Değerlerimizi yok ettirmeyelim

Çanakkale Belediyesi Meclis Salonu’nda düzenlenen basın toplantısında, Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Nalbant, “Kazdağları, delik deşik ediliyor, bir tek turizmciden ses çıkmıyor” derken Başkan Gökhan, “Şeytanla işbirliği yapmayacağız, yöremizi, suyumuzu havamızı sonuna kadar savunacağız” dedi. Tabip Odası Çevre Komisyonu Başkanı Nihat Gülhan ise, “Benim arzum Çanakkale halkının da bu mücadeleyi sahiplenmesi ve hep birlikte bu mücadelenin sürdürülmesidir” dedi.

1000
Çanakkale Çevre Platformu öncülüğünde bir çok kurumun da destek verdiği, “Çanakkale de-ğerleri risk altında, sahip çıkılmalı” kampanyası çevresinde düzenlenen basın toplantısı büyük ilgi gördü. Bir çok kurum ve kentin çevresel değerlerinin yok olmasını istemeyen, duyarlı kişinin katıldığı basın toplantısında “Made in Çanakkale” başlıklı kampanya tanıtıldı. Kentin tarımsal ve turizme yönelik değerlerinin ön plana çıkarıldığı, bu değerlerin altın madenciliği ve termik santraller tarafından yok edilmemesi gerektiği vurgulandı.
 
Başkan Gökhan sert çıktı
“Şeytanla işbirliği yapmayacağız, insanlıktan yana olacağız, kul hakkını yedirmeyeceğiz” diyen Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, “Doğamıza, dünyamıza sahip çıkacağız ki yarın hem topluma karşı, hem Allaha karşı, bunun hesabını verebilelim. Ben anlayanların diliyle konuşuyorum. Bu noktada, bugüne kadar ses vermemiş olan, gerek hükümet kanadından, gerek kamu kanadından gerek iş hayatından, gerek milletvekili kanadından, bunları hiç yokmuş gibi varsayarak, arkasını dönüp gidenleri bir kez daha uyarıyoruz. Uyardık uyardık olmadı. Bari gözlerine sokalım dedik ve broşürler bastırdık” dedi.
 
Turizmcilerden neden ses çıkmıyor?
“Çanakkale’de madencilerle turizmciler iç içe, kol kola” diyen Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant, yöredeki altın madenlerinin ve termik santrallerin kent turizmini de olumsuz yönde etkilediğini ifade etti. Nalbant, “Çanakkale’de termik santralcilerle turizmciler kol kola, Çanakkale’deki çimentocularla, kirli sanayicilerle turizmciler kol kola. Bunun dünyada hiç bir örneği yok. Bu eşyanın tabiatına da aykırı. Bu kol kola olmayı sağlayan, bu işin kolaylaştırıcısı da Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası’dır. Bunun sonucunda ne oluyor? Turizmcileri çok yakından ilgilendirdiği halde bir tek turizmciden ses çıkmıyor. Kazdağları, delik deşik ediliyor, bir tek turizmciden ses çıkmıyor” dedi.
 
Tabipler Birliği’nden Kazdağları raporu
Çanakkale Tabip Odası Çevre Komisyonu Başkanı Nihat Gülhan ise açıklamasında Türk Tabipler Birliği’nin Çanakkale’ye ve yöresindeki çevresel değerlerine önem verdiğini ifade ederek, “Çok kısa bir zaman sonra, Türk Tabipler Birliği tarafından bir rapor kamuoyu ile paylaşılacak” dedi. Bilimsel bir bakış açısı ile çalışmalarına başlandığı bilinen raporun hazırlık çalışmalarının devam ettiği öğrenildi.
 
