Çanakkaleli vekiller 'Partili Cumhurbaşkanı'nı değerlendirdi

935

 TBMM 26’incı dönem 3’üncü yasama yılı başladı. Yeni yasama yılı ile ilgili olarak AKP ve CHP Çanakkale Milletvekilleri görüşlerini gazetemiz Çanakkale OLAY’a değerlendirdiler. Milletvekillerinin gündeminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk kez partili Cumhurbaşkanı olarak açılış yapması yer aldı. Konuyla ilgili olarak CHP’li Milletvekilleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partili Cumhurbaşkanı olarak konuşmasının kuvvetler ayrılığını yıktığı eleştirisini yaparken, AKP’li Milletvekilleri ise halkın takdiri olarak değerlendirdi. Yeni yasama yılı açılışında partili Cumhurbaşkanı sıfatı ile konuşan Erdoğan için Milletin takdiri olduğunu ifade eden AKP Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan; “Muhalefet, hiçbir şey değişmemiş gibi 16 Nisan öncesindeki tartışmaları canlı tutmaya çalışıyor. Bu tutum, milletimizin tercihine de saygısızlık içeriyor. Beğenelim ya da beğenmeyelim 16 Nisan’da milletimiz iradesini ortaya koydu” açıklamasında bulunurken, CHP Milletvekili Erkek ise; “Biz her zaman şunu söylüyoruz, 16 Nisan Anayasa değişikliği ile şeklen yürürlüğe sokulan hükümler maalesef Türkiye’de kuvvetler ayrılığını yıktı” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partili olarak meclise gelmesinin ülkeye faydası olduğunu ifade eden AKP Milletvekili Gider;  “Biz, laik demokratik bir Hukuk Devletiyiz herkesin görevleri ve yetkileri imkanla sayılmıştır. Bu anlamda Cumhurbaşkanının partili olarak meclise gelmesinde hiçbir beis yok. Hatta fayda vardır” derken, CHP Milletvekili Öz; “Bir kişinin hem parti başkanı hem Cumhurbaşkanı olmasını kabul etmiyoruz. Bu ülkede, birlik beraberliği sağlamaz. Cumhurbaşkanının tarafsız konumda olması ve sadece Cumhurbaşkanı olarak görevini yapması gerekir” dedi. 

 
“Meclis ‘Gazi’ unvanını yeniden hak etti”
15 Temmuz darbe girişiminin ardından Meclis’in Gazi unvanını yeniden hak ettiğini ifade eden AKP Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan; “Gazi Meclisimiz, her daim Milli İradenin ve demokrasinin kalbinin attığı yer olarak yüce bir kurum olma vasfını ortaya koydu. 15 Temmuz’daki hain darbe girişiminde de ağır saldırılara maruz kalarak “Gazi Meclis” sıfatını ikinci kez hak etti. Yeni yasama yılında Meclisimizi çetin konular bekliyor. Ekonomiden hukuka, diplomasiden iç politikaya kadar çözüm bekleyen birçok konu gündemimizde yer alıyor. 15 Temmuz’daki hain darbe girişimi, Meclis’i bombalayarak Meclis’in kapısına kilit vurmayı amaçladı. Milletimizin eşsiz destansı mücadelesi darbecilerin amacına ulaşmasını engelledi. Darbeden hemen sonra hem Meclis olarak hem de hükümet olarak yeni darbelerin yaşanmaması için gerekli olan yasal değişiklikleri sağladık. Türkiye’nin bundan sonraki rotasının asla darbeler olamayacağını, sivilleşmenin her alanda sağlanması gerektiğini gösterdik. 16 Nisan’daki tarihi referandumda milletimizin ortaya koyduğu başarı da 15 Temmuz’ların tarihin çöp tenekesine atıldığını gösterdi. Milletimiz verdiği “evet” oylarıyla darbelere ve krizlere neden olan yönetim sistemini değiştirdi. Yeni yasama yılında parlamenterler olarak önümüzde duran en önemli gündem maddesi de bu referandumun gerekleri olacak” dedi. 
 
