Çanakkale’deki dershane sahipleri hükümetlerin acze düştükleri zaman dershaneleri sığınma konusu gibi görüp gündeme taşıdığını belirterek: “Bizler ne dindar, ne kindar bir nesil, biz uygar bir nesil yetiştirmeye çalışıyoruz. Buna engel olmak istenmektedir. Eğitim sisteminin dinamiti olarak görülen dershaneleri kapatmak yerine hükümetin birinci aşamadaki görevinin mevcut sistemi kusursuz hale getirmek olduğunu belirten dershane yöneticileri, eğitimin kalitesini dershaneler düşürüyormuş gibi bir anlayış yaratmanın doğru olmadığını belirterek, dershanelerin denetlenen kurumlar olduğunu ve denetimin olmadığı tampon bir destek sistemi gelişirse kimin, kime, nerede ve nasıl bir eğitim vereceğinin tayin edilemeyeceğini ve adı konulmayan bir sistemde merdiven altı her türlü eğitimin verilebileceğini ifade ederek bu anlayışla: “Militan bile yetiştirilir” dediler.
Başbakan Erdoğan’ın” Dershanecilik olayını kaldıracağız. Bundan kim gücenirse gücensin, kusura bakmasınlar. Bu benim halkımın vatandaşım ortak talebidir. Ey dershaneciler, eğer bu ülkede eğitime, öğretime hizmet verecekseniz gel okul aç, okullar kur. Biz de sizden hizmet alımı yapalım, sizin sınıflarınızı öğrencilerle biz dolduralım. Bedeli neyse bunun bedelini biz verelim. Sizi açıkta bırakacak değiliz. Biz yatırımdan kurtulmuş oluruz, siz de hizmetinize aynen devam edersiniz. Bakıyorsun, “ Bu güzel teklif demiyorlar. Bunun adımını atacağız ve er geç 2013-2014’e de biz o sistemle girmiş olacağız” sözlerine Çanakkaleli dershane yöneticileri tepki gösterdi. Dershanelerin 2013 yılında kaldırılacağını açıklayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı sert bir dille eleştiren dershane yetkililerinin görüşleri şu şekilde:
“Dediğim dedik, çaldığım düdük”
Uğur Dershaneleri Kurucusu Mustafa Türker: “Politikacılar sıkışınca popülist politikaların gereği olarak vatandaşların dikkatini dağıtacak yöntemler seçer. Her siyasi iktidarın programında dershanelerin kaldırılacağı ile ilgili madde yer alır” dedi. Türker hükümetin eğitim alanındaki yaklaşımının; “Dediğim dedik , çaldığım düdük” şeklinde olduğunu belirtti. Hükümetin eğitim ile ilgili aldığı kararları uzmanlarla tartışmaktan kaçındığını belirten Türker: “4+4+ 4 nasıl bir gecede alınmış kararsa, dershaneleri kapatma kararı da öyle” dedi. Türker: “Şu anda gündem çok yoğun, hükümet hassas noktaları iyi buluyor. Amaç dikkatleri başka noktaya çevirmek” derken, dershane nedir? ne işe yarar? Ona bakmak lazım diyerek dershanelerin önemine değindi.
Türker: “Dershaneler bireysel gelişim merkezidir ve okul dışında başvurulacak, devletin denetimi altında, MEB’na uygun eğitim verir. Okullarda verildiği varsayılan bilgilere artı olarak öğrenciyi gireceği sınavın yapısına göre uygun metoda alıştırma, bilgileri pekiştirme ustalığa dönüştürme ve öğrencinin zamanını ve aklını doğru kullanmayı öğreten kurumlardır “diyerek dershanelerin öğrenciye sınav tekniklerini öğretirken, haklarını aramayı ve sınav stresi ile baş etmeyi de öğrettiğini kaydetti. “Dershaneler kaldırılırsa o zaman bu teknikleriı kim öğretecek?” diye Türker eğitim ve öğretimin yozlaştırılmak istendiğini belirtti. Öğrencilerin yeteneklerini ortaya çıkaracak ve onları en üstün başarıya ulaştıracak kurumların ortadan kaldırılmasıyla eğitimin üretim için olması gerçeğinin de ortadan kaldırılmak istendiğini belirtti. “Bu duruma velilerin tepki göstermesi gerekir” diyen Türker : “Dershaneler kaldırılırsa adı dershane değil, mershane olur ama yine devam eder. Arz talep dengesinde talep varsa arz daima olur” diyen Türker: “O zaman dershaneler merdiven altı olur. Olan da garibana olur” dedi.
“Eşitsizliği kırmada dershaneler panzehirdir”
“Eğitimde var olan okullaşmanın ilkelliğinde yatan eşitsizliği kırmada dershaneler panzehirdir “diyen Türker, Türkiye’de sınav birincilerinin artık iyi okullardan değil, dershane takviyesi ile memleketin en ücra köşelerinden çıktığını belirtti. Dershane sistemi ile Anadolu’dan çok yeteneğin çıktığını belirten Türker; “Dershanelerin kaldırılması yeniden bu yetenekleri yok edecektir” dedi. Dindar nesil yetiştirmekle ilgili söylemlere karşılık Türker: “Ne dindar, ne kindar bir nesil, biz uygar bir nesil yetiştirmeye çalışıyoruz. Buna engel olmak istenmektedir” dedi.
