"Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşandı"

1219

 Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile gerçekleşen ‘18 Mart Deniz Zaferi’nin 103’üncü yıldönümü törenlerinde Çanakkale tarihinde bir ilk gerçekleşti. İlk defa bir Belediye Başkanı törenlere alınmayarak konuşma yapamazken, CHP Çanakkale örgütü dün, partileri ile il binasında bir araya gelerek basın toplantısı gerçekleştirdiler. Toplantıya CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Milletvekili Av. Muharrem Erkek, CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Serdar Soydan, CHP Milletvekili Bülent Öz, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, CHP İl Başkanı İsmet Güneşhan, Kepez Belediye Başkanı Ömer Faruk Mutan, Belediye Başkanvekili Adnan Güler, Belediye Başkan Yardımcısı Rebiye Ünüvar ile yönetim kurulu ve partililer katıldı. Toplanma sebeplerini 18 Mart törenlerinin değerlendirilmesi olduğunu dile getiren İl Başkanı Güneşhan, 103’üncü yıl dönümü etkenliklerinde Cumhuriyet tarihinde bir ilkin yaşandığını belirterek; “Bildiğiniz gibi dün Deniz Zaferi törenlerini hep beraber gerçekleştirdik. Bundan önceki dönemlerde alıştığımız bir durum vardı. Buda Çanakkale halkının bu anlamlı törenlerde yer almaması idi. Cumhuriyet tarihinde bir ilk gerçekleşti. Maalesef Çanakkale halkının temsilcisi, Çanakkale halkı için görev yapan Belediyeydi. Başkanımız bu törenlerde yer aldırılmadı. Dolayısıyla bu durumu değerlendirmek için bu toplantıyı gerçekleştirmek için bir araya geldik” dedi. Milletvekili Öz ve Genel Başkan Yardımcısı Erkek tarafından yapılan açıklamada, törenlerde yaşananların hukuksuzluk olduğu ifade edilerek, yerel demokrasiye darbe vurulduğu açıklandı.  Öz, açıklamasında daha iki yıldır yaşananların bilinçli olarak yapıldığını ifade ederken aynı zamanda, Cumhuriyet ve camiler hakkında ettiği laflarla büyük tepki toplayan ÇOMÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdullah Akın hakkında hala herhangi bir soruşturma da açılmadığının altını çizdi. Öz’ün ardından açıklamalarda bulunan Genel Başkan Yardımcısı ve Milletvekili Erkek, Başkanların ‘sarayın talimatı’ ile bilinçli bir şekilde törenlere alınmadığını belirterek;  “Bunun en güzel cevabını Çanakkale halkından zamanı geldiğinde alacaksınız” dedi. Aynı zamanda Gelibolu Belediye Başkanı Mustafa Özacar’ın köprü temel atma törenine meclis üyelerini de alarak gittiğini, adının listede olmamasından kaynaklı tavır koyduğunu, özel kaleminin aranarak yeniden çağrılmasına rağmen, tavrını koruyarak törenlere katılmadığını açıkladı. Erkek, törenlerde yaşananlarla yerel demokrasiye darbe vurulmaya çalışıldığının altını çizdi.

   
“Bu vatandaşlar erken saatlerinde stada dolduruluyor”
Törenlere bilinçli olarak Başkan Gökhan’ın ve Çanakkale halkının alınmadığını belirten Milletvekili Öz; “18 Mart Deniz Zaferi, zafer kutladığımız ve şehitlerimizi andığımız gündü. Bu tarihimizi kutlarken ve şehitlerimizi anarken elbette üzücü olaylarda yaşıyoruz. Bunu konuşmalarımızda hep dile getirdik. 18 Mart Stadyum törenlerine bilinçli olarak Çanakkaleli hemşerilerimizin alınmadığı kutlamaları yaşıyoruz. Elbette il dışından gelen vatandaşlarımız bizlerin misafiridir. Ama özellikle sabahın erken saatlerinde bu vatandaşlar stada dolduruluyor. Törene yakın saatlerde de Çanakkaleli hemşerilerimiz stada geldiğinde ‘stat doldu kapılar kapandı’ denilerek hemşerilerimiz alınmıyor. Bununla birlikte kentin seçilmiş Belediye Başkanı Sayın Ülgür Gökhan’a da son iki yıldır özellikle bilinçli bir şekilde bir ıslıklama yapılmakta. Bununla ilgili ben geçen yıl bir soru önergesi vermiştim. ‘Kentin seçilmiş belediye Başkanı bilinçli olarak neden yuhalatılıyor? Organize bir planlama mı var?’ Şeklinde bir soru sormuştum. Ancak bir yıl oldu hala cevap gelmedi. Tabi bu olayların bilinçli olarak yapıldığını düşünüyoruz. dedi.
 
