"Doğamız için mücadeleye devam"

1411

 Alamos Gold Şirketinin taşeronu olarak faaliyet yürüttüğü bilinen Doğu Biga Madencilik tarafından, Atikhisar Su Havzası içerisinde bulunan Kirazlı’da gerçekleştirilen ağaç kesimlerine tepkiler dinmek bilmiyor. Daha önce CHP Milletvekili Muharrem Erkek ve Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ağaçların kesildiği alana giderek, çalışmaların durdurulması çağrısında bulunmuş,  yine yüzlerce Çanakkaleli vatandaş Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilen mitingde bir araya gelerek, doğaları ve ağaçları için mücadele çağrısında bulunmuşlardı. 17 Aralık Pazar günü birçok çevre örgütü, STK, sendika ve oda temsilcileri Kirazlı’da ağaçların kesildiği alana giderek burada tepki yürüyüşü gerçekleştirdiler. Kirazlı Balaban Piknik alanında bir araya gelen yüzlerce çevreci vatandaş, buradan 7 km’lik mesafedeki Cazgırlar Köyü’ne yürüdüler. Yürüyüş sırasında birçok STK, Oda ve sendika konuyla ilgili basın açıklamasında bulunarak, Kaz Dağları için birlikte mücadele etmeye devam edeceklerini belirttiler. 

 
“Atikhisar’dan başka su kaynağımız yok”
İlk olarak Çanakkale Çevre Platformu adına açıklamada bulunan Hicri Nalbant, Çanakkalelilerin Atikhisar’dan başka içme su kaynağı olmadığını ifade ederek; “Atikhisar, Çanakkale’nin tek içme suyu yedeği yok. Başka suyumuz yok. Burası yaklaşık 200 bin insana su temin eden bir baraj. Bu barajın su toplama havzasında Kanadalı şirket altın çıkarmak, altın işlemek istiyor. Tüm yargı yollarını denedik hala daha yargıdaki mücadelemiz sürüyor. Ancak bir yandan ağaç kesimi diğer yandan ruhsat hazırlama işlemleri sürüyor. Çanakkale valisini uyardık Burası 200 bin insanın içtiği suyun kaynağı. Burada işletme kurulmaması lazım, bu suyun kirletilmemesi lazım. Çan’ın yakınındaki kumarlar köyünden suyu getirecekler. Burada 80 milyon ton suyu 10 yıl içerisinde siyanür ile ağır metaller ile kirleterek yok edecekler. Suyun bir bölümü belki buharlaşarak havaya karışacak ama o kirli suyun çoğunluğu yer altına girecek, yer altından da Atikhisar barajına gidecek. Barajın suyu zehirlenecek içilemeyecek hale gelecek. ‘Atikhisar barajının su toplama havzasında altın işletmeciliği istemiyoruz’. Buradan Orman Genel Müdürlüğüne sesleniyorum, Çanakkale’deki Orman Bölge Müdürlüğüne sesleniyorum ağaç kesme ruhsatı olmayan ve hiçbir zaman alamayacak olan şirkete ağaç kesme izni vermek ne demektir? Derhal bu ağaç kesimini durdurunuz. Eğer şirket buraya işletmeyi kurar ise 26 bin ton siyanür kullanılacak. O zehrin buraya taşınması bile çok ciddi bir risk. 40 bin ton ağır metal çıkacak. Sonuçta 40 bin ton ağır metal 26 bin ton siyanürün çok önemli bir bölümü Atikhisar barajına gidecek, o nedenle çocuklarımızın, geleceğimizin, tüm halkımızın sağlığı için ormanlarımızı yok etmelerini istemiyoruz. Suyumuz kirlenmesin istiyoruz. Siyasi parti gözetmeksizin havamız kirlenirse, suyumuz kirlenirse herkesi zehirleyecek.” dedi. 
 
“Bu bir doğa katliamıdır”
Nalbant’ın ardından AVÇEDER Avcılar Çevre Derneği Başkanı Kadriye Maraşlı, açıklamasında; “Biz Ekim ayında Çanakkale Bayramiç’e geldiğimizde oradaki Kömür Termik santrallerinin doğayı nasıl kirlettiğini gördük. Çanakkale’de 3 tanesi çalışır 2 tanesi inşaat halinde 11 tane proje kömür termik santralleri var. Bu bir doğa katliamıdır. Birileri rant uğruna, birilerinin cebine girecek birkaç kuruş para yüzünden doğamız kirleniyor. Onun için birlik, güç, kuvvet alarak biz çevreciler hep birlikte olacağız. Bizim başımızda olanlar, çevre düşmanları bunu iyi bilsinler ki bunların, yakasında olacağız. AVÇEDER olarak her zaman yanınızdayız. Çanakkale Kazdağları Türkiye’nin akciğeridir. Bunu hiç kimsenin yok etmesine izin vermeyeceğiz” dedi. 

“Su hepimizin suyu”
Eğitim Sen Şube Başkanı Filiz Savaş, eğitim ve bilim emekçileri olarak, bilimin kabul etmediği hiçbir şeyi kabul etmediklerini ifade ederek; “Atikhisar Barajından gelen su A kişisinin, B kişisinin suyu değil bu su hepimizin suyu. Halkın yararına olmayan her şeye karşıyız. Halkın yararına olmayan sermayeye yarayan OHAL de dahil olmak üzere bu dağlardaki her şeye karşıyız. Çünkü bu, halk için lazım sermaye, nerede parasını bulmak istiyorsa orada bulsun. Bizi, Çanakkale’mize, Türkiye’mize bıraksın. Bizim sermayeye değil halka ihtiyacımız var” dedi.
 
“Sağlık için talep etmemiz gereken şey temiz hava, temiz su”
Doğanın sağlık için önemine değinen Çanakkale Tabip Odası Şube Başkanı Güleda Erensoy; “Sağlık adına yapılan bütün pahalı işlemlerin yanında aslında çok daha önemli talep etmemiz gereken şey temiz hava, temiz su, temiz toprak ve doğa ile birlikte yaşama hakkımız. Daha lüks, büyük hastanelerin yanında aslında ihtiyacımız olan şeyin temiz bir havada, temiz suda, temiz topraklar üzerinde ve doğayla iç içe yaşamamız gerektiği, ağaçların, havanın, suyun ve toprağın sesi olmak zorundayız. Çünkü onları bizim dışımızda dinleyecek kimse yok. Sağlık adına da talebimiz kesinlikle Kirazlıya altın madeni adına hiçbir girişimin yapılmasına izin vermemek olmalıdır. Altıncı şirket Kirazlıyı terk et” dedi.
 
 (Eren Aşnaz-Seçkin Sağlam)
Paylaş