CHP'li Özay, referandum için sahaya indi; "Kendimiz için değil, çocuklarımız için…"

2034

 

Çanakkale’de uzun yıllar Belediye Başkanlığı yapan, bir dönem CHP Çanakkale Milletvekilliği görevini yürüten, kent siyasetinin ve CHP’nin etkili isimlerinden İsmail Özay, 16 Nisan’da yapılacak referandumda “Hayır” deme çağrısında bulunuyor. Partisinin hazırladığı bir program çerçevesinde, ilçe, belde ve köylerde hız kesmeden çalışmalara devam eden CHP’li İsmail Özay geçtiğimiz günlerde Yenice`nin Araovacık Köyü`nde yurttaşlarla buluştu. Neden “hayır” denilmesi gerektiğini anlatan CHP’li Özay; “Aşağı yukarı 10 yıldır aktif siyasetten uzağım. Ben Cumhuriyet Halk Partisi`nden memnunum ama yeter artık gençler yapsın. Ayrılırken şunu söyledim; `partim, ülkem sıkıntıya düşerse bana ihtiyaç duyarsanız bana görev verebilirsiniz` dedim. Geçmiş milletvekili seçimlerinde gelmedim ama şu an inanın ülkemiz belli ölçülerde sıkıntıda, onları paylaşmak için geldim. Araovacık`taki insanların bu konudaki sağduyuna ve bilgisine inanıyorum. Ama ben siyasi tecrübemi sizlerle paylaşmak istiyorum” dedi. 

 
“Bu referandum nasıl yönetileceğimize karar verme meselesidir”
Önümüzdeki referandumda oy vereceğiz ancak parti seçmeyeceğiz” diyen Özay, “4 yılda bir arkadaşlarımız gelir kimin yöneteceğine karar verir. Bu ülkede rahmetli Celal Bayarlardan, Mendereslere, Demirellere, Ecevitlere kadar seçtik seçmedik, beğendik beğenmedik... 4 yıl için karar verirsiniz, 4 yıl sonra kararınızı değiştirirsiniz. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz. Değerli arkadaşlarım bu anayasa değişikliği referandumu dört yılda bir yönetme meselesi değil. Nasıl yönetileceğinize karar verme meselesi. Peki bu anayasa yeni mi çıktı? Türkiye`de 141 yıldır anayasa konuşuluyor değerli arkadaşlar. Bu ülkede 141 yıldır anayasa var. O anayasalar ne zaman değişmiş? Bir 1876`da, sonra Cumhuriyet`in kuruluşu 1924`te, üçüncü anayasa 1960`ta, 1980 dördüncü anayasa, şimdi de yeni bir anayasa... Değerli arkadaşlar dikkat edin, 141 yılda 5 anayasa... Ortalama 40 yılda bir anayasa. Demek ki dört yılda bir beni seçin bana oy verin meselesi değil bu iş. 40 yılda bir gerçekten düşünerek vereceğimiz bir karar. Kendi kararınızı vermeyeceksiniz; çocuklarınızın, torunlarınızın, doğacak olan evlatlarınızın kararlarını vereceksiniz. O yüzden iyi düşünmek zorundasınız” ifadelerini kullandı. 
 
 
Neden evet veya hayır? 
CHP’nin etkili isimlerinden İsmail Özay, “Evet oyu verenlere saygı duyarım, sonuçta bir karar veriyorlar. Gezdiğim yerlerde `Neden evet oyu veriyorsunuz?` diye sorduğumda `Sayın Cumhurbaşkınımızı çok seviyoruz` diyorlar. Hay hay, itirazım yok. O arkadaşlarımın fikrini çelmek için söylemiyorum ancak hepimiz faniyiz. Sayın Cumhurbaşkanımız 64 yaşında. Eğer ömrüne gelir ise taş çatlasa 10-15 sene daha görev yapar. Biraz önce söyledim, anayasa 40 yılda bir değişiyor. Peki ondan sonra ne olacak? `Çok güveniyoruz da acaba ondan sonra gelen bu güvendiğimiz insan kadar yapabilir mi?`  diye düşünmekte fayda var... Gezdiğim yerlerde `Neden hayır vereceksiniz?` diye de soruyorum; `Çok kızıyorum bu iktidara. Tayyip Bey`e de kızıyorum, o yüzden hayır vereceğim` deniyor. Yanlış! Olmaz öyle şey. Kızarak ve öfkeyle ne evet verilir ne hayır verilir. Hayır vermenin de gerekçesi olacak. Kızmakla olmaz; evladımızın, torunumuzun geleceğini oluşturuyoruz... Parlamenter meclis isteyeceksin; bu şekilde konuşmak gerekir. Bağırarak çağırarak evlatlarımızın, torunlarımızın istikballeriyle oynama hakkımız yok değerli arkadaşlar” ifadelerine yer verdi. 
 