“Sözde akademisyen hala derslere giriyor”
ÇOMÜ İlahiyat Fakültesi öğretim görevlisi hakkında kendilerine ‘soruşturma açıldı’ denilmesine rağmen açılmadığını öğrendiklerini belirten Öz; “Bununla birlikte 18 Mart Üniversitesinde, sözde akademisyen bir zatın şehitlerimize, camilerimize dil uzattığı gün bunu yaşadık. Mustafa Kemal Atatürk Çanakkale Savaşları için, ‘biz oraya bir darülfünun (üniversite) gömdük’ demişti. 77 yıl sonra 1992’de Boğazın karşı yakasında o fidanlarımız 18 Mart Üniversitesi olarak doğdu. O Üniversitede sözde akademisyen çıkıp ‘camiler genelev olarak kullanılmıştır’ şeklinde yalan ve iftira atarak geçmişimizi tarihimizi yok sayarak şehitlerimize dil uzatıyor. Ancak maalesef bu sözde akademisyen hakkında soruşturma dahi başlamamış. Yani konuşmalarımızda başlatıldığını ifade ettik ama başlatılmamış. Ve hala derslere giriyor. Şu anda yalnızca inceleme var. İnceleme bittikten sonra soruşturma başlatılacağı söyleniyor. Soruşturma açıldığında görevden alınacağı söyleniyor. Bunun takipçisi olacağız. Bir an önce bu soruşturmanın açılması lazım. Soruşturma açıldıktan sonra bu sözde akademisyenin derhal görevden alınması lazım. Çanakkale’nin ekmeğini, suyunu içen bu kişi bu konuda ve düşünceleri ile Çanakkale’mize yakışmıyor. Bunu özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün Cumhurbaşkanına en ufak eleştiride bulunanlara yargı yolu açılıyor. Ancak Atatürk’e ve değerlerimize hakaret edenlere maalesef hiç oralı olunmuyor ve buda bilinçli olarak yapılıyor. Biz, bunun takipçisi olacağız. Bu sözde akademisyenini derhal görevden alınması için mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
 
“En güzel cevabı Çanakkale halkından alacaksınız”
18 Mart’ta, Çanakkale’de Çanakkale halkına ve tarihine büyük bir saygısızlık yapıldığını belirten Genel Başkan Yardımcısı ve Milletvekili Erkek; “Bu saygısızlık bizzat ‘sarayın talimatı’ ile AKP iktidarı tarafından gerçekleştirildi. Tarihimizde ilk kez Çanakkale halkının temsilcisi olan, seçilmiş Belediye Başkanı’nın katılmadığı bir resmi tören gerçekleştirildi. Törenlerde Çanakkale Boğaz Komutanı konuştu, Çanakkale Valisi konuştu ancak Çanakkale Belediye Başkanı olmadığı için konuşamadı. Ama sosyal medyada tarihi bir konuşma gerçekleştirdi. Ve tüm Çanakkaleli hemşerileri ve Türkiye ile bu konuşmasını paylaştı. Hiç kimsenin konuşmasını ‘ifade ve düşünce özgürlüğünü’ elinden alamazsınız. Ama 18 Mart gibi tarihimizin en şanlı zaferlerinden birinin kutlamasında siz, Çanakkale Belediye Başkanını törenlere katmıyorsanız bunu engelliyorsanız bunun en güzel cevabını Çanakkale halkından zamanı geldiğinde alacaksınız. Tabi bu törenlerde Çanakkale halkıda yoktu. Çanakkale halkının temsilcisi olmayınca Çanakkale halkıda olmuyor. Bir siyasi partinin organizasyonu ile bindirilmiş kıtalarla bir tören gerçekleştirilmek isteniyor. Ama işte o 18 Mart töreni, tarihimizin ve devletimizin töreni olmuyor. Bir partinin töreni oluyor. Çanakkale ruhuna saygısızlık yapılıyor. Onun için biz sabah 09.30’da resmi çelenk koyma törenine katıldıktan sonra, CHP Çanakkale örgütü olarak hemşerilerimiz ile ayrıca bir çelenk töreni yaptık ve sokaklarda Çanakkale halkı ile birlikte zaferimizi kutladık. Dün, akşam gerçekleştirilen fener alayında da 10 binin üzerinde katılım gösteren hemşerilerimiz ile yine en güzel cevabı ilgili yerlere verdik” dedi.  
 
