CHP ve İyi Parti'den alternatif çelenk...

1129

Cumhuriyet Meydanı`nda düzenlenen törene, Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, CHP İl Başkanı Metin Ümit Ural, CHP Çanakkale İl Yönetimi, CHP Merkez İlçe Başkanı Ali Uyanık, Çanakkale İYİ Parti İl Başkanı Selahattin Yıldızlar ve İl Yönetimi katıldı. Cumhuriyet Meydanı`nda bulunan Atatürk Anıtı`na CHP ve İYİ Parti`nin çelenk konmasıyla başlayan tören saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı okunmasıyla devam etti. CHP İl Başkanı Metin Ümit Ural`ın da bir konuşma yaptığı tören, Ural`ın konuşmasının ardından sona erdi. Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Metin Ümit Ural konuşmasında;

"Anafartalar Kahramanı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk`ün en büyük eserim diye ifade ettiği bilhassa kimsesizlerin kimsesi olarak nitelendirdiği ve 20. Yüzyılın en büyük değişim ve dönüşüm projesi olan Cumhuriyetimizin kuruluşunun 97. Yılını yurdumuzun dört bir köşesinde AK Parti`nin tüm engellemelerine rağmen kutlamanın onurunu, mutluluğunu ve sevincini yaşıyoruz. Cumhuriyetimizin emperyalizme karşı onurlu bir savaş vererek hakkı, hukuku ve adaleti temel alan bir ruhla kurulmuştur. Bu ruhun temelinde özgür yaşama ve kararlılığımızın, zincirlenemeyecek olan irademizin ifadesi olan ulusal kurtuluş savaşımız vardır. Ulusal kurtuluş mücadelemiz aynı zamanda dünyanın mazlum halklarına boyunduruktan kurtulmaları için yol gösterici bir mücadele örneği olmuştur" dedi. 
"Bu anlamda modern Türkiye Cumhuriyeti`nin kuruluşu, dünya tarihinin önemli dönüm noktalarından birini teşkil etmektedir" ifadelerini kullanan Ural; "Ülkemizin kurucuları, savaş meydanlarında kazanılan bu zaferin eğitim, kültür, sosyal ve ekonomik zaferlerle taçlandırılmadıkça kalıcı olmayacağını biliyorlardı. Genç nüfus sorulduğunda, nüfusunun yüzde 80`inin köylerde yaşadığı, yaşanan savaş nedeniyle erkek nüfusunun oldukça azaldığı, çoğunluğun kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan ülke genelinde okur-yazar oranının yüzde 5 düzeyinde olduğu bir ülke durumundaydık. Cumhuriyetimizin kalıcı ve muasır medeniyetler seviyesine çıkabilmesi için vakit geçirilmeden devrimlere geçilmesi gerekiyordu. Eğitim ve kültürün önemine büyük değer veren ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, daha ülkemiz işgal altındayken 16 Temmuz 1921 tarihinde toplanması planlanan maarif kongresinin iptal edilmesi gündeme geldiğinde hemen harekete geçer ve kongrenin yapılması emrini verir. Cepheden gelir ve maarif kongresine katılır. Kongrede yaptığı konuşmada şimdiye kadar silahıyla savaşmak zorunda kalan Türk ulusunun bundan böyle beyniyle savaşması gerektiğini bunun içinde bir ulusal eğitim ve kültür programının yapılmasının kaçınılmaz olduğunu söyler. Ömrünü cephelerde savaşarak geçiren Ulusal Kurtuluş Savaşımızın başkomutanı Mustafa Kemal Atatürk, sorunların çözümünde savaşı bir çözüm yolu olarak görmeyip "savaş zorunluysa olmalıdır, zorunlu olmayan savaş bir cinayettir" demiştir. İnsanların savaşlarda acı çekmelerini ve ölmemelerini istemiş bu düşüncesini ve isteğini "Yurtta barış, dünyada barış" diyerek ifade etmiştir" dedi. 
Ural son olarak; "1929 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk, dış politikamızın ilkelerini ise şöyle ifade etmiştir; "Komşuların iç işlerine karışmama, Rusya`yı tahrik etmeme, Arap ülkeleri ile tarihi, sosyal, kültürel ilişkilerimizi geliştirme fakat aralarındaki anlaşmazlıklara karışmama, sormadan akıl vermeme ve Batı kültürünü benimseme fakat onların emperyalist emellerine alet olmama" şeklinde inşa etmiştir. 2010 yılında Arap Baharı adı altında başlayan Arap ülkelerindeki iç karışıklıklara bugünün iktidarı, Türkiye Cumhuriyeti`nin temel dış politikalarından uzaklaşarak Araplara akıl vermeye, Arap ülkelerinin ve diğer komşu ülkelerin iç işlerine karışmaya kalkması sonucunda Türkiye`miz bugün Ortadoğu bataklığına saplanmıştır. Türkiye`nin bugün barışık olduğu hiçbir komşu ülke kalmadığı gibi aynı zamanda tüm dünyada saygınlığını ve itibarını yitirmiş durumdadır. 18 yıllık AK Parti iktidarı ve tek adam rejimi döneminde ülkemiz, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmemiş hakaretler ve aşağılanmalar ile karşı karşıya kalmış durumdadır. Basiretsiz, tek adam yönetimi tüm bu olan bitenlere karşı sessiz kalmıştır. Tek adam rejimi kendi hanedanını ve yandaşlarının ikbalini Türkiye Cumhuriyeti`nin onurunu, şerefini ve haysiyetini hiçe saymıştır. 29 Ekim 1923`te kurulan Cumhuriyetimizin koruyucusu ise hiçbir ayrılma ve ötekileştirmeye tabi tutulmaksızın yetiştirilmesini istediği fikri, vicdanı ve irfanı hür gençlerimizdir. Bu nedenledir ki milli egemenliğin ifadesi olan Cumhuriyetimizin günümüzde yaşadığı temel problemler Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk`ün bu ülkeyi ve Cumhuriyeti emanet ettiği tüm gençlerimizin Cumhuriyetimizin ilkelerine duyduğu derin bağlılıkla aşılacaktır. Hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukukunu kurmaya çalışanlar milletin egemenliğini bir diktaya dönüştürmek isteyenler asla başarılı olamayacaklardır. Özgürlük ve bağımsızlık, Cumhuriyetimizin karakteri olmuştur. Vatandaşlarımız, kalıcı huzura demokrasi, adalet ve barış talebiyle ulaşacaklardır. Bizlere düşen en önemli görev ise, 2019 yerel seçimlerinde başarı çıtamızı tüm demokrasi güçleriyle birlikte yükselterek önümüzdeki genel seçimlerde ülkemizi tek adam rejiminden kurtarmak olacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle 97`inci yılını kutladığımız, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk`ü, yol arkadaşlarını ve tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Tüm yurttaşlarımızın bayramı kutlu olsun" dedi.
(Ezgi Çetin)
Paylaş