14 Mayıs tarihinde gerçekleşecek olan seçim çalışmaları kapsamında CHP çalışmalara devam ediyor. Bayramiç`in Çırpılar köyünü ziyaret eden CHP İl Başkanı Güler Koçer, Bayramiç İlçe Başkanı Seyhan Palaz, Bayramiç Belediye Başkanı Mert Uygun, CHP İl Saymanı Orhan Orhan, İl Genel Meclis Üye Sadık Göğüsgeren, Belediye meclis üyeleri ve partililer esnaf ve vatandaşlarla görüştü. Ziyaretlere ilişkin açıklamalarda bulunan CHP`li Dr. Yusuf Acar, "Çırpılar bizim dünyaya bakışımızın, ideolojimizin, siyasi hayallerimizin neredeyse vücut bulmuş bir hali. Türkiye`nin birçok yerinden insanın barış ve huzur içinde yaşadığı, eğitim düzeyinin çok yüksek olduğu, her geçen gün artan maliyetlere rağmen bilinçli üretimle katma değer üreten, toprağından bereket fışkıran cennet gibi bir köy. Bu akşam sizin bilmediğiniz bir şey anlatacak değilim. Hepimizin gözleri önünde İşsizlik ve yoksulluk, enflasyon ve hayat pahalılığı insanımızın hayatını karartıyor" dedi.
"İfade özgürlüğünün diye bir şey kalmadı"
Acar, medyanın özgür olmadığını ifade ederek, "Çöküş ve çürümüşlük gençliğimizin gelecek umudunu söndürüyor, onları kendi ülkelerinden soğutuyor. Eğitim, eğitim olmaktan, üniversite üniversite çıktı bu güzel ülkede. Soru soran, merak eden, eleştiren, itiraz eden gençler değil, her söylenene boyun eğen, biat eden kafalar yetiştirilmek isteniyor. Demokrasileri demokrasi yapan güçler ayrılığı tarihe karıştı. Medya özgür değil. İfade özgürlüğünün diye bir şey kalmadı. Ülke yolsuzluk ve rüşvet batağına boğazına kadar gömülmüş, çetelerin eline düşmüş. Youtube videolarından kim kimi nasıl kazıklamış kim kaç para götürmüş öğreniyoruz. Ve böyle bir ortamda seçime gidiyoruz" sözlerine yer verdi.
"Devleti yönetenin vaadi olmaz, taahhüdü olur"
Acar sözlerini şu şekilde sürdürdü, "Ülkeyi yönetenlerin topluma verebileceği bir vaat, önerebileceği yeni bir hikayesi kalmadı, elde satacak tek malı kalan ve onu piyasaya çıkaran müflis bir tüccar gibi davranması normal. Normal olmayan şu; Muhalefet seçim kampanyasında vaat açıklayabilir. Ancak iktidar vaat makamı değil, icraat makamıdır. İktidar yapar ve halkın hizmetine sunar. Devleti yönetenin vaadi olmaz, taahhüdü olur. O taahüdü dile getirirken de azıcık mahcup olur. `Şunu yapacaktık ama imkanlar elvermedi, zorluklar oldu, bütçeyi denkleştiremedik. O yüzden şimdi yapacağız` filan derler. Bunu söylerken o güne kadar yapamamış olmanın utancını taşır. Oysa bu iktidarın öyle bir derdi yok. Seçim kampanyasını bol keseden ağzına gelenin söyleneceği bir yarışma zannediyorlar. Ne diyor; `Gençlere vergisiz telefon bedava internet vereceğim` diyor mesela. Ne zaman seçimden sonra. Neden? Madem bu ihtiyaç, madem bunun projesini yaptın, bütçesini oluşturdun, seçimi neden bekliyorsun ki? İstediğin her şeyi yapabilme gücünü tek başına kendi elinde toplamadın mı? İmar affı yasaklanacak diyor. Kim söylüyor; İktidarı döneminde 9 kere imar affı çıkarmış, daha geçen seçim hediye olarak imar affı vermiş bir lider söylüyor. Bunu söylemek için binlerce insanımızın mı ölmesi gerekiyordu? Erdoğan 2018 Haziranı`ndan bu yana bütün yetki ve güce sahip. `Yapacağım` dediği her şeyi 21 yılda, özellikle de son 5 yılda zaten yapmış olması gerekiyordu. Erdoğan`ın bu millete söyleyebileceği hiçbir şey kalmadı."
(Nevin Yüksel)