Meclis İçtüzük değişikliği ile ilgili olarak CHP’nin Anayasa Komisyonu üyeleri Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, Ankara Milletvekili Murat Emir, Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Muğla Milletvekili Akın Üstündağ “Muhalefet Şerhi”ni Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Komisyonu Başkanlığına sundular. CHP’liler, “Türkiye Cumhuriyeti, 15 Temmuz 2016 günü, devlet içerisine yerleştirilmiş ve burada büyümesine, devletin birçok organını ele geçirmesine göz yumulmuş, bir terör örgütü tarafından darbe girişimi nedeniyle 249 yurttaşını şehit vermiş, binlerce yurttaşı ise gazi olmuştur. Tarihe kara bir leke olarak geçecek bu girişim; halkımız, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet içindeki yurtsever güvenlik güçleri, siyasi partiler, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yer alan dört partinin temsilcileri, yazılı ve görsel medyanın katkısıyla bastırılmıştır. Ortaya çıkan bu olumlu hava, birlik ve beraberlik ruhu, çok geçmeden, 20 Temmuz 2016 tarihinde ilân edilen OHAL ile sekteye uğratılmış, çıkarılan OHAL KHK’ları FETÖ ile mücadele amacından sapılmış, KHK’lar tüm muhalifleri susturma girişimine dönüştürülmüştür. Oysa darbelerle mücadele edilmek isteniyorsa yapılması gerekenler dünya ve Türkiye tarihinde yazılıdır. Darbelerin panzehri adalet, özgürlük, demokrasi ve bunlarla birlikte kamu görevlilerinin liyakat esasında göreve getirilmesidir. Bu süreçte ‘hesaplaşma, normalleşme ve demokratikleşme’ adımlarının izlenmesiyle ülkemizin huzura çıkabileceğini defalarca kez belirttik. Ama bahsi geçen adımlara uyulmadı ve 20 Temmuz OHAL ilanından sonra, adalet, özgürlük, demokrasi ve liyakat ilkelerinde hiçbir ilerleme yaşanmadığı gibi, bir geri gidiş de söz konusu oldu” dediler.
“Milletvekillerinin söz haklarının kısıtlanması üzerine inşa edilmiş bir değişiklik”
Anayasa Komisyonu’nun CHP’li üyeleri, söz konusu muhalefet şerhinde, “1982 Anayasası gibi, meşruiyeti hâlâ tartışılan Anayasa`da, OHAL koşullarında yapılan değişikliklerle birlikte, ‘Parlamentonun Anayasası’ ya da ‘sessiz Anayasa’ diye anılan İçtüzüğe dair teklif de yeni tartışmaların konusu olacaktır. Çünkü Fransızca “konuşmak” anlamında “parler” kökeninden türetilen parlamentonun ya da Arapça “konuşmak, tartışmak” kökeninden gelen meclisin ruhuna aykırı biçimde, Milletvekillerinin konuşamaması ya da söz hakkının kısıtlanması üzerine inşa edilmiş bir teklifle karşı karşıyayız. Özetle suiistimalci bir Anayasa değişikliği, yine suiistimalci İçtüzük değişikliğiyle pekiştirilmek istenmektedir. Mevzuat içerisinde özel bir öneme sahip olan içtüzükler, yasama organı iradesinin nasıl, niçin ve nerede oluşabileceği gibi kritik sorulara cevap veren anayasa-altı normlar bütünüdür. Böyle olunca da içtüzük değişikliği girişimleri, genellikle en zor sonuçlandırılabilen yasama işlemlerinin başında gelmektedir” denildi.
“Anayasaya aykırı”
Söz konusu içtüzük teklifinin anayasaya da aykırı olduğunu ifade eden CHP’liler, “Bahsi geçen TBMM İçtüzüğü teklifi, birçok açıdan Anayasa’ya aykırılık da taşımaktadır. Buna göre; Anayasa’nın başlangıç hükümleriyle birlikte; Cumhuriyetin nitelikleri başlıklı 2’nci, Egemenlik başlıklı 6’ncı, Yasama yetkisi başlıklı 7’nci, Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü başlıklı 11’inci, Düşünce ve kanaat hürriyeti başlıklı 25’inci, Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları başlıklı 67’nci, Parti kurma, partilere girme ve partilerden ayrılma başlıklı 68’inci, Yasama dokunulmazlığı başlıklı 83’üncü, Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri başlıklı 87’nci, İçtüzük, siyasi parti gurupları ve kolluk işleri başlıklı 95’inci, Toplantı ve karar yeter sayısı başlıklı 96’ncı ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgi edinme ve denetim yolları başlıklı 98’inci maddelerine açıkça aykırılık taşımaktadır. Getirilen İçtüzük değişikliği teklifi Milletvekillerinin söz haklarını kısıtlayarak demokrasiye, ifade özgürlüğüne, siyasi partilerin kuruluş amaçlarının gerçekleşmesine aykırıdır. Ayrıca yasama yetkisinin kısıtlanmasına ve dolayısıyla egemenliğin temsilciler aracılığıyla kullanılamamasına, TBMM’nin görev ve yetkilerinin yerine getirilememesine, Milletvekillerinin ve kamuoyunun bilgi edinme yollarının daraltılmasına neden olmaktadır. Bunlar, Anayasa’ya aykırılığı doğurmaktadır. AK Parti ve MHP ortaklığıyla hazırlanan İçtüzük değişikliği teklifine genel olarak baktığımızda, nerede Milletvekilinin konuşma, siyasi parti gruplarının gündem belirleme hakkı varsa bunlar kısıtlanmakta ve disiplin cezalarıyla Milletvekilleri hizaya getirilmek istenmektedir” dediler.
“Orta Asya tipi otoriter rejimlerde örneği görülmektedir”
“Özü itibariyle bu teklif, içtüzük değişikliği değil, OHAL KHK`sı niteliğindedir. KHK gibi yürürlüğe konulmuyor olması, onun bu özelliğini ortadan kaldırmaz” diyen CHP’liler, muhalefet şerhini; “Teklif, İçtüzüğü düzenlemekten öteye, Milletvekillerini hizaya getirmeyi ve sadece Milletvekillerini değil, Meclis’i susturmayı amaçlamaktadır. Düşük yoğunluklu demokrasilerde ve Orta Asya tipi otoriter rejimlerde örneği görülebilecek ve özü itibariyle ‘Meclis içi darbe` niteliğinde olan bir İçtüzük değişikliğiyle karşı karşıyayız. Hepimiz biliyoruz ki suskun bir parlamentodan konuşan bir parlamentonun İçtüzüğü çıkmaz; suskun bir parlamentodan konuşan bir parlamentoya uygun uyum yasaları çıkmaz. Yukarıda saydığımız gerekçeler nedeniyle teklife muhalifiz” ifadeleri ile bitirdiler…
(Seçkin Sağlam)