İzmir Dikili Belediyesi tarafından geleneksel olarak düzenlenen Dikili Kültür-Sanat, Bilim-Düşünce ve Emek Festivali kapsamında gerçekleştirilen `Türkiye`de Hukukun Üstünlüğü ve Ekonomik Kalkınma Yeniden Nasıl Tahsis Edilir?` konulu panelde CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek konuşmacı olarak yer aldı. Ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik durumla ilgili görüşlerini paylaşan Milletvekili Erkek, ekonominin durumundan iktidarın sorumlu olduğunu söyledi. Ülkenin feraha kavuşması için hak, hukuk, adalet, eğitim ve ekonomik sitemin düzeltilmesi gerektiğini dile getiren Erkek, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne eleştirilerde bulundu. Ekonominin, AKP’nin yanlış politikaları sebebi ile bu hale geldiğini savunan Milletvekili Erkek; “AKP iktidarının yanlış politikaları yüzünden bugün geldiğimiz noktada maalesef iktisadi bağımsızlığımızla birlikte birçok önemli değerimizi de kaybetmek durumuyla karşı karşıyayız. Onun için hepimize büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. Hukuk ve ekonomi birbiriyle o kadar iç içe ki bugün günümüz dünyasında hukuk yoksa adalet yoksa eğitim ve özgürlük yoksa iktisadi kalkınmadan, ekonomik büyümeden söz edilmez ve mutlu olmanın refahın da olması da maalesef mümkün değildir” dedi.
“Parlamenter sistemin 140 yıllık değerli birikimi çöpe atıldı”
Türkiye’nin feraha ermesi için ekonomiden, siyasete, eğitimden, adalete her alanda değişiklik yapılması gerektiğini dikle getiren Milletvekili Erkek; “OHAL düzeninde, demokratik olmayan koşullarda gerçekleştirilen bir anayasa değişikliği ile her türlü eksikliklerine rağmen, her türlü kesintilere, darbelere rağmen parlamenter sistemin 140 yıllık değerli birikimi çöpe atıldı. Bugün Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında bu sistemin adı özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi konmuştur. Ortada bir hükümet yok. Bizde Cumhurbaşkanlığı tarihimizde de, devlet geleneğimizde de çok yüce bir makamdır. Onun için ismine Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denmiştir. Ama maalesef Cumhurbaşkanlığı örtüsü altında otoriter, keyfi, ‘Tek Adam Rejimi’ tesis edilmiştir. Bu bir gerçektir ve bunu herkes biliyor. Bu kesinlikle ve kesinlikle ‘Demokratik Bir Başkanlık Sistemi’ değildir. Kuvvetler ayrılığı yoksa, hukuk devleti yoksa, demokrasi yoksa, özgürlükler yoksa zaten ekonomik büyümenin de, gelişmenin de olması mümkün değildir. Dünyadaki demokratik başkanlık sistemlerine baktığınızda bir iki örnek vardır. Bir tanesi Amerika’dır. Amerika’da çok sert kuvvetler ayrılığı olduğunu görürsünüz. Başkanlık sistemlerinde parlamenter sisteme göre daha sert kuvvetler ayrılığı vardır. Amerika’da, Trump Anayasa Mahkemesi’ne Yüksek Yargıç atayacağı zaman senatonun nitelikli çoğunluk onayı gerekir. Önemli atama yapacağı zaman yine senatonun nitelikli onayı gerekmektedir. Bizde referandumla tam aksine kuvvetler ayrılığı yıkıldı ve kuvvetler tek elde birleşti, egemenlik şahsileşti. Bunun adına hukukçular monokrasi diyor. Türkiye maalesef artık demokrasi ile yönetilmiyor. Bugün çok ağır ekonomik sorunlarla da karşı karşıyayız. Bu durumun daha ağırlaşma ihtimali var” dedi.
“Kurulduğumuz andan itibaren yüzünü batıya dönmüş bir ülkeyiz”
Son olarak Kuvvetler Ayrılığı ilkesinin yok edildiğini savunan Erkek; “Türkiye’nin bu sistemle, kuvvetler ayrılığını, demokratik hukuk devletini ortadan kaldıran sistemle ileriye gitmesi, büyümesi mümkün değildir. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu andan itibaren yüzünü batıya dönmüş bir ülkeyiz. Avrupa kıtasında başkanlık sistemi ile yönetilen tek bir ülke dahi yok. Türkiye’yi gerçekten zayıflatmak isteyen, bölmek isteyen dış güçler Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir şahıs devleti olmasını isterler. Çünkü bir kişi ile çok daha rahat ilgilenebilirsiniz. Bir kişiyi çok rahat ikna edebilirsiniz. Ama güçlü bir yargınız varsa, güçlü bir meclisiniz varsa, güçlü bir demokratik ordunuz varsa o zaman o işleri yapamazsınız. Türkiye bence asıl bu sistemle ciddi bir beka, birlik sorunu yaşayacak. Türkiye Cumhuriyeti devleti bir şahıs devleti olsun diye egemenlik şahsileşsin diye kurulmadı. Türkiye Cumhuriyeti devleti kuruluş felsefesi amacı ruhu bambaşkaydı. Özellikle mücadele aslında cumhuriyetin kuruluş felsefesiydi. Bugün bizim mücadelemiz demokrasi mücadelesidir. Bizim mücadelemiz adalet mücadelesidir. Bu karanlık gidişin çözümü Atatürkçülüktür. Çünkü Atatürkçülük demek ekonomik bağımsızlık demektir, Atatürkçülük demek hukuksal özgürlük demektir” dedi.
(Haber Merkezi)