ÇOMÜ’de baz istasyonu tartışmaları bitmiyor

ÇOMÜ’de bazı öğretim üyelerinin saat kulesi kılıklı baz istasyonuna gösterdikleri tepki sonrası Rektör Laçiner’e yakınlığı ile bilinen bir öğretim üyesinin baz istasyonunu polemik konusu haline getirerek, Rektör Sedat Laçiner yönetiminin aklanması temelindeki yaklaşımı ile dile getirdiği iddialar yeni bir tartışmayı beraberinde getirdi.

1109
Kanserin nedenleri ve kanser oluşmasını tetikleyen moleküller üzerine araştırmalar yapmakta olan ÇOMÜ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Rıza Gezen, duyarlı bir bilim insanı olarak, ÇOMÜ Terzioğlu Yerleşkesinde binlerce öğrenci ve personelin geçtiği kaldırımın hemen yanı başında (1 metre) kurulan baz istasyonu ile ilgili olarak “ÇOMÜ Rektörü Laçiner personel ve öğrencilerinin sağlığını tehdit etmeye devam edecek mi ?” diye sorarak baz istasyonlarına ilişkin ve ÇOMÜ’deki uygulama konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu. ÇOMÜ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Rıza Gezen baz istasyonlarına ilişkin teknik olarak şunları söyledi: “Baz istasyonları, mikrodalga yayan cihazlardır. Mikrodalga, Dalga boyu 0.1-100 cm - frekansı 0.3-300 gigahertz (Ghz) (10’ Hz=1 Ghz) olan elektromanyetik dalgalardır. İki yönlü mobil ağ sisteminde yayın yapan baz istasyonları, hem sinyal alan hem sinyal veren iki antenden oluşan sistemdir. Bilinen şu anda kullanılan üç tür baz istasyonu çeşidi vardır. a)Makroseller: Şehir dışlarında daha güçlü ama insanların yaşam alanlarından uzak. b)Mikroselller: Şehir içlerinde nüfusun daha seyrek olduğu yerlerde kullanılır. c)Pikoseller: Dar alanlar, sokaklar, tüneller gibi çok daha düşük şiddetlileri kullanılır. Baz istasyonları ışımayı yaparken binaların tepesinde ise mum dibine ışık vermez gibi kendi dibine ışık vermez, dışarıya doğru 120 derecelik açı ile dar bir bantla ışıma yapar. Baz istasyonlarındaki antenlerin çıkış güçleri vardır. Antenlerin günlük mesafesi hesaplanırken bu çıkış güçleri hesaplanır ve ona göre yapılır. Antenin günlük mesafesi içinde (9.74 m) okul, ev, Park… İnsan yaşamamasına dikkat edilir. Böyle olmazsa; Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu(BTK) bu istasyonları kurdurmaz hatta ceza verir.”
 
“Hukuki karanlar var”
ÇOMÜ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Rıza Gezen, baz istasyonlarına ilişkin hukuki olarak kaldırma kararları bulunduğunu hatırlatarak“Bazı çalışanlarına kanser teşhisi konulması üzerine Yargıtay`ın çatısındaki baz istasyonları kaldırıldı. Yargıtay Başkanlığı ile ‘’Aycell’’ firması arasında 2003`te imzalanan protokolle ana binanın 3 noktasına baz istasyonu yerleştirilmişti. İstasyonların, personel üzerinde olumsuz etki yarattığı iddiaları üzerine Başkanlık, harekete geçti. Odası baz istasyonuna yakın olan bir Yargıtay üyesine `ilik kanseri` teşhisi konulması üzerine, 26 Eylül`de 3 baz istasyonu söküldü. Ankara 24`üncü Asliye Hukuk Mahkemesi`nin baz istasyonlarının şehir dışına çıkarılması için aldığı karar geçen yıl Yargıtay tarafından da onaylandı.  Konya`da farklı mahallelerde oturan iki vatandaşın şikayetini değerlendiren Konya İl İnsan Hakları Kurulu, yerleşim alanına baz istasyonu kurulmasının `insan hakkı ihlali` olduğuna karar verdi” dedi.
 