“Parti Devleti’ne dönüştürülmeye çalışıldığının da göstergesidir”
Yine ilk defa Sn.Vali’nin Cumhurbaşkanı’nın yanına oturtulmadığına dikkat çeken Erkek; “Stadyumdaki törende mutlaka dikkatinizi çekmiştir. Türkiye Cumhuriyet Devleti’nin Çanakkale’de ki temsilcisi olan Sayın Vali, Cumhurbaşkanı’nın yanında oturamadı. Geçmişte dikkat ederseniz Çanakkale Valisi Cumhurbaşkanı’nın yanına otururdu ki, doğrusu da odur. Cumhurbaşkanı ile Çanakkale Valisi’nin arasında Başbakan Yardımcısı oturuyordu. Bu durum, ‘Parti Devleti’ haline nasıl dönüştürülmeye çalışıldığının da göstergesidir. Ama bizler, Çanakkale halkı olarak tüm bu gelişmeleri dikkatle takip ediyoruz. Cumhurbaşkanı ve Parti Genel Başkanı Erdoğan konuşmasında ‘vatansızlığın, bayraksızlığın,  ezansızlığın ne demek olduğunu biz çok iyi biliriz’ dedi. Evet Çanakkale’de Mustafa Kemal Atatürk olmasaydı ‘vatansızlığın, ezansızlığın’ ne demek olduğunu hepimizi çok iyi görecektik. Bugün bu topraklarda özgürce yaşıyorsak, bu topraklarda çağdaş, demokratik, laik bir ulus devletinin temelleri sağlam bir şekilde atıldıysa.  Bunu Çanakkale’ye, Çanakkale ruhuna, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına borçlu olduğumuzu hiçbir zaman unutmayacağız. Mustafa Kemal Atatürk’ün adını ifade etmekten, ağzına almaktan çekinenler, konuşmasının sonunda mecburen söylemek zorunda kalanlar, geçmişte hiç söylemeyenler ve önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimini düşünerek Mustafa Kemal Atatürk’ün adını ağzına alarak ifade etmek isteyenleri de Çanakkale halkı ve milletimiz yakından izliyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu değişmez önder ve ebedi Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e saygısızlık yapanlar ve hakaret edenler Çanakkale şehitlerini ve 18 Mart’ı anarken hiçbir zaman samimi olmuyorlar. Bunu da halkımız çok yakından takip ediyor” dedi.
 
“Özacar, gerekli tavrı koydu”
Aynı zamanda Gelibolu Belediye Başkanı’nın da temel atma törenine alınmadığını açıklayan Erkek;  “Çanakkale’de bu olaylar gerçekleşirken Gelibolu’da da bir olay gerçekleşti. 1915 Köprüsünün Gelibolu ayağının ilk temel atma töreni olan ve sayın Cumhurbaşkanı’nın katıldığı törene Gelibolu Belediye Başkanı alınmadı. Gelibolu Belediyesi’nin mücavir alanı içerisinde gerçekleştirilen, köprünün Gelibolu ayağının temel atma törenine de Gelibolu Belediye Başkanımız davet dahi edilmedi. Ama buna rağmen birkaç meclis üyesi arkadaşını yanına alarak gitti ve özellikle sordurdu.  Gelibolu Belediye Başkanı Mustafa Özacar olarak adı listede olmadığı için törenlere alınmadı ve geri döndü. Gerekli tavrını da koydu. O tavrını koyduktan birkaç saat sonra özel kalemi arandı Sayın Belediye Başkanı davet edildi. Tabii ki oda katılmadı. Çanakkale ve Gelibolu’da gerçekleşen bu olaylara baktığımızda bunun Çanakkale halkının iradesine büyük bir saygısızlık olduğunu açıkça görüyoruz. Aynı zamanda yerel demokrasiye de ağır bir darbe vurulmak isteniyor. Ama vuramayacaklar. Çünkü biz, yerel demokrasinin önemini çok çok iyi bilen bir partiyiz.  Çanakkale halkıda bunu çok çok iyi biliyor” dedi.
  
