Anayasa değişikliği paketinin AKP ve MHP’li milletvekilleri oyları ile onaylanarak meclisten geçmesinin ardından, 18 maddelik Anayasa değişikliğinin Nisan ayında referanduma götürülmesi bekleniyor. Mecliste yapılan görüşmeler sırasında Anayasa değişikliği maddelerine muhalefet eden CHP, referandumda neden hayır denmesi gerektiği ile ilgili 20 maddelik bir bildiri yayınladı. “Hayır denilmezse ne olacak” başlığı ile yayınlanan bildiride, 18 maddelik Anayasa değişikliği paketinde yer alan maddeler hakkında bilgi verilirken, paketin referandumdan geçmesi durumunda vatandaşları nelerin beklediği konusunda bilgiler verildi. Yayınlanan 20 maddelik bildiride getirilmek istenen başkanlık sistemi ile ülkede yaşanacak değişiklikler vurgulandı. CHP Genel Merkezi tarafından hazırlanan 20 maddelik “Hayır denilmezse ne olacak” bildirisinde, paketin referandumdan geçmesi durumunda ülkede bir “tek adam” yönetimi oluşacağı vurgusu yapılırken, egemenliğin halkın elinden alınacağı belirtildi. Bildiride değişiklik ile birlikte başkana yasama, yürütme ve yargının tamamen devredileceği ve ülkenin demokrasiden uzaklaşacağı belirtildi.
CHP’nin yayınladığı 20 madde
CHP tarafından yayınlanan 20 maddelik “Hayır denilmezse ne olacak” bildirisinde şu ifadeler yer aldı: Tek adam rejimi kurulacak, tek adam her şey olacak, devletin tümüne hükmedecek. Bir kişi Başkan seçilecek ve o kişi hem hükümet, hem Meclis, hem de mahkeme olacak. Başkan olan kişi aynı zamanda bir partinin genel başkanı olacak. O parti belki de senin hiç oy vermediğin, hiç sevmediğin bir parti olacak. O partinin genel başkanı hakimleri atayacak. Kararname adı altında kanun yapabilecek. Seçtiğin Millet Meclisini fesih edebilecek. Orduya emir verecek. Seçtiğin milletvekillerinin hiçbir hükmü kalmayacak. Sözünü kimse dinlemeyecek. Almanya, Fransa, İngiltere, ABD, Japonya gibi değil, Suriye, Libya, Mısır, İran, Kuzey Kore, Uganda gibi bir ülkede yaşayacaksın. Rejim değişecek. Sadece adı Cumhuriyet olacak. Gerçekte krallık gibi her şey bir kişinin elinde olacak. Demokrasi kalmayacak. Başkan sokakta bir kişiyi öldürse, 400 milletvekili izin vermezse mahkemeye çıkarılamayacak. Başkan ve yardımcıları ile bakanları yolsuzluk yapsa, yetim hakkı yese, devlet malına el uzatsa dahi 400 milletvekili izin vermezse mahkemeye çıkarılamayacak. Başkan kendini ve bakanlarını mahkemeye çıkarma girişiminde bulunan meclisi fesih edebilecek. Hakimler ve savcılar Başkanın sözünden çıkamayacak. Başkan hak hukuk tanımaz, zorba biriyse seni koruyacak hiç kimse olmayacak. Can ve mal güvenliğin kalmayacak. Tek adam karar verdiğinden belirsizlik hakim olacak. Kimse yatırım yapmaya cesaret edemeyecek. Ekonomi tek adamın keyfine göre vereceği kararlara kurban edilecek. Kriz, iflaslar, işsizlik ve yoksullukla birlikte çöküş gelecek. Asgari ücreti, fiyatları, maaşları, işçi memur alımlarını, dernek sendika kurulması ve kapatılmasını, her şeyi tek adam belirleyecek. Tek adam kimsenin aklına ihtiyaç duymayacağından, devlet ve toplum hayatında danışma, ortak akıl, uzlaşma gibi yöntemler olmayacak. Çatışma, kutuplaşma ve terör için en uygun zemin oluşacak. Çatışma ve terör artacak. Beş yılda bir sandığa gidip bir Başkan bir de onun partisinin çoğunlukta olduğu Meclisi seçeceksin. Bir dahaki seçime kadar sana kimse bir şey sormayacak. Seçtiğin milletvekili de Başkanı kontrol edemeyecek, senin hakkını koruyamayacak. Başbakan olmayacak. Bakanlar sadece Başkana karşı sorumlu olacak, Meclise karşı sorumlu olmayacak. Milletvekillerini umursamayacak. Seçtiğin milletvekilleri bakanlardan ve bürokratlardan hizmet yapmasını isteyemeyecek, hesap soramayacak. Sana hizmet getiremeyecek. Camiye, kışlaya, adliyeye siyaset girecek. Buraların hepsi ‘Başkanın Partisine’ göre düzenlenecek. Devlet parti devleti olacak. Başkan senin partinden değilse devlet kapısında yerin olmayacak. Başkan isterse devlet kurumlarını bölgelere ayırarak ülkenin bölünmesine neden olabilecek. Başkan, padişahlarda dahi olmayan, Atatürk’e bile verilmeyen yetkilere sahip olacak.
(Şenol Güven)