CHP'li Güneşhan: "Milli Eğitim Bakanlığı, 22 yılın en zayıf karnesiyle karşımızda"

CHP Çanakkale Milletvekili İsmet Güneşhan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, AK Parti iktidarının 22 yıllık eğitim politikasını sert bir şekilde eleştirdi. Güneşhan, deprem bölgelerindeki eğitim sorunlarına dikkat çekerek, “Depremden sonra açıklanan ve oyuncuların kaderine terk edildi. Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimin yaralarına merhem olamıyorsa neden var?” dedi.

836

CHP Milletvekili İsmet Güneşhan, TBMM'de Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2025 bütçesi görüşmelerinde, iktidarın eğitim politikasını eleştirdi. Deprem bölgelerindeki durumu vurgulayan Güneşhan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Eğitimin yaraları sarılamadı, bölgedeki ve oyuncuların kaderine terk edildi" ifadesini kullandı. Plan ve Bütçe Komisyonu 2025 yılı Milli Eğitim Bakanlığı Bütçesi üzerine söz aldı. Güneşhan konuşmasında “Burada Millî Eğitim Bakanlığının bütçesini görüşmekteyiz. Kurallar gereği beş dakikalık bir söz hakkımız var ancak yirmi iki yıllık AKP iktidarında millî eğitimin geldiği noktayı ve sorunlarını değil beş dakikada beş gün, beş ay konuşsak yine de bitiremeyiz. Açıkça söylemek gerekir ki yirmi iki yıllık iktidarınız döneminde karnesi maalesef en zayıf olan Bakan sizsiniz Sayın Bakanım.

Bakın, değerli arkadaşlar, kara kış kapımızda, kış aylarına girmemiz nedeniyle en öncelikli sorunlardan birinden bahsetmek istiyorum. Hepimizin bildiği gibi, 6 Şubat 2023'te art arda yaşadığımız depremler 11 ilimizde ağır yıkıma neden oldu. Tüm ülkemizi ve hepimizi çok derinden etkiledi, her açıdan büyük yaralar açtı ancak belki de en büyük yarayı eğitim aldı. Kaybettiğimiz canlarımız haricinde, okullarımız yıkıldı, öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz okulsuz kaldı. Büyük bir afet yaşadık ama büyük, güçlü sosyal devletler de böyle zamanda ortaya çıkar. Afet zamanında eş güdümde sınıfta kalan iktidar sonrasında da sınıfta kaldı; yeni okullar yapılamadı. Depremin üzerinden neredeyse iki yıl geçti ama

Ben de yakın zamanda deprem bölgesindeydim, yaşanan sorunlara bizzat şahitlik ettim. Öğrenciler ikili eğitimle -hem de birden fazla okul- az hasarlı ya da hasarsız okullara taşınarak eğitim öğretimlerini sürdürmeye çalışıyorlar. Hijyen zaten deprem bölgesinde olmayan okullarda bile sağlanamazken buralarda sağlanması mümkün değil. Servislerle taşınan öğrencilerin maliyetlerini veliler ödüyor maalesef. Zaten o bölgede yıkım da çok büyük. Oradaki öğrencileri taşımaktan bile aciz olan iktidar olur mu değerli arkadaşlar? Buradan ben sizlere sormak istiyorum. Güvenlik hak getire, güvenliğin en sağlam olması gereken okullarımıza giren çıkan belli değil. Okul bahçelerinin kapılarında ne idiği belirsiz insanlar var. İşte, hep konuşuyoruz 'Uyuşturucu kullanımı ortaokul yaşlarına kadar düştü.' diye, olacak şey mi değerli arkadaşlar? Öğretmenlerin barınma sorunu deprem bölgesinde maalesef çözülemedi.

Şimdi, iktidar ezbere "gençler geleceğimiz" deyip duracak. Siz geleceğimizi karartıyorsunuz. Bu şartlar altında öğrenciler derse odaklanabilir mi? Nitelikli ve eşit bir eğitim söz konusu olabilir mi? Böyle bir durumda geleceğimiz nasıl aydınlık olacak? Bugüne kadar Bakanın deprem bölgesindeki illerde büyük bir seferberlik başlatması gerekirdi. Okulların inşaatı, öğretmenlerin sorunları, öğrencilerin zor durumları -gerek beslenme gerekse ulaşım- okulların hijyeni ya da hasar durumu; bunların bir an önce çözülmesi gerekmekteydi. Bunu da çözecek olan siyasal iktidar, Millî Eğitim Bakanlığıdır. Eğitimdeki yaraya merhem olamıyorsanız, niçin orada bulunuyorsunuz? Artık zaten bu sorunları düzeltmenizi de gerçekten -çok samimi duygularımla- beklemiyoruz. Sayın Bakan, asıl bunlarla uğraşması gerekirken maalesef başka işlerle uğraşıyor. 'Laikliğin altını nasıl dinamitlerim? Tarikatları, cemaatleri nasıl eğitim alanına sokarım.' derdinde.

Bakın, 'Mülakatı kaldıracağız.' dediniz, Sayın Cumhurbaşkanı seçimden önce bu konuşmayı yaptı, dönemin Millî Eğitim Bakanı da bu konuşmayı yaptı ama siz göreve gelir gelmez "Mülakatı yapacağız ve yaparken de mülakatı mülakat gibi yapacağız." dediniz. Şimdi, burada, ya Cumhurbaşkanı seçime yönelik halkı kandırmak amacıyla bir vaatte bulundu ya da siz Cumhurbaşkanını takmıyorsunuz; bunlardan bir tanesi doğru. Mülakat mağduru öğretmenler ne diyor biliyor musunuz Sayın Bakan? Diyorlar ki: 'Biz size güvendik. 'Mülakatı kaldıracağız.' dediniz ve oy verdik. Şimdi mülakata devam ediyorsunuz, dolayısıyla bizi kandırdınız, bizi aldattınız.' Bunu adaletle, vicdanla, insafla açıklamak mümkün değil. Son olarak şunu söylemek istiyorum: Bu iktidar mağduriyet iktidarıdır, bu iktidar enkaz iktidarıdır."

(ERHAN TAYLAN)
Paylaş