Çanakkale topyekün bir saldırı hedefinde

Biga İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Hamit Palabıyık’ın “Çanakkale’de değişim direncinin nedenleri” başlıklı yazısındaki Çanakkaleliler ile ilgili sarf ettiği sözler tepki topluyor. Palabıyık’ın sözleri bütün kesimlerin eleştirilerine maruz kalırken, Fatih Camiisi’ndeki imamın ‘Çanakkaleliler yarı açık giyiniyor, bunlar cehennemlik’ şeklindeki sözleri ise barışın kenti Çanakkale’ye yapılan saldırının bir göstergesi olarak nitelendirildi.

1007
Pişkinliğin böylesi görülmedi; Konuştukça batıyor
Biga İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Hamit Palabıyık “Çanakkale’de değişim direncinin nedenleri” başlıklı yazısında Çanakkalelilere yaptığı hakaretler sonrasında Çanakkalelilerin yoğun tepkisine rağmen özür dilemek yerine bir garip açıklama ile kendisini savunmayı sürdürdü.
 
Hamit Palabık’ın Çanakkalelileri “Çocuk yapma sorunları var, tembel, gelişmenin karşısında, sabahlara kadar içki içen, işlerini savsaklayan, aylak aylak dolaşan, gazetelerde barlarda, sokaklarda gürültü çıkaran kişiler olarak yaftaladığı yazısına tepkiler çığ gibi büyürken “Attığım taş suyu bulandırmış olmalı ki ses geldi…” şeklinde kendisini savunması ortamı gererken, “pişkinliğin böylesi görülmedi” noktasında yeni tepkileri de beraberinde getirdi. Hamit Palabıyık bir garip savunma ile yazdıklarını unutturmak ve sanki böylesi ifadeler kullanmamışçasına yerel basında ve ulusal basında hakkında çıkan haberler için “İster istemez tanınmamı sağlamıştır” dedi.
 
Yazısında Çanakkalelileri tembel, gelişmenin karşısında, sabahlara kadar içki içen, işlerini savsaklayan, aylak aylak dolaşan, gazetelerde barlarda, sokaklarda gürültü çıkaran kişiler olarak değerlendiren Palabıyık’a seslenen siyasetçiler, belediye başkanları ile sendika temsilcileri bir profesöre yakışmayan yaklaşım tarzı sergileyen Palabıyık’ın asıl görevinin bilim üretmesi gerektiğini ve AKP’nin silahşoru gibi propaganda yapmaması gerektiğini ifade ettiler. CHP Çanakkale Milletvekilleri Serdar Soydan ile Ali Sarıbaş, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Kepez Belediye Başkanı Ömer Faruk Mutan, CHP İl Başkanı Hamza Karagöz ile Eğitim İş Çanakkale Şube Başkanı Ahmet Bozdemir, Çanakkalelileri eleştiren Palabıyık’a sert tepki gösterdi.
 
Onca hakaretten sonra pişkinliğin böylesi
Hamit Palabıyık bir garip savunma ile yazdıklarını unutturmak ve sanki böylesi ifadeler kullanmamışçasına yerel basında ve ulusal basında hakkında çıkan haberler için “ister istemez tanınmamı sağlamıştır” dedi. Prof. Dr. Hamit Palabıyık’ın açıklamasında Çanakkaleliler için yazdıklarını sanki yazmamış gibi; özür dilemek yerine kendisini savunmayı sürdürdü. Konuştukça batan bir ruh hali ile Palabıyık şunları kaydetti: “Sözkonusu yazımdaki tespitler somut ve anlaşılabilirdir. Bir Çanakkaleli ve 20 yıllık bir akademisyen olarak yazımda, Çanakkale’de değişimin kaçınılmazlığını; Çanakkalelilerin refah ve mutluluğu için değişimin motorunun da Üniversite olması gerektiğini; ancak, buna karşı küçük bir azınlığın bilinçli karşı çıkışının şimdiye kadar yerel siyasette karşılık bulduğunu ifade ettim. Adıgeçen gazetenin konuyu “modern yaşama müdahale, nefret söylemi, yaftalamak, küçümsemek, bölücülük yapmak” şeklinde haber yapması başta kişilik haklarıma, basın etik kurallarına, neticede insanlığa ve hukuka aykırıdır. Neyse, attığım taş suyu bulandırmış olmalı ki ses geldi…”
 
