Kazdağları’nda siyanürlü altın madenine karşı bir yılı akın süredir çadırlı nöbetlerine devam eden Yaşam Savunucuları, Çanakkale merkezde düzenledikleri ‘El Ele İnsan Zinciri’ eylemini 15 Ağustos Cumartesi günü sürdürdüler. Kordon Boyunda ellerinde döviz ve pankartları ile taleplerini dile getiren Yaşam Savucuları yaptıkları açıklamada altıncı şirket Alamos Gold’un yaklaşık 10 aydır ruhsatsız bir şekilde işgal ettiği alanda kaldığı yerden devam etmek için fırsat kolladığını belirttiler. Cengiz Holding’in de Kazdağları’nda maden çalışmalarına hazırlandığını hatırlatan Yaşam Savunucuları; “Diğer yandan millete ettiği küfürle ve Artvin Cerattepe`de yaşattığı yıkımla hatırladığımız Cengiz Holding de, Halilağa Bakır madeni projesi ile Kazdağları`nın zaten tehdit altındaki ekosistemine yeni bir darbe vurmaya hazırlanıyor” dediler.
Yaşam Savunucuları yaptıkları açıklamada; “Kazdağları`mız, ormanlarımız, su kaynaklarımız, toprağımız uluslararası altın tekellerine satılmasın diye başlattığımız Kirazlı Balaban`daki yaşam nöbetimiz 384 gündür sürüyor. Yaklaşık 10 aydır ruhsatsız ve yasalara aykırı bir şekilde iş makineleri ve tel örgüleri ile Kazdağları`nı işgal eden Alamos Gold, kaldığı yerden devam etmek, ormanlarımızı katletmek, kar hırsı için su kaynaklarımızı siyanürle zehirlemek için fırsat kolluyor. Diğer yandan millete ettiği küfürle ve Artvin Cerattepe`de yaşattığı yıkımla hatırladığımız Cengiz Holding de, Halilağa Bakır madeni projesi ile Kazdağları`nın zaten tehdit altındaki ekosistemine yeni bir darbe vurmaya hazırlanıyor. Cengiz Holding bu projeyle, Muratlar, Hacıdervişler, Hacıbekirler, Osmaniye, Yanıklar ve Halilağa köylerinin ortasında, bir bölümü verimli tarım arazisi, bir bölümü ise ormanlık alan olan 603 hektarlık devasa bir alanda bakır madenciliği yapmak istiyor. Toplam ömrü 19 yıl olarak planlanan proje gerçekleşirse, Kazdağları`nın bu bölgesi büyük oranda ormansızlaşacak, bölge halkı kamulaştırmalarla tarlalarını kaybedecek, su kaynakları ağır kimyasallarla zehirlenecek. Sonu gelmeyen maden ve enerji projeleri yetmezmiş gibi, neredeyse her gün başka bir orman yangının yaşandığı bölgemizde artık tek bir ağacı bile kaybetmeye tahammülümüz kalmadı. Bu gidişe dur demek için herkesi, doğa savunusunu yaşamının bir parçası yapmaya ve yerli ya da yabancı gözü paradan başka bir şey görmeyen şirketlere karşı bir arada durmaya davet ediyoruz. Çünkü parça parça yok edilmek istenen kazdağlarımız, geleceğimizdir. İnanıyoruz ki birlikte mücadele ettiğimizde Kazdağları’mız kurtulacak, madenciler gidecek yaşam devam edecek. Dayanışmayla...” dediler. (Eren Aşnaz)