Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) “Kirazlı Madeni ve Ağaç Katliamı Raporu” ile bölgedeki son durumu, bugüne kadar neler yapıldığı, kaç ağaç kesildiği gibi tartışmaları konular ve ihmalleri içeren raporunda önemli bilgilere değindi. Uluslararası altın tekeli Alamos Gold’un yerli işbirlikçisi ve taşeron şirketi Doğu Biga Madencilik eliyle yapılan ağaç katliamı sosyal medyada, ulusal ve uluslararası medyada da yer bulurken, hem Çanakkale’den, hem de çevre il ve ilçelerden çevre örgütlerinin, odaların, meslek örgütlerinin, sendikaların ve duyarlı yurttaşların tepkileri ise giderek artıyor. Önceki gün (5 Ağustos) yapılan büyük Su ve Vicdan Buluşması ve yine aynı gün gece geç saatlere kadar sosyal medyanın en önemli gündem maddelerinin başında yer alması da bu tepkinin boyutunu gösteriyor. Cumhuriyet Halk Partisi tarafından hazırlanan “Kirazlı Madeni ve Ağaç Katliamı Raporu”nda altın madeni idari ve hukuki süreci ile ilgili bilgiler verildi. Raporda, “Kirazlı Altın ve Gümüş Madeni Ocağı projesi için ilk 3 Temmuz 2012 tarihli ve 2607 sayılı ‘ÇED Olumlu’ kararı alınmıştır. Bir sene sonrasında ise kapasite artışına gidilerek; Çevre ve Şehircilik Bakanlığından Kirazlı Altın ve Gümüş Madeni Kapasite Artışı ve Zenginleştirme projesi için 2 Ağustos 2013 tarihli ve 3117 sayılı ‘ÇED olumlu’ kararı alınmıştır. Kirazlı Altın ve Gümüş Madeni Kapasite Artışı ve Zenginleştirme projesi için verilen 2 Ağustos 2013 tarihli ve 3117 sayılı ‘ÇED olumlu’ kararı hakkında Çanakkale Belediye Başkanlığı tarafından dava açılmıştır. Çanakkale İdare Mahkemesi’nde görülen davada, 7 Şubat 2019’da davanın reddine karar verilmiştir. Çanakkale Belediyesi’nin temyiz talebi ise, Danıştay 6. Dairesi’nin 19 Haziran 2019 tarihli kararı ile reddedilmiştir. Nihai ÇED raporunda, Proje sahibi olarak gözüken Doğu Biga Madencilik, Meksika ve Türkiye’de faaliyetleri bulunan Kanadalı Alamos Gold Inc. (Alamos Gold) firmasının Türkiye’deki bağlı kuruluşu olarak faaliyet yürütmektedir” dendi.
ÇED raporunda ormanların güncel durumu dikkate alınmamış!
CHP tarafından hazırlanan raporda, 2018-2019 yılında yapılan ağaç kesimleri ile ilgili ÇED raporunun 2013 yılında hazırlandığına, 2013 yılındaki ÇED raporuna ise 2007 yılı verilerinin dayanak yapıldığına dikkat çekildi. Raporda, “ÇED Raporunda kesilecek ağaç sayılarının hesaplanması detaylı olarak açıklanmamıştır. Rapor üzerinde yapılan incelemede kesilen ağaç sayısı olarak 130 cm’deki çapı 8 cm’den fazla olan ağaçların verildiği düşünülmektedir. Oldukça geniş alanlar kaplayan 130 cm yüksekliğindeki çapı 8 cm’den küçük (gelişim çağındaki) ağaçların dikkate alınmadığı kanaati oluşmuştur. Halbuki resmi kurumlar tarafından ülkemizde dikilen fidan sayıları verilirken ağaçların ya da fidanların çaplarına bakılmamaktadır. Amenajman planı ve meşcere haritası 2007 tarihinde, ÇED Raporu ise 2013 yılında hazırlanmıştır. Aradaki 6 yıllık sürede oldukça hızlı büyüyen 130 cm yüksekliğindeki çapı 8 cm’den küçük (gelişim çağındaki) kızılçam ağaçlarının çaplarının 8 cm’nin üzerine çıkması mümkündür, ancak ÇED raporu hazırlanırken ormanların güncel durumu dikkate alınmamıştır” dendi.