“2019 seçimlerinden sonra yeni bir yönetim sistemi ile yönetileceğiz”
2019 seçimlerinden sonra ülke olarak yeni bir yönetim sistemi ile yönetileceğini belirten Turan; “Bu sistemin gerektirdiği bir kısım uyum kanunlarının Meclis’te görüşülmesi gerekiyor. Muhalefet, hiçbir şey değişmemiş gibi 16 Nisan öncesindeki tartışmaları canlı tutmaya çalışıyor. Bu tutum, milletimizin tercihine de saygısızlık içeriyor. Beğenelim ya da beğenmeyelim 16 Nisan’da milletimiz iradesini ortaya koydu. Bize düşen de bu iradeye uygun davranarak gerekli yasal değişiklikleri yapmaktır. Uyum kanunlarının yanında ayrıca Meclis İçtüzüğü ile ilgili de kapsamlı bir değişikliğin yapılmasına ihtiyaç var. 1973 yılında hazırlanmış olan İçtüzük, yeni sistemin ihtiyaçlarına cevap vermiyor. AKP olarak murat ettiğimiz şey, muhalefetin de katkı sunmasıyla uyum kanunlarının Meclis’ten geçmesidir. “Meclis işlevsizleştiriliyor, Meclis çalıştırılmıyor” diye söylenen muhalefete, “buyurun hep beraber Meclis’i güçlendirelim” diye çağrıda bulunuyoruz. Bu çağrıya rağmen muhalefetin ayak sürümesi durumunda milletimiz için gerekli değişiklikleri tek başımıza yaparız. Bunu yapacak sayısal çoğunluğumuz mevcut. Coğrafyamız, çatışmaların ve savaşların eksik olmadığı bir yere dönüşmüş durumda. Türkiye, bölgesindeki istikrarsızlıklara karşın istikrarlı bir şekilde geleceğe yürüyor. Yeni yasama yılının bu istikrarı devam ettirmesini dilerim” dedi. 
 
“16 Nisan ile Kuvvetler Ayrılığı yok edildi”
16 Nisan Anayasa değişikliği sonrası kuvvetler ayrılığı ilkesinin yıkıldığını ifade eden CHP Milletvekili Muharrem Erkek; “Yeni yasama dönemimiz hayırlı olsun. İlk kez Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı aynı zamanda bir siyasi partinin Genel Başkanı olarak açılış konuşmasını gerçekleştirdi.  Biz her zaman şunu söylüyoruz; ‘16 Nisan Anayasa değişikliği ile şeklen yürürlüğe sokulan hükümler maalesef Türkiye’de kuvvetler ayrılığını yıktı.’ Anayasamız zaten yamalı bohçaya dönmüştü kötü bir Anayasaydı ama çok daha kötü bir Anaysa haline getirildi. Türkiye, Cumhuriyet Devleti iken Anayasal bir Cumhuriyet olabilir fakat Anayasal bir Hukuk Devleti değildir. Cumhurbaşkanı da 103’üncü madde de tarafsızlık yemini ettiği halde ve 103’üncü madde aynen durduğu halde bir siyasi partiye önce üye, sonra da Genel Başkan oldu. 16 Nisan Anayasa değişikliği ile ‘Siyasi partilerle seçilen Cumhurbaşkanı’nın üyeliği varsa ilişiği kesilir’ cümlesi çıkartıldı. Ama yalnızca bu cümle çıkartıldı. Anayasa 103’üncü madde uyarınca Milletin huzurunda, tarafsız kalacağına yemin ediyorsanız ve bu yemin metni değişmiyorsa, sizin bir siyasi partiye üye olmamanız, bir siyasi parti ile ilişiğinizin olmaması lazım. Cumhurbaşkanı sabah Milli Güvenlik Kurulunu topluyor, başkanlık yapıyor. Öğleden sonra partisinin Merkez Yönetim Kurulu nu topluyor, ona başkanlık yapıyor. Devletin bütün sırları aynı zaman da bir siyasi partinin de gündeminde. Onun için biz her zaman CHP olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’nın, devleti temsil ettiğini, 80 milyonu temsil ettiğini ve seksen milyonu kucaklaması gerektiğini özellikle vurguladık. 
 