 
Çanakkale’deki ve yöresindeki altın madeni çalışmalarına, termik santral çalışmalarına karşı düzenlenen basın toplantısında Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant ve Çanakkale Tabip Odası Çevre Komisyonu Başkanı Nihat Gülhan katıldı. Basın toplantısında ayrıca çok sayıda duyarlı kurum ve kişi de hazır bulundu. İlk açıklamayı Çanakkale Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Hicri Nalbant, yaptı. Nalbant, kentin değerlerini bir bir sayarak, bu değerlerin yok olmasına izin vermeyeceklerini dile getirdi. Nalbant, açıklamasında “Bugün Çanakkale’yi, Çanakkale’nin değerlerini, bu değerlerin ne tür tehlikeler altında olduğunu, bir kez kaybedersek bir daha bulamayacağımızı, o nedenle bu değerlere herkesin sahip çıkmasını vurgulamak üzere buraya toplandık. Çanakkale herkesin bildiği gibi, dün turizm zirvesinde de söylediğim gibi yeryüzü cenneti. İl Kültür Müdürümüzün de belirttiği gibi Allahın bu bölgede yaşayan insanlara, hatta dünyaya bir nimetidir. Dünya harikası bir yerdir. Bu dünya harikası yer neden böyle, bir tarafından kaz dağlarımız var; eşi benzeri yok dünyada. Bir tarafında boğazımız, denizimiz var. Bu çevrede yetişen çok değerli tarım ürünlerimiz var, su kaynaklarımız Bandırma’dan Ayvalık’a kadar burada oluşuyor. Dünyanın en değerli meyveleri, sebzeleri, ürünleri, Ezine’nin peyniri, Bayramiç’in beyazı, elması, Lapseki’nin kirazı, şeftalisi, Gelibolu’nun sardalyesi, Biga’nın hayvancılığı eti ve sütü, Ayvacık’ın zeytini zeytinyağı, Bozcaada’nın çavuşu ile dünya harikası bir yer. Bu ürünlerden beslenmek, burada yaşamak, hava solumak, su içmek de çok önemli bir ayrıcalık. Bu benim için, hepimiz için çok büyük bir mutluluk” dedi.
 
 
“Sadece altın tekelleri değil”
Çanakkale ve bölgesinde yürütülen altın madenciliği faaliyetlerinin tek risk olmadığını ifade eden Nalbant, termik santrallerinin de bir o kadar tehlikeli olduğunu dile getirdi. Nalbant, “Burada altın tekelleri, altın sondajları yapıyorlar, Kazdağları’mızı, su kaynaklarımız delik deşik yapıyorlar. Daha şimdiden yüz binlerce ağacımızı kestiler, bir çok köyümüzün içme suyunu bulandırdılar, hayvanlar öldü, ölmeyenler, yavru attı, insanların sağlıkları bozuldu. Daha bu aşamada büyük felaketler yaşandı. Ama işletmeye geçerlerse yok edilen ağaçların sayısı milyonları bulacak. Milyonlarca ağaç kesilecek, yer üstü ve yer altı sularımız tümden yok edilecek, tüm bu değerlerimizin de tümü yok alacak. Sadece altın tekelleri değil, bir yanda da 14 bin megavata varan termik santral kurulumu var. Bu bir vahşet! Bu rakamı söylerken zorlanıyorum. Biz on bin diye biliyorduk, ama kısa süre içinde gördük ki bu 10 değil 14 bin megavatmış. Çünkü eski santral kuranlar, şimdi kapasite artıyorlar. 100-1200 megavatlık santral kuranlar, 3000-3200’e kadar kapasite artırıyorlar. Yeni yeni santraller kurulmaya çalışıyor. Baca gazları hepimizin üzerine, Çanakkale’nin üzerine, Kazdağları’nın üzerine, tarım arazilerimizin üzerine, su kaynaklarımızın üzerine asit yağmuru olarak yağacak. Tüm deponi alanlarından rodan gazı, yani radyo aktivite yayılacak. Soğutma suyunu denizden alacaklar, denize sıcak suyu deşarj edecekler, denizdeki tüm yaşamı da bitirecekler. Yani Çanakkale, değerleri ile birlikte tümüyle yok edilmek üzere” dedi.
 
 
“Turizmcilere çağrı yaptı”
“Dün, turizm zirvesi vardı. Çanakkale’nin tüm bu özelliklerinin yanında bir başka özelliğinden bahsettim ben” diyen Nalbant, açıklamasında “Çanakkale’de madencilerle turizmciler iç içe, kol kola, Çanakkale’de termik santralcilerle turizmciler kol kola, Çanakkale’deki çimentocularla, kirli sanayicilerle turizmciler kol kola. Bunun dünyada hiçbir örneği yok. Bu eşyanın tabiatına da aykırı. Bu kol kola olmayı sağlayan, bu işin kolaylaştırıcısı da Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası’dır. Bunun sonucunda ne oluyor? Turizmcileri çok yakından ilgilendirdiği halde bir tek turizmciden ses çıkmıyor. Kazdağları, delik deşik ediliyor, bir tek turizmciden ses çıkmıyor. Sıcak su kaynaklarına maden şirketi geliyor el koyuyor bir tek turizmciden ses çıkmıyor. 14 bin megavat termik santral kuruluyor, bir tek turizmciden ses çıkmıyor. İşte bu birlikteliğin sonucu; Çanakkale’de turizminin en büyük sorunu bu. Eğer bu birlikteliği aşamazsak bu kentte turizm gelişmeyecek aksine, bir de kazandığımız tüm değerlerimiz, hep birlikte yok olacak. Buna göz yummayalım, buna sahip çıkalım. Zamanımız da çok yok, bugünlerde yaptık yaptık, yoksa bundan sonra yapacağımız çalışmaların faydası olur ama çok ağırlığı olmayacaktır” dedi. Nalbant, açıklamasını Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’a teşekkür ederek bitirdi. Nalbant, “Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’a teşekkür etmek istiyorum. Platform olarak, tüm arkadaşlar olarak bizim hiçbir bütçemiz, kaynağımız yok. Bize ne lazım? Araba lazım. Bize ne lazım? Broşür lazım. Bugüne kadar hiçbir talebimizi geri çevirmedi, bize yardımcı oldu. herkesin huzurunda bugüne kadar gösterdiği, iyi niyetli yaklaşımından dolayı çok teşekkür ediyorum” dedi.
 