“Madenci şirket, taahhüt ettiğinden daha fazla ağaç kesti!”
CHP raporunun “Ağaç Kesilen Alanlarla İlgili Değerlendirme” bölümünde, kesim yapılan alanın ÇED raporunda belirtilen kesim yapılacak alandan daha fazla olduğu, madenci şirketin taahhüt ettiğinden fazla ağaç keserek usulsüzlük yaptığı ifade edildi. Raporda, “Uydu görüntülerinden yapılan incelemede ÇED raporunda kesilmeyeceği belirtilen alanlardan da ağaç kesildiği belirlenmiştir. Yine uydu görüntülerinden ÇED alanı dışında da ağaç kesildiği ortaya konmuştur. ÇED Raporunda ağaç kesimi yapılacak alanın proje ünitelerinin izdüşümü 220,6 hektardır. 2 Temmuz 2019 tarihli uydu görüntüsünden kesildiği belirlenen alanların 2013 tarihli Google Earth üzerinde gösterildiği kesilen alanların güneyinde kalan 3 ha kadar bir alanın ağaçsız olduğu, diğer yerlerin yer yer boylu ağaçlarla kaplı olduğu, geniş bir alanda ise ağaçlandırma olduğu görülmektedir. Alanda ağaçlandırmaların olduğu eş yükselti eğrilerine paralel olarak yığılan diri örtü ve teraslardan anlaşılmaktadır. Maden sahasına ulaşım için yol yapılacağı için kesildiği düşünülen alan yaklaşık 11 ha kadardır. ÇED Raporunun 3-43 nolu sayfasında yeni yollar inşa edileceği yazılmıştır. Ancak bu yol yapımı için ağaç kesileceğinden söz edilmemiştir. Yol yapımı için kesildiği düşünülen alan ile birlikte 2 Temmuz 2019 tarihi itibarıyla kesilen orman alanı miktarının yaklaşık olarak 201 ha kadar olduğu hesaplanmıştır. Bu hesaplamada Açık Ocak Sahalarının yer aldığı proje sahasının kuzeybatısında yapılan kesimler gösterilmemiştir. Açık Ocak Sahalarının toplam alanı 57,68 ha kadardır. Kesimlerin yoğun olarak yapıldığı bölgedeki tesislerin izdüşüm alanı 162,92 ha’dır. Ancak uydu görüntüsü üzerinden yol için kesilen ve ağaçsız alanlar haricindeki 190 ha kadar bir alandaki neredeyse tüm ağaçların kesildiği görülmektedir. Böylece ÇED raporunda belirtilen alandan daha fazlasının kesildiği anlaşılmaktadır” denildi.