“Cumhurbaşkanı tarafsız olmalı, 80 milyonu kucaklamalı”
Dün Meclisin açılışında Cumhurbaşkanı aynı zamanda bir siyasi partinin Genel Başkanı olarak da konuştuğunu vurgulayan Erkek; “Cumhurbaşkanı her söyleminde her fırsatta Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucu partisi olan ve ülkemize demokrasiyi getiren CHP’ye haksız, mesnetsiz, ağır ithamlarda bulunmak yerine yapıcı, birleştirici ve uzlaştırıcı olmalı. Bu yönde hareket etmeli. Tarafsız olmalı, 80 milyonu kucaklamalı. Yasama organına da müdahale etmemeli. Bu müdahalenin örneklerini çok gördük. Darbeyi Araştırma Komisyonu’nda da gördük, başka çalışmalarda yasama faaliyetlerinde de gördük. Cumhurbaşkanı siyasi parti genel başkanı olduğu anda. Siyasi partinin 316 üyesi olduğunu düşünürsek yürütmenin başı olarak aynı zamanda yasamanın da başı oluyor. Bu yüzden kuvvetler ayrılığı yıkıldı. Kuvvetler ayrılığının olmadığı bir toplumda anayasada demokrasiden bahsedilemez. O Yeni yasama döneminde olağan üstü bir haldeyiz ve Türkiye KHK’lar ile yönetiliyor. OHAL döneminde terörle hiçbir ilişkisi, bağı olmayan birçok gazeteci, akademisyen insanda aileleri ile birlikte ciddi mağduriyetlere sürüklendi. Cumhurbaşkanı ve AKP, OHAL’i bir fırsata çevirdi.  Artık OHAL tüm muhalefet herkese yöneldi. OHAL derhal kaldırılmalı ve Türkiye normalleşmeli. Yargıya ve Yasama organına müdahaleler son bulmalı ve önümüzdeki süreçte 2019 Yerel ve Genel seçimleri ile Cumhurbaşkanlığı seçimine giderken memleketimize, demokrasiye çağdaşlığa, çoğulcuğa, Hukuk Devleti’ne, Adalete inanan milyonlar bir araya gelip yeniden kuvvetler ayrılığı ile Adaleti tesis etmeli. Biz bunun için an muhalefet partisi olarak Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran ve Türkiye Cumhuriyeti’nde demokrasiyi tesisi eden parti olarak bunun sorumluluğu ile hareket ediyoruz. Çalışmalarımızı da bu kararlılıkla yürütüyoruz. Önümüzdeki seçimlerde inanıyorum ki bu tek adam rejimine, otoriter rejime karşı demokrasiye inanan herkes tavır koyacak ve bir uçurumda felakete doğru sürüklenen ülkemize de demokrasiye ve adalete inana herkesi ayağa kaldıracağız” dedi.  
 