 
“İltifata tabi değilim, görevimi yaptım”
“Ben bir marifet yapmadım ki iltifata tabi olayım” diyen Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ise açıklamasında sert ifadeler kullandı. Başkan Gökhan, “Ben görevimi yaptım. Burada, Çanakkale halkının sadece belediye sınırlarında değil, ilimizin tamamının, hatta yöremizin tamamının, buna Balıkesir de dahil, korunması, talan edilmekten uzaklaşması için mücadele etmek benim görevim. Hep söyleye geldik, hatta sayın Cumhurbaşkanımıza da söyledim. Ne yapıyoruz? Çanakkale’yi Çanakkale yapan değerlerimiz için, suyumuz için, toprağımız için, havamız için, mücadele ediyoruz. Bu mücadeleye sizler de katılıyorsunuz. Demek ki aynı duyguları, aynı endişeleri paylaşıyoruz. Biz bir şey istemiyoruz, bizim bir talebimiz yok. Biz sadece bize ait olanı korumak istiyoruz, insanlığa ait olanı korumak istiyoruz. Bunu korumak hepimizin görevi, insan olan herkesin görevi, çünkü bu bir doğa katliamıdır. Bunun sonucu doğa katliamına gider. Şeytanla işbirliği yapmayacağız, insanlıktan yana olacağız, kul hakkını yedirmeyeceğiz ve doğamıza, dünyamıza sahip çıkacağız. Ki yarın hem topluma karşı, hem Allaha karşı, bunun hesabını verebilelim. Ben anlayanların diliyle konuşuyorum. Bu noktada, bugüne kadar ses vermemiş olan, gerek hükümet kanadından, gerek kamu kanadından gerek iş hayatından, gerek milletvekili kanadından, bunları hiç yokmuş gibi varsayarak, arkasını dönüp gidenleri bir kez daha uyarıyoruz. Uyardık uyardık olmadı. Bari gözlerine sokalım dedik ve broşürler bastırdık. 50 bin tane bastırdık. Yetmezse yine de bastırırız. Bunları her yeri köy köy belde belde dağıtıyoruz. Bunun çalışmasını da Çevre Platformu yapıyor. Ben sadece bunların sesi oluyorum. Elbette ki katkı veriyorum, katkı vermeye de devam edeceğim. Hiç bir şeyden de ne yılıyoruz ne de korkumuz var. Çünkü bu mücadeleyi yapmaya ant içtik, bu toprakları korumaya ant içtik. Sizler de bizle beraber arkamızdasınız, burada olmayan, binlerce on binlerce insan var” dedi.
 
“Karaköy’de gözlerim yaşardı”
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, açıklamasında Kazdağları’nın doğal güzelliklerinin yok edileceğini bilmenin, orayı gören herkesin vicdanını yaraladığını dile getirerek, Bayramiç’in Karaköy köyüne gittiğinde gözlerinin yaşardığını söyledi. Başkan Gökhan, “Zaten dikkat ederseniz hiç bir karşı tepki yok. Karşıda bir savunma yok. Sadece insanları kandırmaya, ikna etmeye yönelik, bugüne kadar biçare kalmış köylüleri yanlarına çekme çalışmaları var. Ben de diyorum; ‘Bir bilim adamı gelsin de bize anlatsın. Burada ne oluyor? 14 bin megavatlık termiğin hiç bir zararı olmayacağını, burada siyanürle altın işlemesinin hiç bir etkisinin olmayacağını. Dünyada bunun örneğinin olmadığını gelsinler bize anlatsınlar, biz de bilelim.’ Ben meclise davet ettim, teşrif etmediler. Ama öyle laf ola beri gele adamları değil, bilim adamlarını getirsinler meclise, burada canlı yayında bütün Çanakkale halkına anlatsınlar. Gerçekten buraları görmemiş olanlar, gittikleri zaman vicdanları sızlayacaktır. En son Karaköy’e gittik, resmen gözlerim yaşardı. Buralar tarumar olacak. Yani hayal edilemez. Bunu gördüğünde bunun bir vahşet olduğunu hissedeceksiniz. Bizden önce bu Kazdağları vardı bundan sonra da yine yıllar boyu var olması için bütün mücadelemizi yapacağız” dedi.
 
