"Dün olduğu gibi bugün de, cüppemizi iliklemeyeceğiz"

819

 5 Nisan Avukatlar Günü, hafta botunca Çanakkale Barosu tarafından yapılan çeşitli etkinliklerle kutlandı. Çanakkale Barosu Başkanı Av. Bülent Şarlan Avukatlar günü etkinlik haftasında gazetemiz Çanakkale OLAY’ın sorularını yanıtladı. Avukatların yaşadıkları sorunları, barodan ‘Türkiye’ ibaresinin çıkartılması,  tartışma konusu olan hakimlik atamaları, hakim ve avukatların ciplerinin iliklenmesi… gibi son dönemde tartışma konusu olan birçok soruyu yanıtlayan Şarlan; “Sadakat yerine liyakat ilkesi, yargının bağımsız ve tarafsız bir yapıya kavuşturulması, eşit, adil ve güven veren bir yargı düzeninin tesisi ülkemizin önceliği olmalıdır” dedi. Şarlan, avukatların ülkedeki sorunlarını;  “Bugün maalesef savunma, Avukatlık mesleği, kendini savunur duruma gelmiştir. Daha dün Uşak’ta Uşak Barosu Başkanı, önceki dönem Başkanları, Yönetim Kurulu üyeleri ve Uşaklı meslektaşlarımız sanık sandalyesinde yargılanmıştır. Benzeri Antalya’da ve Adana’da yaşanmıştır. ‘Silahların eşitliği prensibi’ dediğimiz sav-savunma-yargı diğer tabirle avukat, hakim ve savcı eşitliği her geçen gün azaltılmaya çalışılmaktadır. Bu sebeple Avukatlar, bir yandan toplumun ve mesleğin hakları için çalışırken, bir yandan da kendi haklarını korumaya çalışmaktadırlar. Diğer bir sorunumuz Hukuk Fakültesi sayısındaki ve hukuk mezunu sayısındaki artıştır. Düşünebiliyor musunuz Hukuk Fakültesi sayısı 100’ün üzerindedir.  20 Fakülteyi taşıyacak Akademik kadro varken doğal olarak da Hukuk eğitimin kalitesi düşmektedir. Fakültelerde okuyan öğrenci sayısı bugün 50 binin üzerindedir. Genç meslektaşlarımızın ve stajyer avukatlarımızın sorunlarına çözüm getirilememektedir. Meslektaşlarımıza karşı uygulanan şiddetin artması da ayrı bir sorunumuzdur. Diğer bir husus KDV’nin hak aramada yüzde 18 iken pırlanta da yüzde 0 olması da ayrı bir çelişkidir. Güncelliğini koruyan sorunlarımızdan ilk aklıma gelenler bunlardır” dedi.

 
‘Türkiye Barolar Birliği ve Barolar Türkiye`dir’ 
Son dönemde gündeme gelen Barolar Birliği’nin de aralarında bulunduğu bazı meslek örgütlerinden ‘Türkiye’ ibaresinin kaldırılması girişimlerini ve açıklamalarını değerlendiren Şarlan, konu ile ilgili; “Açıkça şunu söylemek istiyorum. Türkiye isminin kaldırılmasının Türkiye’ye faydası yoktur. Türkiye ismini kaldırmayı düşünenler, Türkiye isminin kalkmasından mutlu olacakların ekmeğine yağ sürerler. Bizim ‘Türkiye’ kelimesinden vazgeçmeyişimiz önümüzdeki bir kelimeden değil içimizdeki vatan sevgisindendir. Türkiye Barolar Birliği, Türkiye’nin mahkemelerinde, Türkiye’nin madenlerinde, Türkiye’nin ormanlarında, Türkiye’nin okullarındadır. Türkiye’nin çocuklarının, Türkiye’nin gençlerinin ve Türkiye’nin kadınlarının yanındadır. Onun için Tepeden tırnağa Türkiye’dir. Eğer bu düzenleme hayata geçerse bölgesel, siyasal, etnik ve ideolojik Baroların kurulmasının yolu açılır. Ülkemizde Hukukun siyasallaştırılmasına fırsat verir. Geçen ay Türkiye’nin her şehrinden gelen 8 binin üzerinde meslektaşımızla, ‘Türkiye Barolar Birliği ve Barolar Türkiye`dir’ demek için Ankara`da bir araya geldik. “Barolar Birliği, Türkiye`dir. Baroların birliği, Türkiye`nin birliğidir” dedik. Özellikle birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz bugünlerde bu yönde bir değişiklik olmayacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.  
 
“Yasal sınırın aşılıp aşılmadığı iyi araştırılmalıdır”
Türkiye’nin Afrin Harekatı ile birlikte özellikle sosyal medyadan görüşlerini paylaşan pek çok kişiye yapılan operasyonları ve bunların arasında Çanakkale’den de insan hakları savunucuları ve demokratik siyaset içinde yer alan insanların da olması konusunda düşüncelerini paylaşan Şarlan; “Bizlerin Afrin Operasyonuyla ilgili tavrı başından beri bellidir. Ülkemizin toprak bütünlüğünün korunması ve milletimize tehdit yaratan her türlü terörist unsurların temizlenmesi için yapılan bu operasyonun gerekli olduğunu düşünüyor, destekliyoruz. Kişi hak ve özgürlüklerinden olan düşünce ve ifade özgürlüğü,  Anayasa ve diğer ilgili yasalarla korunmakta ve kapsamı belirlenmektedir. Bunun için kişilerin yapmış oldukları yorumlarda, suç unsurunun bulunup bulunmadığına bakmak lazım. Açıklanan  görüşler eleştiri sınırları içerisinde mi, yoksa eleştiri sınırları dışında, suç unsuru kapsamında mı? Buna bakmak lazım. Bu sınıra, dikkat edilmeli, özen gösterilmelidir.  Yorumlarda suç unsurunun bulunup bulunmadığı, yasal sınırın aşılıp aşılmadığı iyi araştırılmalıdır. Eğer eleştiri sınırları içerisinde kalan beyanlara cezai yaptırım uygulanıyorsa bu durum da hak kayıplarına sebep olacaktır” dedi.
 