“Başkanlık Sistemi’nin uyumluluk kanunlarını bu meclis çıkartacak”
Yeni dönemde Meclis’in üzerinde çok büyük görevler olduğunu ifade eden AKP Milletvekili Gider; “Türkiye’de Başkanlık Sistemi’nin uyumluluk kanunlarını bu meclis çıkartacak. Meclisin ne kadar aktif olduğunu da Başkanlık Sistemi ile bu meclis gösterecek. Güzel bir başlangıç yaptık. CHP’nin Cumhurbaşkanı’nın girişinde yağa kalkmaması kendi durumları ile alakalı bir konu ancak gönül isterdi ki onlarda devlete yeterli saygıyı göstersin. Cumhurbaşkanı’nın partili olması malumun ilanıdır. Cumhurbaşkanı partili olmasın, Cumhurbaşkanı’nın partisel fikri olmasın demek, Cumhurbaşkanı askerlerden, elitlerden seçilsin demektir. Bunu da Türkiye Cumhuriyeti Devleti hak etmiyor. Biz, laik demokratik bir Hukuk Devletiyiz herkesin görevleri ve yetkileri imkanla sayılmıştır. Bu anlamda Cumhurbaşkanı’nın partili olarak meclise gelmesinde hiçbir veis yok. Hatta fayda vardır. Daha samimi ve daha net bir tavırdır diye düşünüyorum” dedi.  
 
 “CHP olarak ülkenin menfaati için çalışmaya devam edeceğiz”
CHP Grubu olarak, vatandaşların ve ülkenin menfaatine olacak şekilde çalışmalarını yürüteceklerini belirten CHP Milletvekili Öz;  “CHP olarak da bilindiği gibi geçtiğimiz yaz başında Türkiye’de Adaletsizliklerin, haksızlıkların, Hukuksuzlukların yaşandığı sürece dair bir Adalet Yürüyüşü, Adalet Mitingi sonrasında da Çanakkale’de bir Adalet Kurultayı gerçekleştirmiştik. Bu haklı çıkışı, Türkiye’de ki adaletsizliklerin son bulması adına, demokrasiyi, hukuku, adaleti sağlayıncaya kadar bu yeni yasama yılında da mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Bununla birlikte CHP’nin seçim bildirgesinde olan, vatandaşlarımızın, çiftçilerimizin, emeklilerimizin, esnafımızın, sanayicimizin ekonomik yönden düzlüğe çıkması için kanun tekliflerimizi vermiştik. Onların takipçisi olamaya devam edeceğiz. Dış politikada ülkenin Ortadoğuya bakışının ‘CHP’nin Yurtta Sulh, Cihanda Sulh’ ilkesi ile çağrılarımızı ve politikalarımızı sürdüreceğiz.   Kısaca CHP sadece eleştiren muhalefet anlayışı ile değil, ön gören, yol gösteren, projeler üreten bir anlayışla muhalefetini sürdürmeye devam edecek” dedi. 
 
“Cumhurbaşkanı tarafsızlığını yitirmiş oldu”
CHP proje üreten, ön gören bir muhalefet anlayışı ile yeni yasama yılını sürdüreceğinin altını çizen Öz; “Bir kişinin hem parti başkanı, hem Cumhurbaşkanı olmasını kabul etmiyoruz. Bu, ülkede birlik beraberliği sağlamaz. Cumhurbaşkanı’nın tarafsız konumda olması ve sadece Cumhurbaşkanı olarak görevini yapması gerekir. Ancak 16 Nisan’da meşru olarak kabul etmediğimiz bir Ana Yasa değişiklik referandumunda maalesef böyle bir madde de geçmiş oldu. Cumhurbaşkanı buna istinaden çift başlıkla görevini yürütüyor. Dolayısı ile Cumhurbaşkanı olarak görev yapması bir siyasi partinin başında olmamasını söylüyoruz. Bu kutuplaşma yaratır. Ülkemizin birlik, beraberline zarar verir. Bunu da açıkçası maalesef Erdoğan’ın söylemlerinde görüyoruz. Ne yazık ki Cumhurbaşkanı olduğunu unutup, CHP ile ilgili hoş olmayan eleştirileri yapabiliyor. Dolayısı ile tarafsızlığını yitirmiş oluyor. Dediğim gibi ülkemizin birlik ve berberliğine millet olarak zarar vereceğini söyledik ve öylede düşünüyoruz” dedi. 
(Eren Aşnaz)
Paylaş