"Çanakkale'ye kadar sıvılaşma özelliğini gösteren zeminler var"

1610

Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde oluşması beklenen depremin Marmara Bölgesi`nin tamamını etkileyebileceğini söyleyen Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Jeoloji Yüksek Mühendisi Engin Er, şöyle konuştu: "Güney Marmara`yı etkileyecek olan depremlerden biri de bütün Marmara Bölgesi`ni etkileyecek olan depremlerden bir tanesidir. O da Kuzey Anadolu fay hattının kuzey kolu olarak adlandırılan ve zaman zaman İstanbul depremi olarak yanlış isimlendirilen fay hattı üzerinde oluşabilecek bir depremdir. Yaklaşık 7-7.5 arasında olabilecek bir deprem. 7`nin üzerinde olacağı ve 7.5`e kadar çıkacağı değerlendiriliyor. Tarihsel dönemlere baktığımızda Marmara Denizi içinden geçen faylarda 1766-1509`da 7 ve 7.5 büyüklüğünde depremle olmuş ve oluşan depremler sadece Marmara Denizi etrafında değil Avusturya, İtalya gibi ülkelerde hissedilmiş depremlerdir. Bu depremlerin tekrarlama periyoduna baktığımız zaman 1999 depreminden sonra sismik boşluk olarak adlandırılan yerde oluşabilecek depremin büyüklüğü de yine 7.5 büyüklüğüne kadar varabileceği söylenebilir. Burada oluşacak olan bir depremin bütün Marmara Denizi`ne kıyısı olan il ve ilçelerde hissedilmesi beklenmektedir. Burada oluşacak olan deprem aynı zamanda tsunami etkisi de gösterebilecek bir depremdir. İzmir`de oluşan deprem aslında normal atımlı, normal fay olarak adlandırdığımız bir fay çeşididir. Marmara Denizi`ndeki fay, doğrultu atımlı fay olmasına rağmen, doğrultu atımlı faylarda heyelan beklenmez ama Marmara Denizi içerisinde bulunan gevşek zeminlerin bu depremle beraber hareket etmesi beklendiğinden ve bu kütle hareketi içerisinde oluşabilecek tsunaminin Bursa`nın Gemlik, Mudanya, Balıkesir`in kenar ilçelerini, Marmara Denizi`ne kıyısı bulunan bütün illerin kenarlarında etkisini göstermesi beklenen bir tsunami etkisi olacaktır. Dolayısıyla burada oluşabilecek bir deprem Güney Marmara`yı etkileyecek" dedi.

"Marmara`yı ve Güney Marmara`yı etkilemesi beklenmektedir"
Depreme karşı önlem alınmadığı takdirde doğal olayın doğal afete dönüştüğünü belirten Engin Er, şunları söyledi; "İzmir depremine 30 kilometre mesafede olan Seferihisar`da yıkım olmadı. Deniz kenarında olduğu için küçük çaplı tsunami yaşandı. Bayraklı ilçesi ise, depremin merkez üssüne 70 kilometre uzaklıkta olmasına rağmen burada yıkım ve can kaybı oldu. Aynı şekilde Bursa`ya ve Güney Marmara`ya baktığımız zaman, bazı zeminlerin depremi büyütme özelliği olduğunu görüyoruz. Tıpkı Bayraklı`da olduğu gibi. Bursa`nın Osmangazi, Yıldırım gibi ilçelerinde, buradan devam ettiğimizde Çanakkale`ye kadar sıvılaşma özelliğini gösteren zeminler var. Dolayısıyla depremin oluş yeri, depremden çıkan enerjinin büyüklüğü, bulunduğumuz yerin depremin odak merkezine uzaklığı, bulunduğumuz zeminin sıvılaşma özelliği gösterip göstermemesi gibi faktörler bir arada değerlendirildiğinde, bunların olumsuz olarak değerlendirdiğimiz zaman, doğal olayların doğal afetlere dönüşmesi beklenen bir olay haline gelmektedir. Özellikle Güney Marmara`yı ve Marmara Bölgesi`nin tamamını etkilemesi beklenen, devletin resmi kurumlarının açıkladığı, aktif, diri, canlı fay olarak adlandırdıkları, insanlara etkisi bakımından da katil fay olarak isimlendirilen bu üç fay hattı üzerinde oluşabilecek bir depremin Marmara`yı ve Güney Marmara`yı etkilemesi beklenmektedir."
(Haber Merkezi)
Paylaş