“Biz avukatlar, dün olduğu gibi bu günde, cüppemizi iliklemeyeceğiz”
Son dönemde ülkede tartışma konusu olan ‘Cübbenin düğmesi var mı ? İliklenir mi?’ sorusuna ise Şarlan;  “Adalet sisteminin temel taşları olan hakim, savcı ve avukatlar, duruşmalarda özel cübbeleriyle görev yaparlar. Bu cübbeler, sıradan bir kıyafet değildir, vicdanın ve tarafsızlığın sembolüdür. Yargıda görev yapanlar, kimseden emir almasın, bağımsız olsun, kimsenin önünde iliklenmesin diye cübbenin düğmeleri yoktur. Hakim, savcı ve avukatlar yargının kurucu unsuru oldukları için yaptıkları hizmet, kamu hizmetidir. Bu sebeple de cübbelerinin cebi de yoktur. Biz avukatlar, dün olduğu gibi bu günde, yarında hiçbir gücün karşısında cüppemizi iliklemeyeceğiz. Bu ülkede her avukat; demokrasinin teminatı, özgürlüklerin güvencesi, hukukun üstünlüğünün garantisidir. Fakat cübbelerini iliklemeye çalışan yargı mensuplarının görüntüleri bizleri derinden üzmüş ve endişelendirmiştir. Bu ve benzeri görüntüler kuvvetler ayrılığı ilkesinden yargı mensuplarının ne kadar uzaklaştığını göstermektedir ifadeleri ile cevap verdi.
  
“Yargının bağımsız olması için önce bağımsız görünmesi gerekir”
Hakim atamalarının, kura çekimlerinin külliyede yapılmasını değerlendiren Şarlan;  “Konu, Adalet Bakanlığının, Hakim ve Savcılar Kurulunun kura çekimlerinde mekan tercihini bu yönde kullanmasıdır. Ben şahsen mekanlardan ziyade, aday belirleme yöntemlerinin daha önemli olduğunu düşünüyorum. Kura çekimlerinin kanunun belirlediği kriterlere göre yapılması, adalet dağıtacakların adil bir yöntemle belirlenmesi her şeyin üstündedir. Fakat, yargının bağımsız olması için önce bağımsız görünmesi gerekir. Kura çekiminin burada yapılması, yargıda olması gereken bağımsız görünümü zedeleyebilecektir” dedi.  
 
“Halkımız yargıya  güvenemiyorsa, sebepleri ortadadır”
Türkiye’de hukukun geldiği noktayı kendi ifadeleri ile tarif eden Şarlan; “Kamuoyu araştırmaları ülkemizde yargıya güvenin önemli ölçüde sarsıldığını ortaya koymaktadır. Ülkemiz için bu durum tehlikelidir. Halkımız eğer yargıya artık güvenemiyorsa, bunun sebepleri ortadadır. Sadakat yerine liyakat ilkesi, yargının bağımsız ve tarafsız bir yapıya kavuşturulması, eşit, adil ve güven veren bir yargı düzeninin tesisi ülkemizin önceliği olmalıdır” dedi.
  
“9 günde 26 etkinlik”
Son olarak Çanakkale Baro Başkanı ve bir hukuk insanı olarak Çanakkalelilere Avukatlar Haftası günü mesajı ilete Şarlan; “Çanakkale Barosu, 5 Nisan Avukatlar Gününü, Avukatlar Haftası etkinlikleri kapsamında mesleki eğitimden, sosyal faaliyetlere, spordan sanata birçok etkinlik düzenleyerek kutlayacaktır. Avukatlar gününü, 9 güne yaydık. 26 etkinliğimiz oldu. Etkinliklerimizin bir kısmı meslektaşlarımıza, önemli bir kısmı da Çanakkalelilere yönelik yapıldı. Bu yıl özellikle üç hususa vurgu yapmak istiyoruz. Bunlar ‘hukuk, çevre ve çocuktur’. Meslektaşlarımızla uzmanlarla seminerler düzenliyoruz. Bu şehrin çocuklarına hukuku ve avukatlığı anlatıyoruz. Sportif yarışmalar gerçekleştiriyoruz. Avukatlar arası dayanışmayı pekiştirecek birçok etkinlik yapıyoruz. Etkinlerimizin bir kısmı da ilçelerde olacak. Biga ve Gelibolu da. Şehrin her yerine Avukatlıkla ilgili afişler asarak halkın bilinçlendirilmesine de katkı sağlamaya çalışıyoruz. Konularla ilgilenen herkes etkinliklerimize katılabilir. Etkinliklerimizin detaylarına Baro web sitesi www.canakkalebarosu.org.tr ve Facebook adreslerinden ulaşılabilir. Halkımızın etkinliklerimize ilgilerinden mutluluk duyarız. Halkımıza Baromuz adına sevgi ve saygılarımı sunuyorum” dedi. 
(Seçkin Sağlam-Eren Aşnaz) 
Paylaş