“Yüzde 17-18’lere kadar gerilediler”
Yerel demokrasiye darbe vurulduğunu ancak Çanakkale halkının buna gereken cevabı vereceğini açıklayan Erkek; “Ben, Çanakkale’de Gelibolu’da tüm ilçelerimizde merkeze AKP’ye MHP’ye oy veren hemşerilerimize seçmenlerimize kardeşlerimize seslenmek istiyorum. ‘Bu saray rejimi, bu tek adam rejimine, bu yerel demokrasiyi dahi yok etmek isteyen düzene’ hep birlikte dur demeliyiz. Türkiye’de artık partileri de aşan bir noktaya gelindi. Önümüzdeki süreç demokrasi mi, tek adam rejimi mi, demokratik bir rejim mi, totaliter bir rejim mi, hukuk devleti mi, keyfilik mi? Bunları yaşayacağız. İşte Çanakkale’de bu davranışları ve tutumları yüzünden her geçen gün eriyorlar. 7 Haziran seçimlerine referanduma bakın. Şimdi yaptırdığımız kamuoyu açıklamalarında da görüyoruz.  Aldıkları sonuçlar şu anda yüzde 17-18’lere kadar gerilediklerini gösteriyor. Çünkü Çanakkale halkı kendi temsilcisine yapılan bu tutum ve davranışı kendine yapılmış olarak addediyor. Yerel demokrasiye, Çanakkale’ye, 18 Mart’a, Cumhuriyet değerlerine ve Atatürk’e sahip çıktığı için gereken dersi ve cevabı yeri geldiğinde veriyor” dedi.  
 
“Parası, gücü olan AKP’de arkası olan kurtarıyor”
Son olarak AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar’ın ‘para veren FETÖ’cüler dışarıda’ sözleriyle ilgili konuşan Erkek; “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hemen hemen birçok grup toplantısında, ‘FETÖ ile mücadeleye AKP büyük zarar veriyor dedi. Çünkü FETÖ ile gerçek anlamda mücadele edilmiyor. Sayın Genel Başkanımız, ‘parası, gücü olan AKP’de arkası olan kurtarıyor. Garibanlar cezaevinde’ dedi. Böyle adalet olmaz. AKP’nin, bu hükümetin FETÖ ile gerçek anlamda mücadele etmesi mümkün değildir. Çünkü yıllarca FETÖ ile birlikte yürümüştür. FETÖ’nün bizzat içinde olmuştur. FETÖ ile gerçek anlamda mücadele edilseydi, AKP’yi yöneten kadroların yüzde 90’ının cezaevinde olması gerekirdi.  AKP’nin içinden bir Milletvekilinin bir itirafı ile bu gerçek ortaya çıkmış oldu. En gerçek adalet vicdanlardadır. Artık bazı uygulamalar vicdanlara sığmadığı için bu açıklamalar geliyor. HSK’nın biz suç duyurusunda bulunsak da bulunmasak da teftiş kurulunun resen harekete geçmesi lazım. Cumhuriyet Başsavcılıklarının resen soruşturma açması lazım. İşte tek adam rejiminin yargıyı ile getirdiği nokta bu. Arkası olanlar, AKP’nin tepe noktalarında gücü olan kurtuluyor. Şamil Tayyar bu gerçeği dile getirmiş” dedi.        
(Eren Aşnaz)
Paylaş