Çevreciler iddia etti, altıncı şirket yalanladı!

1546

Çanakkale`nin tek içme ve sulama havzası Atikhisar`da siyanürlü altın madeni çalışması yapmak isteyen ve büyük tepki toplayan Alamos Gold`un altın sahasını terk ettiği iddia edildi. Bir yılı aşkın süredir ruhsatı yenilenmeyen altıncı şirketle ilgili Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan, Enerji ve Tabi Kaynaklar Komisyonu`nda yaptığı konuşmada, `Bakan oluruyla işletme ruhsatı verilebileceği hükmüyle` alakalı Alamos Gold`a yönelik, şirketin bu hükümden yararlanmasının mümkün olmadığı açıklamasında bulunmuştu. Tarım Orman-İş Sendikası Başkanı Şükrü Durmuş`un, Alamos Gold`un önceki gün itibarıyla devletten tazminat alarak sahadan çekildiğini açıklamasının ardından Cumhuriyet Meydanı`nda açıklama yapıldı. Açıklamada, "13 Ekim 2019 da ruhsat süresi biten ve uzatılmayan işgalci şirket Alamos Gold sahayı terk ediyor..." ifadeleri yer alırken, altıncı şirket Alamos Gold`un iştiraki Doğru Biga Madencilik A.Ş. tarafından yapılan açıklamada iddiaların gerçeği yansıtmadığı, şirketin alandaki çalışmalara dair bütün haklarının devam ettiği belirtildi. Açıklamada; "Faaliyetlerini devam ettirmekle ilgili olarak birinci otorite kurum olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile MAPEG`in temdit işlemlerini tamamlamasını beklemektedir. Habere konu hadise; tamamen Maden Mevzuatı ve ona bağlı olarak Orman Mevzuatındaki düzenlemelere ilişkin Orman Bakanlığının bir tasarrufuna dayanmaktadır" denildi. 

"Alamos Gold sahayı orman bölge müdürlüğü yetkililerine teslim ederek ayrılmıştır"
Alamos Gold`un Kazdağları`nda ki altın sahasını terk ettiği iddialarının ardından Cumhuriyet Meydanı`nda Su ve Vicdan Nöbeti Koordinasyon Kurulu tarafından yapılan açıklamaya Çanakkale Belediye Başkan Yardımcıları, CHP İl ve Merkez İlçe Yönetimi ile çevre örgüt ve dernek temsilcileri katıldılar. Açıklamada; "Çanakkale orman bölge müdürlüğüne bağlı, Çanakkale ve Bayramiç orman işletme müdürlüğü sınırları dahilinde bulunan balaban/kirazlı mevkiinde altın madenciliği işletme faaliyeti yürütmekte olan Kanadalı şirket Alamos Gold 27.10.2020 tarihi itibariyle işletme sahasını orman bölge müdürlüğü yetkililerine teslim ederek ayrılmıştır" denildi. Devir teslimin yasa ve yönetmeliklere uygun yapılmadığı konusunda kanaat olduğu ifade edilerek, sahanın rehabilite edilmesine dair maddelerin sıralandığı açıklamada, "İşgalci şirket mücadelemiz sonucu ülkemizi terk ediyor. Buradan elini ovuşturarak başka hayaller kuranları da uyarıyoruz. Yağma yok! Kaz dağlarını rantçılara yar etmeyeceğiz! Tahrip edilen bu alanın en kısa sürede eski haline dönüşmesi için çalışmaların bir an önce başlatılmasını, orman genel müdürlüğü tarafından ağaçlandırma çalışmalarının başlamaması durumunda bizler tüm sahanın rehabilite edilerek ağaçlandırılmasını taahhüt ve talep ediyoruz. Yaşasın mücadelemiz! Yaşasın yaşam alanlarına ve doğasına sahip çıkan tüm doğaseverlerin birlik ve dayanışması! Yaşasın Cumhuriyet!" denildi.
 
