Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliğinde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan yeni düzenleme Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Yönetmelikte yapılan değişikliğe göre, ortaokul öğrencileri için de özel şahısların yurt açmasına olanak sağlandı. Yapılan değişikliğe tepki gösteren Eğitim sendikaları, Karaman Ensar ve Kaimder, Adıyaman Gerger çocuk istismarı ve Adana Aladağ gibi skandallara rağmen Milli Eğitim Bakanlığının ders almadığını belirtti. Konu ile ilgili gazetemiz Çanakkale OLAY’a açıklamada bulunan Eğitim-İş Çanakkale Şube Başkanı Ahmet Mantaş; “Özellikle günümüzde Türkiye’nin içerisinde bulunduğu koşullarda, çocuk istismarlarının sık sık yaşandığı bir zamanda, 6 Mayıs tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Özel Eğitim Barınma Yurtlarının yönetmeliği yayınlandı. Bu yönetmeliğe göre kendisine bir daire kiralayan her hangi bir kişi öğrenci yurdu açabiliyor. Türkiye’de 8 milyona yakın öğrenci var. Bu 8 milyon öğrencinin eğitiminden, barınmasından, salığından ve yetiştirilmesinden devlet sorumludur. AKP, bu çıkarttığı yeni yönetmelik ile birlikte, devletteki bu tüm sorumluluğu sırtından atarak, öğrencilerin güvenliğini özelleştirmiş oluyor. Adana Aladağ’da, Ensar Vakfı’nın yurtlarında yaşanan olayları biliyoruz. Bu olaylar çok uzak bir tarih değil, çok yakın zamanda yaşanan olaylar. Bu tamamen ortaokul seviyesindeki öğrencilerin hiçbir güvenlik tedbiri alınmadan, devletin sosyal yapısından uzaklaştırılarak, tamamen kişilerin, dini vakıf ve cemiyetlerin inisiyatifine bırakılmış ve tamamen öğrenciler bu yapıların kucağına atılmış oluyor. Devletin çıkarttığı bu yönetmeliğin kabul edilebilir bir tarafı yok. Bu çocuklar yıllardır yapılan bu yanlış politikaların bedellerini ödüyorlar. Bu tip yaşanan olaylar maalesef toplumsal etkiler bırakıyor. Bu kadar olumsuz örnek varken, devletin kendi eli ile oluşturduğu bir yasa ile orta ve ilkokul seviyesindeki öğrencilerin kendi yaşından büyük çocuklar ile özel yurtlarda barınmasının yolunun açılması, bu FETÖ’nün Işık Evleri’ne benzer bir yapılanmanın önünü açacaktır” dedi.
“Vicdanen ders çıkarmadığını görüyoruz”
Yönetmelik ile birlikte öğrencilerin tarikat ve cemaatlerin eline bırakılacağını ifade eden Mantaş; “Bu uygulama, çocukları tamamen tarikat ve cemaatlerin ağına bırakmak olacaktır. Bu sosyal devlet anlayışına karşı bir uygulamadır. Buna onay veren makamların yaşanmış olan örneklerden vicdanen ders çıkarmadığını görüyoruz. Geçmişte yaşanan vahim ve üzücü olayların bu yönetmelik ile birlikte artacağını düşünüyoruz. Orta ve ilkokul çağından başlayarak, üniversiteye kadar okuyan öğrencilere kadar, KYK’da ya da yurtlarda barınan tüm öğrencilerin güvenliğinden devlet sorumludur ve bu sorumluluğunu unutmamalıdır. Kendi üzerindeki bu sorumluluğu yeni yönetmelik ile birlikte özellere devrederek bu sorumluluktan kaçamaz. Eğitim-İş olarak bu uygulamaya sonuna kadar karşıyız. Öğrencilerin tamamen devlet kontrolünde, oto kontrol sistemi ile kaliteli barınma koşullarının oluşturulduğu doğru dürüst bir yönetmeliğe dönüştürülmelidir. Bu konu ile ilgili olan çekincelerimizi ve düşüncelerimizi gerekli bakanlıklara ulaştıracağız ve bunun düzeltilmesi için çalışmalarda bulunacağız” dedi.
“Seyirci kalmayacağız”
Yeni yönetmelik ile ilgili gazetemiz Çanakkale OLAY’a açıklamada bulunan Eğitim-Sen Çanakkale Şube Başkanı Filiz Savaş; “Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanlığının yeni düzenlemesiyle yayınlanan Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliği telafisi mümkün olmayacak kararlar içeriyor. Yeni yönetmelikle 13-18 yaş arasındaki öğrencilerin barınması için özel yurt açılması imkanı sağlanırken bu yurtların denetimi ise tarafsızlığını yitirdiği toplum nezdinde tamamen kabul gören ve siyasi bir mevki haline gelmiş olan şube müdürlerine bırakılıyor. Taşımalı eğitim imkanlarından yararlanamayan ailelerin çocuklarını okutabilmek için tek güvencesi olan devlet yurtları yerini özel yurtlara bırakarak hem gitgide yoksullaştırılan halkımızın sırtına bir yük daha vuruluyor, hem de en çok tarikat vakıflarının ve derneklerinin yararlanacağı aşikar olan bu düzenleme ile de kaçak tarikat yurtlarında meydana gelen yangınların, tacizlerin, çocuklara uygulanan dini baskıların yaygınlaşmasının ve meşrulaşmasının da önü açılıyor. Çocukların kendini savunma ve yanlışı doğrudan ayırma becerilerinin tam oturmadığı bir dönem olan 11-14 yaş grubunun eğitimle ve pedagojiyle alakası olmayan; ticari ve gerici amaçlarla bu `sektör`e atılan insanların eline bırakılması kabul edilemez. Aynı uyarıyı yıllar önce Fethullah Gülen tarikatına bağlı yurtlar için de yapmış ve bu yurtların kapatılması, okullarının ise kamulaştırılması gerektiğini belirtmiştik. Bizler bu gerici hareketin nereye varacağı konusunda haklı çıktık fakat acısını tüm halkımız çekti. Tekrar haklı çıkmak istemiyoruz, çocuklarımızın tarikatlara, gözünü para hırsı bürümüş fırsatçılara terk edilmesine seyirci kalmayacağız” dedi.
“Geleceğimize sahip çıkacağız!”
18 yaşına kadar olan bütün öğrencilerin sorumluluğunun devlette olduğunu ve Milli Eğitim Bakanlığının bu sorumluluğu hatırlaması gerektiğini ifade eden Savaş; “18 yaşına kadar herkes çocuktur; bir çocuğun hayatından da devlet sorumludur. Özellikle de ailesinden uzakta eğitim gören bir çocuğun hayatıysa mesele devletin sorumluluğu iki kat artacaktır. Milli Eğitim Bakanlığını bu sorumluluğunun bilincine varmaya, çocuklarımızın geleceğini ve psikolojilerini büyük bir tahribata uğratacak olan bu kararından yol yakınken dönmeye çağırıyoruz. Hükümetin yurt açığını gidermek, kamusal, parasız ve nitelikli barınma hakkı için politikalar üretmek yerine, cemaat ve özel yurtları teşvik etmesi açılacak olan yurtlarda yaşanabilecek her olumsuzluğun, zarar gören her çocuğumuzun sorumlusu bu kararın ardındaki siyasi tercihin sahipleri ve buna göz yumanlardır. Çocuklarımız geleceğimizdir, geleceğimize sahip çıkacağız!” dedi.
(Burhan Mert Balcı)