“Madencinin raporu Ormancılık terminolojisi ile örtüşmüyor”
Bölgede ne kadar ağacın kesildiği de ayrı bir tartışma konusuydu. CHP raporunda bu tartışmaya da değinildi. Ancak bu tartışmanın yanında CHP, raporun gerçekleri yansıtmayan bilgileri içerdiğine dikkat çekti. CHP raporunda, “ÇED Raporunda ÇED alanı içindeki ünitelerin kurulacakları alanlarda kesilmesi öngörülen toplam ağaç sayısının 45 bin 650 adet olduğu açıklanmaktadır. Ancak ÇED raporunda bu hesaplamalar detaylı olarak gösterilmemiştir. 613 ha kadar olan toplam ÇED alanındaki orman alanlarının ağaç türlerine ve kapalılıklarına dair kullanılan ifadeler, ormancılık terminolojisi ile de örtüşmemektedir. Çanakkale Orman İşletme Müdürlüğü tarafından hazırlanan raporda ÇED raporuna konu sahanın koordinatlarının işlendiği 1/25.000 ölçekli Meşcere Haritasının raporun ekinde olduğu açıklanmasına rağmen bu ek ÇED Raporunda yer almamaktadır. Bunun yerine ÇED Raporunu hazırlayan ENCON Firmasınca çizilen bir Meşcere Haritasına yer verilmiştir. Ancak bu meşcere haritasında bölme numaraları ile amenajman planının hazırlandığı tarih bilgileri yer almamaktadır. Bunlardan bölme numaraları ÇED’e konu alandaki orman alanlarındaki ağaç serveti ve artım hesaplamalarının yapılabilmesi için gereklidir. ÇED Raporunda sahadan kesilecek ağaçların servet ve artımları ile ilgili bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu değerlendirme yapılmadığı için örneğin ormanlarda depolanmış karbon stoklarının ve yıllık karbon birikimlerinin değerlendirmesi yapılamamaktadır. Benzer şekilde maden işletmesiyle neden olunan 220,6 ha’lık ormansızlaşmanın küresel ısınmaya katkısı da değerlendirilememektedir. Meşcere haritasının ve amenajman planının Orman Genel Müdürlüğünce düzenlenen Envanter Bilgi Sistemi (ENVANİS) tablolarında 2007 tarihli olduğu öğrenilmiştir. Buna göre ormanın durumu ile ilgili olarak 2006 yılında arazi çalışmaları yapılmıştır. Dava konusu alanın amenajman planı 2018 yılında yenilenmiştir. ÇED raporu ise 2013 tarihlidir. Dolayısıyla ÇED raporundaki ormanlarla ilgili veriler güncel durumu yansıtmamaktadır” denildi.
Raporda “Kaç ağaç kesildi?” tartışmasına da değinildi
Maden projesi kapsamında merkeze bağlı Kirazlı Köyü Balaban Mevkii’nde yapılan ağaç kesiminde, kesilen ağaçların sayısı da önemli bir tartışma konusu. Öyle ki “195 bin” ağaç kesildiği iddiaları ile bakanlık tarafından verilen “13 bin 400” rakamı arasındaki farkın yüksekliği kafa karıştırıyordu. CHP raporunda bu konuya da değinilerek, “ÇED Raporunda ağaç sayılarının hangi meşcere tipinden ne kadar alanın kesileceği bulunmamakta, toplam kesilecek ağaç sayısı ise 45 bin 650 olarak açıklanmaktadır. Ancak kesilen alanın büyük bir çoğunluğu Kızılçam (Çz) ve Karaçam (Çk) türleri ile gençleştirilmiş ya da ağaçlandırılmış tamamlama gerektiren başarılı gençlik alanlarıdır. Bu alanların 130 cm yükseklikteki çapları 8 cm’den düşük olduğu için hektardaki ağaç sayıları, ağaç servetleri ve artımları orman amenajman planlarında yer almamaktadır. ÇED Raporunda belirtilen kesilecek ağaç sayısının düşük olmasının nedeni 8 cm çapından küçük ağaçların sayısının verilmemesinden kaynaklanıyor. 2013 yılında hazırlanan ÇED raporunda, 2007 yılına ait verilen kullanılması, bu süre zarfında yetişen genç ağaçların, toplam sayıya dahil edilmemesine yöneliktir. Yapılan hesaplamalara göre, yaklaşık 150 bin adet genç ağacın kesimi, bu hile ile ÇED raporunda gösterilmemiştir. Ayrıca, ÇED raporunda gösterilmeyen alanlarda yapılan kesimler ile Maden sahasına erişim için açılan yol nedeniyle gerçekleşen ağaç kesimleri de aynı biçimde, kesilecek toplam ağaç sayısı hesaplamasına dahil edilmemiştir. Bu biçimde, yaklaşık 195000 civarı ağaç kesimi yapılmıştır” denildi.