"Faaliyetlerin devamı için MAPEG`in temdit işlemlerini tamamlamasını beklemektedir"
Alamos Gold`un iştiraki Doğu Biga Madencilik tarafından ise iddialarla ilgili açıklama yapıldı. İddiaların gerçeği yansıtmadığı ifade edilen açıklamada; "Doğu Biga Madencilik San. Tic. A.Ş. Türkiye Cumhuriyeti kanun ve mevzuatlarına uygun şekilde kurulmuş bir Türk şirketidir. Tüzel kişiliğe haiz olup Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Anayasasının güvencesi altındadır. Maden kanunu tarafından düzenlenmiş olan ruhsat hakları ile ilgili şirketimizin bütün hakları devam etmektedir. Şirketimizin hedefi, maden kanunun ruhsat sahiplerine yüklemiş olduğu bütün yükümlülükleri yerine getirerek, bu yeraltı kaynağını kanunda belirtildiği şekil ve sürdürülebilir madencilik ilkeleri doğrultusunda ekonomik ve sosyal kalkınmayı çevre koruma ile bütünleştirerek Türk toplumunun faydasına uygun bir şekilde işletmektir. Şirketimiz, ne tahkim süreci içerisine girmiş ne de başka bir hukuki yola başvurmuştur. Faaliyetlerini devam ettirmekle ilgili olarak birinci otorite kurum olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile MAPEG`in temdit işlemlerini tamamlamasını beklemektedir. Habere konu hadise; tamamen Maden Mevzuatı ve ona bağlı olarak Orman Mevzuatındaki düzenlemelere ilişkin Orman Bakanlığının bir tasarrufuna dayanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve ilgili mevzuatına sonuna kadar bağlı olan şirketimiz, Orman Bakanlığı tarafından yürütülen bu işlemlere, kanun ve yönetmeliklerin öngördüğü şekilde harfiyen uymaktadır. Bu işlemlerden kaynaklı hiç bir tazminat ödenmesi söz konusu değildir. İlgili mevzuat gereği işlemler neyi gerektiriyorsa o yapılmaktadır. Bir kez daha vurgulamak isteriz ki; bizim sahadaki varlığımız tamamen maden kanunu sayesinde, şirketimizin uhdesindeki maden ruhsatına dayanmaktadır. Bu maden ruhsatı ile ilgili haklarımız çerçevesinde hiç bir değişiklik söz konusu değildir. Ruhsatın temdit edilmemesi diye bir şey söz konusu değildir. Ruhsatla ilgili rutin temdit işlemleri devam etmektedir" denildi. 
"Şirketimizin uluslararası tahkim gereği devletten tazminat aldığına dair ifade gerçek dışıdır"
Haberlerin yalanlandığı açıklamada; "Kamuoyu ile paylaşmak isteriz ki; Haberde şirketimizin maden ruhsatı ile ilgili satışına dönük ifadeler tamamen gerçek dışıdır, yalandır. Şirketimizin uluslararası tahkim gereği devletten tazminat aldığına dair ifade gerçek dışıdır. Sahada Orman Bakanlığının yaptığı, tamamen mavzuattan kaynaklı bir uygulamadır. Mevzuatta yapılacak olan işlemler açıkça belirtilmiştir. Şirketimizin ilgili mevzuattla ilgili hakları ve yükümlülükleri de şüpheye mahal bırakmayacak şekilde yer almaktadır. Her zaman olduğu gibi haber kaynağı ve haber maalesef Şirketimizle ilgili olarak bu durumu da bir karalama aracı haline dönüştürmüştür. Bundan son derece müteessiriz. Saygın medya kuruluşlarımızın, değerli STK larımızın maksadının ne olduğunu hala anlayamadığımız ve Şirketimize dönük olarak bir ortaçağ zihniyetinin uzantısını anımsatan bu ötekileştirme, günah keçisine çevirme, odak haline getirmeye dönük saldırgan tutumuna maruz kalmaktayız. Doğu Biga şirketi Türkiye Cumhuriyeti`nin bir hukuk devleti olduğunun bilincindedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti anayasanın çerçevesini çizdiği kanunlarla yönetilir. Türkiye Cumhuriyeti, hiçbir kara propaganda karşısında anayasa ile güvence altına alınmış gerçek ve tüzel kişilerin haklarını korur ve onların mağdur edilmesine asla izin vermez" ifadelerine yer verildi.
(Eren Aşnaz)
Paylaş