Zararları bilimsel olarak kanıtlandı
“Baz istasyonlarının insan sağlığına zararları konusunda önemli bilimsel bulgular var” diyen Gezen, “Baz istasyonları tarafından da yayınlanabilen mikrodalgaların dokulara iki temel etkisi bulunmaktadır. Birincisi termal etki adı verilen etkidir ve bu dalgalar dokuları ısıtır. İkinci olarak ise bu dalgalar hücrelerin yapısını bozucu etki gösterirler ki buna da kimyasal etki ya da termal olmayan etki adı verilmektedir. Baz istasyonlarının özellikle ikinci etkisi, yani hücrelerin kimyasını bozarak oluşturduğu etki insan sağlığı açısından önem taşımaktadır. Yapılan araştırmalarda hücrelerin kimyasal etkiye maruz kalması ile büyük moleküllerin (proteinler vb.) deforme olması, hücre zarlarının birbirine yapışması, hücre zarlarında delikler açılması (elektro-porasyon), Ca-ATPaz ve Na-K-ATPaz enzimlerinin bozulması ile hücre dışına Ca”, Na’ ve K’ kaçışı, Sinir zarlarının bozulması ile REM uykusu adı verilen rüya görmenin azalışı, EEG değişimleri gibi sonuçlar saptanmıştır. Ayrıca bu etkilere bağlı olarak uykusuzluk, sinirlilik, unutkanlık, depresyon, başağrısı, başdönmesi, Alzheimer, Parkinson, Multipl Skleroz gibi dejeneratif beyin hastalıklarının meydana geldiği biliminsanlarınca tespit edilmiştir. Baz istasyonlarının yaydığı dalgaların kanser ile ilişkisinin üç şekilde mümkün olduğunu biliminsanlarınca belirlenmiştir. Bu dalgaların kendisinin kanseri oluşturması, kanser yapıcı maddelerin hücreye girişini kolaylaştırması veya mevcut kanserli ortamın yaygınlaşmasını hızlandırması gibi sonuçları inceleyerek, bu dalgaların DNA’yı onararak kanseri engelleyen melatonini azaltmakta ve dolayısıyla tümörler, lenfom (lenf bezi kanseri), ben kanseri, erbezi tümörü, çocukluk kanserleri meydana getirdiğini saptamak mümkün olmuştur. Ankara Tabip Odası tarafından yayınlanan bir basın duyurusunda ise, baz istasyonlarının çalışma ilkeleri ve olası zararları şu şekilde anlatılmaktadır: EMR`ler, iyonlaştırıcı EMR`ler ve iyonlaştırmayan EMR’ler olarak iki gruptur. İlk grupta yer alanlar yüksek enerjilerinden dolayı çarptıkları molekülleri iyonlaştırarak, moleküllerin yapısını bozarlar ve olumsuz biyokimyasal tepkimeler sonucunda kanser oluşumunu kolaylaştırırlar. Yapılan çalışmalarda x ışınlarına, gama ışınlarına maruz kalan insanlarda, kanserlerin oluşumu (relatif risk) artmıştır. Baz istasyonları, İyonlaştırmayan Elektro Manyetik Radyasyon (EMR) yayarlar, bunlardan dalga boyu olarak, insan vücut kalınlığı içine düşen mikrodalgalar ve altındaki ışınların, insan vücuduna verdiği zararlar yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır. Baz istasyonları ve cep telefonlarının yaydığı radyasyon insan dokularında pek çok olumsuz etki yaratmakta, dokularda ayrıca ısı etkisi yaratması yoluyla zarar verebilmektedir. Baz istasyonları gibi alternatif akımla çalışan bütün cihazların etrafında bir elektromanyetik alan (EM) oluşmaktadır. Yapılan deneysel çalışmalar, EM alanına maruz kalan deney hayvanlarında her türlü olumsuz etkiyi belirlemiştir. Yine EM alana maruz kalan meslek grupları üzerine yapılan epidemiyolojik çalışmalar, bu gruplarda lösemi ve beyin kanseri ölümlerinin normal halktan anlamlı bir biçimde yüksek olduğunu göstermiştir”

Saati geri kalmış bir baz istasyonu !
Gezen açıklamasında baz istasyonu kılıflı saat kulesinin saatinin de geri kaldığına işaret ederek, “Laçiner döneminde Terzioğlu yerleşkesi Sağlık Yüksekokulu’na giden kaldırımın hemen yanına konan “makroseller” özellikte olan baz  istasyonunun önünden her gün binlerce öğrenci geçmekte olup, yönetim tarafından da hiçbir uyarı levhası dahi konulmamıştır. Öğrencilerin bu baz istasyonundan haberi bile yoktur. Sadece `saati geri kalmış` bir saat kulesi olarak bilmektedirler”.
 
Onkoloji hastanesinin kapasitesi 5000 olmalıdır
“Laçiner birkaç gün önce sağlık yatırımları ile yapmış olduğu açıklamasında, Çanakkale’de kanserli hasta sayısının çok fazla olduğunu ve bu nedenle de ÇOMÜ’ye 500 yataklı Onkoloji Hastanesi yapmayı hedeflediklerini beyan etmiştir” diyen Gezer, “Baz istasyonu önünden geçen binlerce insanın kanser olma riski göz önüne alındığında, bu Onkoloji Hastanesinin 500 yatak kapasiteli değil, en az 5 000 yatak kapasiteli olması daha uygun değil midir? diye bir soru da akılılarımıza gelmektedir? İleriyi gören bir rektör, hastane kapasitesini de doğru hesaplamalı değil midir? Yetkisiz ve bilgisiz birisinin, bir gazetenin köşesinde yapmış olduğu, ne söylemek istediği bile anlaşılamayan bir açıklama yeterli değildir.  Yüksek tirajlı yerel gazetelerde iki kez değinilmesine rağmen Laçiner’den hiçbir ses çıkmaması ve beklenen açıklamaları yapmaması, bu baz istasyonunu kaldırmayacağını mı göstermektedir? Baz istasyonunun hemen yanı başındaki kaldırımı kullanan tüm ÇOMÜ öğrenci ve personelinin sağlıklarının kasten bozulması söz konusu değil midir?” dedi.
 
Gerekli yasal işlem için yetkililer harekete geçmelidir
“Laçiner baz istasyonundan aldığı paraları, hangi amaçla ve nerede kullandıklarını açıklamak zorunda değil midir?” diye soran Gezen, “Bu konunun yargıya taşınması ve tazminat davası açılması kaçınılmaz hale gelmemiş midir? ÇOMÜ’de  onlarca hukuk dışı uygulamalar  gibi, bu hukuksuzluğu da yargı yolu ile dur deme zamanı gelmemiş midir?Duyarlı bir bilim insanı olarak soruyorum. Sayın Çanakkale Cumhuriyet Başsavcısının, öğrencilerinin ve personelinin sağlıklarını, aldıkları para nedeniyle kaldıramadıkları için,  kasten ve ısrarla bozmaya çalıştığını düşündüğüm, Laçiner hakkında yasal işlem yapma zamanı gelmemiş midir?”şeklinde konuştu.
Paylaş