“Sorumlu kurumlar; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü”
CHP raporunda “Sorumlu Kurumlar” başlıklı bölümde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü’nün bu süreç boyunca takındığı tutuma da değinilerek, bu iki kurumun bugünkü tablonun sorumluları olduğu ifade edildi. Raporda, “1.) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, gerekli özen ve titizliği göstermeden ÇED olumlu kararı vermiştir. Kirazlı Altın ve Gümüş Madeni Kapasite Artışı ve Zenginleştirme projesi için hazırlanan raporda, firma tarafından proje ile ilgili bağlantısı olmayan belgeler sunulmuştur. Nihai ÇED raporunu sağlıklı incelemeyen Bakanlık, ÇED Olumlu Kararı vererek yaşanan ağaç katliamına sebep olmuştur. 2013 yılında Bakanlığa sunulan ÇED raporunda, proje kapsamında kesilecek ağaç sayısıyla ilgili taahhüde dayanak olarak 2007 yılına ait Amenajman Planı ve Meşçere haritası kullanılmıştır. Bu durum, ‘genç ağaçlar’ olarak adlandırılan ağaçların sayılarının, toplam kesilecek ağaç sayısı içerisine dahil edilmemesine yönelik bir hile taşımaktadır. ÇED raporunda gösterilen alan dışında kalan, muhtemelen proje sahasına ulaşmak amacıyla açılan yolun yapımı sırasında ağaç kesimleri yapılmıştır. ÇED raporunda sahaya giden yol açılacağı belirtilmiş ancak yol yapımı nedeniyle ne kadar ağaç kesileceği belirtilmemiştir. ÇED sahası içindeki alanda, ÇED raporuna aykırı olarak yapılan kesim yapılan alanlar bulunmaktadır. ÇED Raporunun açıkça ihlaline karşı eylemsiz kalmıştır. ÇED raporunda yer alan taahhütlere aykırı yapılan eylemler hakkında cezai işlem yürütmemiş ya da bu konuda bir cezai işlem tesis etmiş ise de kamuoyu ile bu konuda bir paylaşımda bulunmamıştır. 2.) Orman Genel Müdürlüğü; Kamuoyunda yer alan haberlere, karşı resmi sosyal medya hesaplarında paylaşımda bulunmuştur. OGM, 195 bin yakın ağaç kesildi iddiasına karşılık 13 bin 400 olduğunu savunmuştur” dendi.
“Sorumlular hakkında hukuki süreçler başlatılmalı”
Raporun “Öneriler” bölümünde, “1.) İlgisinin hilesi sonucunda tesis edilen idari işlemler her zaman geri alınabilir. Yanlış ve yanıltıcı bilgi ve belgeler kullanılarak alınan ÇED Olumlu Kararı iptal edilmelidir. 2.) ÇED raporunda belirtilen saha dışarısında yapılan çalışmalar (yol çalışması) derhal durdurulmalı, sorumluları hakkında hukuki ve cezai süreçler işletilmelidir. 3.) ÇED raporunda belirtilen saha içerisinde, ÇED raporunda belirtilen kısımlar dışında yapılan ağaç kesimleri nedeniyle; sorumluları hakkında hukuki ve cezai süreçler başlatılmalıdır. 4.) ÇED raporunda, yanlış ve yanıltıcı belge kullanılması nedeniyle, sorumluları hakkında Belgede Sahtecilik Suçu kapsamında suç duyurusunda bulunulmalıdır. 5.) ÇED raporundaki taahhütlere aykırı davranılması nedeniyle, sorumluları hakkında hukuki ve cezai süreçler başlatılmalıdır. 6.) Görevlerinin gerektirdiği özen yükümlülüğünü yerine getirmeyen, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğü yetkilileri hakkında idari disiplin işlemi başlatılmalı ve suç duyurusunda bulunulmalıdır” denildi.
(Seçkin Sağlam)