Çanakkale'de Onur Haftası yasağına dava

384
Onur Haftası nedeni ile Çanakkale`de düzenlenecek etkinliklere yönelik, Çanakkale Valiliği`nin yasaklama kararına karşı dava açıldı. Yürüyüş de dahil olmak bir dizi program ile kutlanması planlanan "Onur Haftası" etkinlikleri 11 Haziran tarihinde Çanakkale Valiliği tarafından yasaklandı. Valilik "İlimizde 13-17 Haziran 2022 tarihlerinde düzenleneceği belirtilen ve sosyal medya aracılığıyla da duyurulan etkinlik, toplantı ve yürüyüşe Valiliğimizce izin verilmemiştir. Kamuoyuna saygı ile duyurulur" açıklaması ile yasağı duyururken, valilik kararı ile ilgili yürütmenin durdurulması ve kararın iptali ile ilgili Çanakkale İdare Mahkemesi`ne Çanakkale LGBTİ inisiyatifi MUAF, Çanakkale Feminist Dayanışma ve Çanakkale Halkevi tarafından dava açıldı. 
 
"Karar hukuka aykırıdır"
Çanakkale İdare Mahkemesi`ne yapılan başvuruda, valiliğin yasaklama kararının demokratik hukuk devleti ve toplum düzeni tarafından kabul edilemeyecek düzeyde bulunduğu, hukuka ve eşitlik ilkesine aykırı olduğu ifade edilerek, "İdare sahip olduğu takdir yetkisini aşarak hukuka aykırı bir şekilde kullanmıştır. Valilik takdir yetkisini kullanırken eşitlik ilkesine aykırı davranmış, açıkça ayrımcı saiklerle hareket etmiştir" denildi,
 
"Onur Haftası yasak, silahlı toplanma serbest mi?"
Yasaklama kararının sadece Onur Haftası etkinliklerini kapsadığı ifade edilen dava başvurusunda, sosyal medya üzerinden aynı gün ve aynı saatte, yürüyüş alanında silahla toplanma, öldürme, kan dökme çağrıları yapıldığı, bu sosyal medya kampanyasının bir linç kampanyasına dönüştüğü belirtildi. Dava dilekçesinde, "Açıkça silahlar ve sopalarla sokağa çıkacağını, Onur Yürüyüşüne saldıracağını, katliam yapacağını, öldürmeye geleceğini ilan eden kişi ve grupların toplanmasına yönelik hiç bir yasaklama kararı alınmazken, sadece Onur Haftası etkinliğinin yasaklanması doğrudan kamu güvenliğini korumayı değil, LGBTİ+ ların ifade özgürlüğünü engellemeye yöneliktir" denildi. 
 
"Yasaklama kararı, cemaat ve tarikatlar esas alınarak verildi"
Valilik kararının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi`ne de aykırı olduğu ifade edilerek, kararın cemaat ve tarikatlar esas alınarak verildiği vurgulandı. "Çanakkale halkının yaşam ve düşünce şekline de aykırı" olduğu ifade edilen kararla ilgili "Dinci saiklerle hareket eden cemaat ve tarikatlar esas alınarak verilmiş olan bu yasaklama kararı, ayrımcı ve nefret suçu teşkil eden bir karar niteliğini taşımakla birlikte `Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti` olarak belirtilen Cumhuriyetin nitelikleri ile bağdaşmamaktadır" denildi.
(Seçkin Sağlam) 
Paylaş