Çanakkale Tabip Odası’nın ‘Şehir Hastaneleri’ konulu paneline konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Aytuğ Atıcı, dün CHP İl Başkanı İsmet Güneşhan’ın il binasında ki basın toplantısına katıldı. Atıcı, Güneşhan’ın açıklamasının ardından ülke gündemini değerlendirdi. Türkiye’nin kutuplara ayrıldığını ifade eden Atıcı, eğitim sisteminde son dönemde yaşanan gericiliğe değindi. Türkiye’nin en büyük sorununu işsizlik olarak değerlendiren Atıcı, gündemin bilinçli olarak değiştirildiğini ifade etti. İlk olarak Türkiye’de kutupların oluştuğunu ifade eden Atıcı; “Türkiye, öyle bir noktaya getirildi ki herkes ayrı bir kutba ayrıldı. Biz ulusal değerlerimiz çerçevesinde, ulusal değerlerimizi aynı paydaya koyarak birlikte yaşama kültürünü geliştirmek mecburiyetindeyiz. Bu ülkede, özellikle Çanakkale’de Türk’ü, Kürt’ü, Arap’ı, Laz’ı, Çerkez’i, Alevi’si, Sünni’si, hepimiz birlikte yaşıyoruz. Bu kadar güzel bir birlikteliği bozmaya çalışanlar elbette ki olacaktır. Elbette bu ülkede meczuplar da olacaktır, elbette bu ülkede ruh hastaları da olacaktır. Bu şekildeki münferit ahlaksızlıkları, bu şekildeki münferit olayları önemsemek gerekiyor ancak, bu olaylar bir devlet politikasına dönüştüğü anda bizi çok büyük bir tehlikenin beklediğini biliyoruz. Yani, milli birlik ve beraberliğimizi yok etmeye çalışan, ülkemizin kurucu değerlerine, varoluş değerlerine dil uzatanlar ödüllendirilirse, bu bir devlet politikası haline gelmiş olur ve bizim birlikteliğimiz adeta yok edilmeye çalışılır. Bu ilk değildir, son da olmayacaktır. Burada önemli olan şey, bizim birlikte yaşama arzumuzu her yerde haykırmamızdır” dedi.
“Eğitim, İslam Devleti Politikası haline getirildi”
Eğitim İslam Devleti Politikası haline getirildiğini ifade eden Atıcı; “Okul-Cami projesi ile çocuklarımızı 4 gün okula, 1 gün de camiye götürenler ödüllendiriliyorsa, Milli eğitim okulların ilk açıldığı günde okulların, mevlitle açılmasını ağlayan okul müdürleri, ödüllendirilip İl Milli Eğitim Yardımcısı yapılıyorsa, kasabalarda çok sayıda mekan varken okul öncesi eğitimi caminin içerisinde bir odada yapmaya çalışanlar ödüllendiriliyorsa artık siyasi İslam bir devlet politikası haline getiriliyor demektir. Biz, bunlara karşı çıktığımızda CHP’yi ‘vay dinsizler, vay din düşmanları’ diye lanse etmeye çalışanlar, sadece vatan hainleridir. CHP, laiklik ilkesini din ve devlet işlerini bir birinde ayrılması olarak tanımlamakla birlikte aslında bunun din, inanç ve vicdan özgürlüğü olduğunu bütün dünyaya haykırır. İnsanlar, istedikleri inançta mutlu bir şekilde yaşayabilirler. Zaten siyasetin amacı da insanları mutlu etmektir. Bunun için de çeşitli değerleri öne çıkarabilir. Ancak, insanlar bu değerler içerisinde kendilerini mutlu edebilenleri seçebilirler. Siyasetin görevi, insanların bu değerleri yaşamalarına yardımcı olmaktır. Camiye gitmek isteyenin yolunu yapmaktır, camisini temiz tutmaktır, Cem Ev’ine gitmek isteyenlerin yolunu yapmak Cem Evi’ni bir ibadethane olarak görmek demektir. İnsanların nasıl ibadet edeceklerini, nerede ibadet edeceklerini onlara anlatmak siyasetin görevi değildir. Bu ikisini birbirine karıştırdığımız zaman laiklik ilkesi zaten yok olur ve Türkiye de helak olur” dedi.
“En büyük sorun işsizlik”
Türkiye’nin en büyük sorularından birinin işsizlik olduğunu dile getiren Atıcı; “Türkiye’nin ciddi sorunlarla boğuştuğu bir dönemden geçiyoruz. Çıkın Çanakkale sokaklarına, insanlara ‘ne derdiniz var’ diye sorun, insanların büyük bir kısmı size işsizlikten, yoksulluktan yakınacaktır, tıpkı Ankara’da, İstanbul’da, Diyarbakır’da, Trabzon’da olduğu gibi. Bugün Türkiye’nin en önemli sorunlarından bir tanesi, işsizlik bir tanesi, yoksulluktur. Sırf bunları görmeyelim diye, sırf bunları yaşamayalım, bunların acısını görmeyelim diye çok daha farklı konularda Türkiye’nin gündemi her gün değiştirilmektedir. Şimdi Türkiye, yatıyor, kalkıyor AKP ve MHP’nin ittifakını konuşuyor. Yani Türkiye’nin asıl sorunu bu mu? Türkiye’nin sorunu MHP’nin yüzde 10 barajını geçmesi midir? Türkiye’nin sorunu AKP’nin yüzde 50 artı 1’i bulması mıdır? Bütün dertlerimiz bitti, her şey refah içerisinde, her şey güzel, her şey tamam ama biz AKP ve MHP’nin ittifakını konuşuyoruz. Acaba bugün ne olacak? Acaba bugün kimin evine şehit ateşi düşecek? Diye dert içindeyken, yani koyun can derdindeyken, kasap et derdindeyken, onlar, ‘biz nasıl olur da ittifak yaparız, nasıl olur da az daha koltuğumuza yapışırız’ derdindeler. Bu gibi ittifaklar, acizlik ittifakıdır. Halkımız da bunu çok net bir şekilde görür” dedi.
“İttifakları halk belirler”
Son olarak AKP-MHP ittifakını değerlendiren Atıcı; “Cumhuriyet tarihi boyunca açıkgözlük yapmaya çalışan siyasetçiler, daima millet tarafından cezalandırılmıştır. ‘Vay oylarım düşüyor, azcık erken seçime gideyim de bir 3 sene daha kurtarayım’ diyenler, ya da ‘benim oylarım düştü, ben tek başıma bir şey yapamayacağım, ufak tefek işler yapıp azcık kanun değiştireyim’ diyenler, ya da ‘ben ittifak yapayım da halkın özgür iradesi ile değil de bu ittifak sayesinde bir yere geleyim’ diyenler, geçtiğimiz yıllarda halkımız tarafından cezalandırılmıştır ve helak olmuştur. Bunlardan ders almamışa benziyorlar, olabilir. Bizim için de Türkiye için de iyi olacağını düşünüyorum. AKP ve MHP ittifakı halk tarafından elbette cezalandırılacaktır ve Türkiye rahat bir nefes alacaktır” dedi.
(Eren Aşnaz)