Bakanlık da bunu yaparsa!
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Çanakkale Belediyesi olarak bilgi edinme yasası kapsamında Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’ndan Çanakkale yöresindeki altın madencilerinin listesini istediklerini ancak kendilerinden para talep edildiğini dile getirdi. Durumu “Ayıp” olarak nitelendiren Başkan Gökhan, “Herkes kolluyor bu altıncıları, devlet de kolluyor. Bir bilgi edinelim dedik. Kamuoyunu aydınlatma adına Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’na 11-10-2012 tarihinde yazı yazdık. Dedik ki; ‘Ağı Dağı, Kirazlı ve Kazdağları Milli Parkı’nın dışında bulunan ve altın madeni işletme ruhsatı alan, şahıs ve firmaların listesi talep edildi. Kimler arama ruhsatı almış kimler işletme ruhsatı almış bir görelim’ dedik. Bilgi edinme yasası yok mu memlekette? Var. Daha önce bir kere gelmişti, yollamışlardı. Biz onun üzerinden feryat edince herhalde bizi caydırmaya çalışıyorlar. Diyor ki; ‘Genel müdürlüğümüzce verilen ruhsatların bulunduğu alanların bilgileri, genel müdürlüğümüz bilgi sorgulaması yapacak kişinin bizzat talebi ve sorgulama ücretinin yatırılması halinde üçüncü şahıslara verilebilmektedir.’ ‘Bu sefer bedava vermem’ diyor ‘para vereceksiniz’ diyor. Hay hay yatıralım. ‘Her ruhsat alanı için 65 tl sorgulama ücreti alınmakta olup, beş erişim numarasından sonra için ise ek olarak her erişim başına 13 tl sorgulama ücreti talep edilir.’ Trilyon da olsa vereceğim, öğreneceğim. Ayıplarını tek tek ortaya çıkaracağız. Ayıptır. Bir kamu kurumu, senden bir bilgi istiyor, kendi yöresi ile ilgili. Kişi değil Çanakkale Belediyesi istiyor değerli bakanlık! Değerli genel müdür yardımcısı! Ben istemiyorum, Çanakkale Belediyesi istiyor. Çanakkale Belediyesi kim Çanakkale halkı. Talep ediyor, kimlere peşkeş çekiyorsun bu alanları bilmek istiyor. Kimler burayı tahrip etme niyetinde bilmek istiyor. onun için öğreneğiz, bileceğiz ve mücadelemize devam edeceğiz” dedi.
 
 
Tabipler Birliği’nden Kazdağları raporu
Çanakkale Tabip Odası Çevre Komisyonu Başkanı Nihat Gülhan ise açıklamasında Türk Tabipler Birliği’nin “Çevre ve insan sağlığı” konusunda bir bilimsel rapor hazırlandığını ifade etti. Gülhan, “Çanakkale Çevre Platformu çok müthiş işler yapıyor. Çanakkale’nin değerlerini ortaya çıkarıp, kamuoyu ile paylaşıp, talan etmek isteyenlerin gözlerine sokmaya çalışıyor. Biz Tabip Odası olarak da bu değerlerin dışında en önemli değerin Çanakkale’nin sahip olduğu eko sistem olduğunu vurgulamak istiyoruz. Oluşturduğumuz çevre komisyonu gerçekten bilimsel çalışmalar yapıyor. Çok yakın zamanda Türk Tabipler Birliği bilimsel bir rapor hazırlayarak, Çanakkale bölgesindeki ve Kazdağları’ndaki çalışmaların çevre ve insan sağlığına zararlarını kamuoyu ile paylaşacaktır. Çevre Platformu’na olan desteğimiz bundan sonra da devam edecek, benim arzum Çanakkale halkının da bu mücadeleyi sahiplenmesi ve hep birlikte bu mücadelenin sürdürülmesidir” dedi.
Paylaş