Deniz’ler unutulmadı...
Çanakkale Emek Gençliği 6 Mayıs 1972 de idam edilerek katledilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı anmak için bir etkinlik düzenledi. Etkinliğe Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Varlı konuşmacı olarak katılacak.
“Darağacında üç fidan” olarak gönüllerde yer etmiş Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan Çanakkale’de Emek Gençliği tarafından anılacak. 5 Mayıs saat 19.O0 Türkan Saylan Sosyal Tesisleri Nikah Salonunda gerçekleştirilecek etkinlikte Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının devrimci kişiliği üzerine yapılacak konuşmalar, sinevizyon gösterisi ve müzik dinletisi gerçekleştirilecek.
Deniz Gezmiş’in hayatı
1947 yılında Ankara`da doğdu. Liseyi İstanbul`da okudu.1966`da İÜ Hukuk Fakültesi`ne girdi.Kısa sürede gençlik eylemlerinde ön plana çıktı. TİP bünyesinde çalıştı.1968`de Devrimci Hukuklular Örgütünü kurdu. Amerikan 6.filo eylemlerine katıldı. İstanbul Üniversitesi`nin işgali eylemlerine katıldı. DEVRİMCİ ÖĞRENCİ BİRLİGİ` Nİ kurdu. Samsundan Ankara`ya Mustafa Kemel Yürüyüşü düzenledi. 1969`da Filistin`e gitti. Gerilla eğitimi gördü. Türkiye`ye dönünce THKO örgütünü kurdu. Örgütün ilk eylemi olan İş Bankası Ankara Emek Şubesi soygununa katıldı. Bu soygunla örgütün parasal sorunlarını çözdü yani bu soygun bir nevi halk için yapılmıştı. Yine Ankara`da 4 Amerikan askeri kaçırma eylemine katıldı. Amerikan askerlerinin dördünü de geri serbest bıraktı. Sivas Gemerek`te yakalandı.1972`de asılmak suretiyle katledildi. O hiç bir zaman silahını öldürmek için ateşlemedi ve hayatı boyunca hiç kimseyi öldürmedi. Türkiye Tarihinin en şerefli insanlarından biriydi. Onu asanlar tarihe ve geleceğe hiç bir zaman hesap veremeyek. Onun da dediği gibi BEN HALKIMIZIN BAGIMSIZLIGI VE ŞEREFİ İÇİN BİR DEFA ŞEREFİMLE ÖLÜRUM SİZ BİZİ ASANLAR ŞEREFSİZLİGİZLE HER GÜN ÖLECEKSİNİZ.
Son mektup
Deniz Gezmiş’in babasına yazdığı son mektup şöyle:
"6 Mayıs 1972
Baba, Mektup elinize geçmiş olduğu zaman, aranızdan ayrılmış bulunuyorum. Ben, ne kadar üzülmeyin desem, yine de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat, bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum. İnsanlar doğar, büyür, yaşar ve ölürler… Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde, fazla şeyler yapabilmektir. Bu nedenle ben, erken gitmeyi normal karşılıyorum. Ve kaldı ki, benden önce giden arkadaşlarım, hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de etmeyeceğimden şüphen olmasın. Oğlun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir. Bu yola bilerek girdi. Sonunda da bu olacağını biliyordu. Seninle düşüncelerimiz ayrı ama, beni anlayacağını tahmin ediyorum. Sadece senin değil, (…) anlayacağını inanıyorum. Cenaze için, avukatlarıma gerekli talimatı verdim. Ayrıca savcıya da bildireceğim. Ankara´da 1969´da ölen arkadaşım Taylan Özgür´ün yanına gömülmek istiyorum. Onun için cenazemi İstanbul´a götürmeye kalkma. Annemi teselli etmek sana düşüyor. Kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. Kendisine özellikle tembih et. Onun bilim adamı olmasını istiyorum. Bilimle uğraşsın ve unutmasın ki, bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir. Son anda, yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir seni, annemi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım…
Oğlun Deniz Gezmiş
Merkez Cezaevi"