17-25’e değindi!
Özay, buradaki konuşmasında bağımsız yargının önemine değinerek, “1876`dan bu yana 141 yıldır bu ülkede Başbakan var. Şimdi Başbakanlığı kaldırıyoruz. Mesela bakanlara cumhuriyetten alışkınız. Nasıl olur bakanlar? Bakanları, Başbakan meclisteki kendi gruplarıyla görüşür. Bir liste hazırlar, Cumhurbaşkanı`na gider, sonra güven oyu alır; belli bir süreçten geçer. Danışılarak, konuşularak alınır.  Şimdi bakanlığı bir kişi seçecek. Kim? Başkan... `Biz güveniyoruz başkana, ne var yani bunda?` diyebilirsiniz. Değerli arkadaşlarım bakanları bir kişi seçince bazen şaşırabiliriz. Hatırlar mısınız? Bundan 1-2 sene önce 4 tane sevgili bakanımız vardı. Egemen Bağış, `Bakara, makara` falan diyordu, üstelik muhafazakar. Kim? Erdoğan Bayraktar. Kim? Muammer Güler, Amerika`da şimdi hapiste yatan Zarraf`ın peşinde koşuyordu. Altın kol saatli Zafer Çağlayan. Değerli arkadaşlarım bir iddia oldu, doğrudur yanlıştır kimseyi suçlamak istemiyorum. Dendi ki paralar şöyle böyle oldu. Sevgili Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan dedi ki `hayır, iftira`. İddia vardı ortada. Gensoru verildi. Bakanlar istifa etmek zorunda kaldı. Demek ki bir adamın bir insanın isteğine bıraktığımızda yanlışlıktan dönülebilir. Bakın bir daha bakan olmadılar. Ben suçludur, suçsuzdur demiyorum. Siyasette hepimiz zaman zaman iftiralarla karşılaşabiliriz. Ama gideceğimiz yer bağımsız yargı. Yargıya gitmek bir siyasetçi için suç değil. Haksızda yargılanabilirsiniz ama girerseniz aklanırsınız. Ancak bir kişinin isteğiyle `hayır kardeşim, yargılanamaz olmaz öyle şey` demek doğru değil değerli arkadaşlar” dedi.
 
“Bakanlar sayısı belli değil”
“Bakanların sayısı belli değil” diyen İsmail Özay, “Bazen abartıyoruz diyoruz ki 100 tane başkan yardımcısı olursa veya bakan olursa. Olmaz, geçen gün de Tayyip Bey açıkladı, dedi ki `3 tane başkan yardımcısı olacak`. Biz de diyoruz ki `Yahu şunu Anayasa`ya yazın`. Daha önce söyledim herkes fani, 10-15 sene sonra birisi geldi; 100 tane bakan atadı. `Atma İsmail Özay ya olur mu atanır mı yüz tane bakan?` diyebilirsiniz. Gana`da 110 bakanı kim atadı? Demek ki oluyor. Beşer şaşar, o insan bu da insan... Biz Muz Cumhuriyeti falan değiliz. Ciddi bir devletiz. Altına açıkça yazarsınız, belirtirsiniz; cumhuriyetlerde böyle olur” şeklinde konuştu. 
 
Denetlemenin önemine değindi
CHP’li İsmail Özay, bütçe ve denetleme konularına da değinerek, denetleme mekanizmesinin olması gerektiğinin altını çizdi. Özay, “Meclisten bütçe alma yetkisi alınıyor. Şimdiki sistemde bütçe Bakanlıklardan gelir, Başbakanlıktan geçer, Meclis`e gelir, onaylanır, onaylanmazsa hükümet düşer, tekrar hükümet kurmak gerekir. O yüzden bütçe çok önemli. Şimdi ise sistem, eğer Anayasa değişirse bütçeyi Sayın Başkan yapacak, Meclis`e gidecek, reddedilse bile belli bir katsayı ile çarpılarak bütçe devam edecek. Denetim yok. Bu para meselesi. Bütçe kimin malı? Ne İsmail Özay`ın malı, ne babanın malı, ne senin malın; herkesin malı, 85 milyonun malı. Hepimizin parası. Cebinizdeki parayı, maaşı muhtara veriyor musunuz? Veya komşunuza veriyor musunuz? Değerli arkadaşlarım ortak akıl bütçenize bakacak, dünyanın her yerinde böyledir. Magna Carta`dan bu yana, 700 yıldır bütçe çok önemlidir. Eğer evet çıkarsa bütçeyi tek insanın kararına bırakacağız... Bu doğru değil. Bir denetleme mekanizmasının olmasında yarar var” dedi. 
 
