Kamu-Sen`e bağlı Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Resul Demirbaş, geçtiğimiz günlerde "Kamu-Sen siyasi bir parti mi?" diyerek konfederasyonlarını eleştiren Eğitim-İş`e cevap verdi. Demirbaş, tepkisini "Her gittiği yerde, biz CHP`nin sendikasıyız diye gezen densizler; sendikanın partisi mi olur? Solun sarı sendikası, sizin yetkili olduğunuz dönemleri bizler ve eğitim çalışanları iyi biliyor" sözleriyle dile getirdi.
"Sizler hiç aynaya bakmıyor musunuz?"
Demirbaş, açıklaya şu şekilde tepki gösterdi, "Eğitim-İş, sizler hiç aynaya bakmıyor musunuz? Demek ki son zamanlarda aynaya bakmayı unuttunuz. O halde sizlere boy aynası tutalım ve siyasi partilerle ilişkilerinize, göstermelik duruşunuz hakkında biraz hatırlatmalarda bulunalım; Okul müdürü ve aynı zamanda Çanakkale Eğitim-İş Şube Başkanı olan, kendini daima Atatürkçü, Cumhuriyetçi diye lanse eden zatı muhterem, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinliklerinde Okul Müdürü olarak verilen görevini yapmayıp, Cumhuriyet Bayramı`nı sabote edip, devletin kaymakamına kafa tutup, sıkışınca da CHP Milletvekilli Özgür Özel`i arayarak medet ummadın mı? Ama devlet seni affetmeyerek gereğini yapmış, okul müdürlüğünden sürgün ederek, ilçeni değiştirmiştir. Sizin kurtarıcınız, başvurduğunuz yer CHP mi? Yoksa devlet mi? Neden sürgün gittin ey Şube Başkanı? Her gittiği yerde, biz CHP`nin sendikasıyız diye gezen densizler; sendikanın partisi mi olur? Solun sarı sendikası, sizin yetkili olduğunuz dönemleri bizler ve eğitim çalışanları iyi biliyor."
"T.A. hakkında neden haberler yaptırmıyorsunuz?"
Başkan Demirbaş, kent gündemiyle ilgili ise "Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinin 15 Nisan 2022 tarihinde yayımlanan öğretim görevlisi alımında, Yenice Meslek Yüksekokulu`na alınan isim ile ilgili, Türk milliyetçisi olduğunu belirterek, basında el altından haberler yaptırıyorsunuz da, Ayvacık Meslek Yüksekokulu`na alınan T.A. hakkında neden haberler yaptırmıyorsunuz? Yaptırdığınız haberde, yapıldığını iddia ettiğiniz tüm hususlar o alım için de geçerli değil mi? Aynı olaylar yaşanmadı mı? Acaba oraya alınan kişi CHP`de etkin bir kişinin oğlu olduğu için mi? Üniversite bu şahsın alınması için çabalayanların sizinle sendikal olarak ya da düşünce olarak bir yakınlıkları var mı" sözlerine yer verdi.
"Kadro bekleyen 20`ye yakın Türk Eğitim-Sen üyesi var"
Demirbaş, ayrıca kentte yaşayan öğretmenler için ise şu soruları sordu, "Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinde son bir yıl içerisinde milliyetçi muhafazakâr öğretim üyeleri görevden alınarak, yandaşlarınız atanırken hiç sesiniz çıkmıyor. Acaba yandaşlarınız olduğu ve Türk Eğitim-Sen üyesi personelle uğraştıkları, baskı yaptıkları için olabilir mi? Kadro bekleyen 20`ye yakın Türk Eğitim-Sen üyesi varken, sizin kadro bekleyen üyeniz var mı? İdari görevlere hülle yolu ile liyakatsiz kişiler atanırken; üniversitede kapasiteli, liyakat sahibi personel varken, ehliyetsiz kişilerin dışarıdan getirilerek, bu görevlere atanmalarına neden ses çıkarmıyorsunuz? Türk Eğitim-Sen üyelerine baskı yapılırken, tehditle, baskı ile yandaş sendikaya geçirilirken neden susuyorsunuz? Neden bu konular ile ilgili, Yenice MYO`ya öğretim görevlisi alımında yaptığınız gibi, el altından haber yaptırmadınız? Yaptırmıyorsunuz? Acaba Üniversite üst yönetimi ile kol kola yürüdüğünüz için olabilir mi?"
"İsterseniz internetteki videolardan bir kez daha izleyin"
Demirbaş, "CHP Genel Merkezinde Kemal Kılıçdaroğlu`nu Genel Başkanınız Kadem Özbay ve MYK üyeleriniz ziyaret etmedi mi? Genel Merkeziniz web sayfanızda ziyaretin haberi ve boy boy resimleri yok mu? Eğitim-İş ve Eğitim-Sen olarak Bergama`da açız mitingi düzenlediniz. Konuşmacı İzmir HDP Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegü değil miydi? İsterseniz internetteki videolardan bir kez daha izleyin. Eğitim-İş Diyarbakır Şube üyesi 7 öğretmen Diyarbakır Annelerini ziyaret ettikleri için Genel Merkeziniz Disiplin Kurulu tarafından ihraç edilmedi mi? Siz Eğitim-İşliler, Eğitim-Sen ile birlikte; İstanbul Adliyesi önünde PKK bayrakları altında halay çekmediniz mi? İnternette bunun videoları yok mu" diye sordu.
"Destek verenler arasında CHP yok muydu?"
Demirbaş sorularını şu şekilde sürdürdü, "Eğitim-İş olarak yaptığınız iş bırakma eylemine kimler destek verdi? Destek verenler arasında CHP yok muydu? Eğitim-İş Çanakkale Şube Başkanı eyleme okul müdürlüğünü kullanarak, okulundan 6 üyeyi Çanakkale`ye götürüp, altı öğretmen yerine okulda ki nöbetçileri derse sokmadı mı? İş bırakma eyleminin amacı sistemi kilitlenmek midir, yoksa üye devşirmek için göz boyamak, tatlı su kurnazlığı yapmak mıdır? Eğitim-İş olarak; Barış Pınarı Harekâtı sırasında `PKK ağzından savaşa hayır` sloganıyla Hatay`da bir yürüyüş gerçekleştirmediniz mi? Konfederasyonumuz Genel Örgütlenme Sekreteri Hasan Kütük, CHP`li Milletvekilleri Hasan Akgöl ve Refik Eryılmaz, CHP Hatay İl Başkanı Servet Mullaoğlu, CHP İlçe Başkanı Mevlüt Yeşildağ, İP İl Başkanı Mehmet Seküçoğlu, TKP İl Yönetimi, TGB temsilcileri eyleme katılmadı mı? Eski şube başkanınız ile birlikte sendika binanızın balkonuna çıkarak, savaşa hayır pankartı asmadınız mı?" Eğitim-İş olarak; Barış Pınarı Harekatı`nda `PKK ağzından savaşa hayır` deklarasyonu yayınlamadınız mı? CHP hükümete destek verince deklarasyonu kaldırmadınız mı? Deklarasyonu kim veya kimler istedi de yayınladınız? Ağababanız CHP kaldırın dediği için mi kaldırdınız? Merak eden Kamu çalışanları Google arama motoruna, iki satır yazarak ulaşabilir. Cumhuriyetçilik ve Atatürkçülük maskesine bürünmüş, bu sarı sendikanın gerçek yüzünü rahatlıkla görebilir."
(Yusuf Sonkurt)