21.yüzyılda bugün eğitilmiş insan tipinin 8 yaşında bilgisayarı tam kullanabilen, 10 yaşında web sayfası yapan, 18 yaşında üniversiteye giden ve 30 yaşında bir meslekte profesyonel olan insan tipi diye tanımlayan Türker : “İyi eğitim almış bir insan zamanı iyi kullanır. İyi bir dinleyici ve gözlemcidir. İhtiyaç halinde kimden ve hangi araçtan yaralanacağını bilir. İyi eğitim almış insan kimseye kul, köle olmaz. Tükettiği oranda üretir” diyerek: “ Ben de Başbakan’a sesleniyorum” Ey Başbakan eğitim sadece okulda mı yapılır, beşikten mezara kadar olan eğitim dershanede yapılamaz mı? Sınıfları doldurup yılların geçmesi mi eğitimdir? Öğrencinin beyninde kıvılcım yakan, vizyonlarını geliştirenler eğitim vermiyor mu?” diye seslendi.
“Gülün adına gübre deseler başka türlü mü olacak”
Dershanecilik sisteminin Türkiye ile sınırlı olmadığını söyleyen Türker dünyada en çok Japonya’da ve Güney Kore’de dershane olduğunu vurguladı. Hükümetlerin acze düştüğü zaman dershaneleri sığınma konusu gibi görüp gündeme taşıdığını belirten Türker dershanelerin kapatılmasına güçlerinin yetmeyeceğini söyledi. “Kumarhaneler kapatıldı da ne oldu, kumarhane gerçeği bitti mi? İnsanlar Kıbrıs’a uçakla gidiyor, o kumarhaneler güneydoğu’ya taşınsaydı şimdi orada bir istihdam alanı olurdu, insanlar dağa çıkmazdı” diyen Türker arz talep dengesi içinde dershane sisteminin de yalnızca adının değişeceğini, gülün adına gübre deseler başka türlü mü olacak, sistem içinde buna ihtiyaç var dedi.
“İt ürür, kervan yürür yaklaşımı ile ileri demokrasi olmaz. Başbakan tribünlere oynuyor”
Özveri ile açılan kurumların suç işleyen mekanlar gibi görülmesinin ve kapatılmasının kabul edilemeyeceğini belirten Türker, dünyada gelişmiş ülkelerin hepsinde dershanecilik sistemi olduğunu söyledi. Eğitim üzerinden yapılmak istenen değişikliklerin özünde popülist yaklaşımın yattığını belirten Türker: “İt ürür, kervan yürür yaklaşımı ile ileri demokrasi olmaz. Dünyada gelişmiş ülkelerdeki eğitim sistemlerini iyi araştırmak ve takip etmek gerekir, insana yatırım yapan gelişmiş ülkelerde dershane, kurs ve bireyin kendini geliştireceği kurs sayısının çok fazla olduğunu belirten Türker bu sistemi kapatarak eğitimde itaat sisteminin getirilmek istendiğini belirtti ve: “Başbakan tribünlere oynuyor” dedi.
“Eğitimin kalitesini dershaneler düşürüyormuş gibi bir anlayış yaratmak doğru değil”
Eğitim sisteminin dinamiti olarak görülen dershaneleri kapatmak yerine hükümetin birinci aşamadaki görevinin mevcut sistemi kusursuz hale getirmek olduğunu belirten Birey Dershanesi Kurum Müdürü Evren Yalçın; eğitimin kalitesini dershaneler düşürüyormuş gibi bir anlayış yaratmanın doğru olmadığını, arz ve talebe bağlı olarak dershaneler kapatılsa bile talebin var olacağını belirtti. Yalçın: “Özel okul açın demek kolay. Bugün dershanenin maliyeti ile özel okul maliyeti arasında rakamsal olarak uçurumlar vardır. Çanakkale’de çok sayıda ilköğretim kurumu var, özel okul açılsa kaç tane açabilirsiniz ki. Kaç öğrenci gidebilir? Nüfusa göre Çanakkale’yi bırakın doğuda kaç tane özel okul açabilirsiniz. Öğrenci başına 1.500 lira verileceği ifade ediliyor. Oysa bir öğrencinin maliyeti çok daha yüksek. Üstünü kim karşılayacak? Bu anlayışa göre dershanelerin sömürdüğünü söylemek gerçekçi değil. Afaki ve içi boş söylemler. Amaç dindar bir nesil yetiştirmek ise kimin dindar olup olmayacağına hükümet karar veremez. Bendensen dindarsın, benden değilsen dindar değilsin demektir bu. Dindar nesil yetiştirilmekse amaç bunun yolu dershaneleri kapatmak değil, genelevleri kapatmaktır. Bugün bir Fen Matematik lise son öğrencisi en basit bir matematik probleminde zorlanıyor. Bazen o sınıfa kadar o bilgi kapasitesi ile nasıl gelmiş şaşırıyoruz. Bu çocuk üniversiteyi kazanabilmek adına ekstra destek almak zorunda. Özel ders pahalı, en ekonomik çözüm dershane ve denetlenen bir kurum.”
“Denetimin olmadığı tampon bir destek sistemi gelişirse kimin kime nasıl bir eğitim vereceğini bilemezsiniz, adam militan bile yetiştirir”
Yalçın sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Denetimin olmadığı tampon bir destek sistemi gelişirse kimin kime nasıl bir eğitim vereceğini bilemezsiniz, adam militan bile yetiştirir. Hükümetin siyasi erk mücadelesi şu aşamada eğitim sistemi üzerinden gitmektedir. Gerekli düzenlemeleri yapmadan, donanıma ulaşmadan kapatmak yanlıştır. Yararsız olduğu düşünülse o kadar veli çocuğunu dershaneye göndermez. Ama bizde kervan yolda düzülür diye bir anlayış var, biz başlayalım, olası aksaklıkları ve sorunları sonra halledelim diyoruz.”