygı duyuluncaya kadar da bu mücadeleyi devam ettireceğiz” dedi.
(Baykal Sağlam)