Irak ve El Bab örneklerini verdi 
“Evet çıkarsa Başkomutanlık yetkisi tek başkanda olacak” diyen Özay, bunun çok tehlikeli olduğunu ifade ederek; “Kimseyi korkutmak için söylemiyorum, yaşadığımız olaylardan bahsederek söylemek istiyorum. Bakın biz Başkomutanlığı rahmetli bu ülkenin kurucusu Ulu Önder Atatürk`e bile vermemiş bir milletiz. 3 aylığına verdik, rahmetli Atatürk hesap verdi 3 ay daha uzattı. `Sen seçildin hadi bakalım Başkomutansın` yok öyle bir şey... Cumhuriyet kurulurken de böyle oldu. 1 Mart 2003`te de parlamentodayken bir teskere geldi. O teskerede şöyle diyordu, `65 bin Amerikan askeri Güneydoğu Anadolu`ya gelecek, oradan Irak`a gidecek. Tüm askerleri de 20 kilometreye kadar gitme hakkına sahip olacak` bu teskere parlamentoda reddedildi. Nasıl reddedildi? 187 CHP vekilimiz oy verdi. 60 civarında da AKP`den arkadaşımız hayır dediler. Ne olur düşünün. Irak`ta 1 milyon kişi öldü, çocuklar öldü, evlatlar sakat kaldı. Ne imiş? Demokrasi gelecekmiş. El Bab`a girdik çeşitli sıkıntılar içerisindeyiz, orası bir bataklık. Oraya girmek zor. Eğer 2003`te 65 bin Amerikan askeri Güneydoğu Anadolu`da kalmış olsaydı kim bilir ne canlar verecektik. Neler kaybedecektik değerli arkadaşlarım... O dönemki Başbakanımız `askerlerimiz gitsin` diyordu. Ama o dönemki meclis, ortak akıl `hayır gitmesin kardeşim` dedi” ifadelerine yer verdi. 
 
“Tablo kötü değil, karamsar olmayın”
“Bir kişi karar verirse yanlış karar verebilir” diyen CHP’li İsmail Özay, “Bir elin nesi var iki elin sesi var. Akıl akıldan üstündür denir. Yüzyıllar önce atalarımız söylemiş... Referandum oylamasını yapacağız, diyelim ki evet çıktı, ne zaman yürürlüğe girecek? Tam 2 buçuk sene sonra. 2019 yılında. 2 madde ise hemen yürürlüğe girecek. Hakimler Savcılık Yüksek Kurulu`nun sayısının değişmesi ile Cumhurbaşkanı`nın partili olması. Sizi çok ilgilendiriyor mu? Başkanı ilgilendiriyor, partili olacak... Sakıncalı, halka hiç bir faydası yok. Üstelik başka sakınca var. Tarla davası olur köylerde, arazi davası olur ne ise... Kim hangi partiye yakınsa, onun il başkanından alacağız kartımızı, hakim bey ilgilenir diye peşinde koşacağız... Böyle hukuk mu olur? Böyle devlet mi olur? Çünkü sayın başkan hem hakimleri atayacak, hem partinin başkanı olacak, hem vali olacak, hem il başkanı olacak, hepsini Cumhurbaşkanı atayacak... Yok böyle bir sistem. Ailenizde bile eşinize sorarsınız, sorulur. Bunda ne sorgu var ne sual var, bunun uygun olmadığını düşünüyorum. Ancak tablo çok kötü değildi. Türkiye bu tür zorluklarla her zaman karşılaşmıştır, her zaman üstesinden gelmiştir. Karamsar olmayın; bu ülke bizim. Bu ülke güzel ülke, hep beraber sahip çıkacağız. Ama demokrasiyle, ortak akılla daha hızlı kalkınabilmek, daha hızlı yürüyebilmek durumundayız” ifadelerine yer verdi. Özay, ayrıca; “Hep bundan önce geldiğimde ya kendim için ya partim için oy istedim. Sevgili Arovacıklılar; oğlum için istiyorum, evladım için istiyorum, sizin torunlarınız için istiyorum, sizin evlatlarınız için `hayır` oyu istiyorum! Kendim için bir şey istemiyorum. Ben 10 sene daha ya yaşarım ya yaşamam. Gepegenç çocuklar var, torunlarınız, evlatlarınız, doğacak çocuklarınız var onlar için, bu ülke için lütfen düşünerek oy verin” dedi. 
(Seçkin Sağlam-Atakan Alkış)
Paylaş