 
“Çanakkale halkı ötekileştirilmek istenmektedir”
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Çevre Komisyonu Grup Sözcüsü ve CHP Çanakkale Milletvekili Serdar Soydan, Prof. Dr. Hamit Palabıyık’ın köşe yazısıyla Çanakkale halkını ötekileştirmek istediğini söyledi. Soydan; “Kentimiz bir süredir Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İktisat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hamit Palabıyık’ın yazısını tartışıyor. Hakaretlere varan, Çanakkale’nin hak etmediği söylemleri, yine kurumuna ve makamına yakıştıramadığımız bir kişiden duymak tüm Çanakkale halkı gibi bizleri de derinden üzmüştür. Ancak bizler bu tür söylemlere yabancı değiliz. 10 yıllık AKP iktidarı döneminde bu tür çıkışlara, kafalarının arkasındakini zaman zaman açığa çıkaranlara alıştık. Maalesef artık bu ülkede üniversite hocaları bile insanları dışlayan, ötekileştiren, yok sayan, demokrasiye ve özgürlüklere karşı açıklama yapmakta sakınca görmemektedirler. Son yapılan açıklamalar, yazılan köşe yazıları bu art niyetli düşüncelerin açığa nasıl çıktığını bize göstermektedir. Palabıyık’ın yazısı ile Çanakkale halkı ötekileştirilmek istenmektedir. Çanakkale halkına karşı yapılan bu saygısızlık ilk kez karşılaştığımız bir durum değildir” dedi.
 
İmamdan şok sözler “Çanakkaleliler cehennemlik”
Fatih Camii’nde imamın ‘Çanakkaleliler yarı açık giyiniyor, bunlar cehennemlik’ demesine de tepki gösteren Soydan; “Aslında fotoğrafa biraz geniş bir pencereden bakmak lazım. Hafızalarımızı çok da zorlamadan anlayabileceğimiz bir açıklamadır bu. Bir başbakan çıkıp, üniversite şenliklerinde alkol alınmasına karşı çıkıyorsa, kimlerin tutuklanacağına, kimlerin serbest bırakılacağına karışıyorsa, kadınların nasıl ve ne kadar doğum yapacağına karışıyorsa bu açıklama daha anlaşılabilir oluyor. Bu kentte Fatih Camii’nin imamı çıkıp, ‘Çanakkaleliler yarı açık giyiniyor, bunlar cehennemlik’ diyebiliyorsa ÇOMÜ’lü dekanın açıklaması daha da anlaşılabilir oluyor. Aslında tüm bunlar bu ülkede özgürlüklerin hangi düzeyde olduğunun, önümüzdeki süreçte ne durumda olacağının da bir göstergesidir. Üniversitenin rektörü ulusal yayın organlarına ‘bilirkişi’ edasıyla çıkıp, neredeyse AKP’nin sözcüsü gibi davranıyorsa kendine bağlı dekanın bunları söylemesi de normaldir” diye konuştu.
 
“Çanakkale bu tür zihniyetlere haddini bildirir”
“İşte bu ve benzeri açıklamalar, ileri demokrasinin geldiği noktayı göstermektedir” diyen Soydan; “İşte bunlar, ülkenin getirilmek istendiği yerin başlangıcı olan söylemlerdir. AKP iktidarı ile geldiğimiz 10 yılın envanteridir bunlar. Bunlar kafalarının arkasındaki gerici düşünceyi şimdi kendilerine açılan yayın organlarında dile getirmektedirler. Ancak Çanakkale, bu tür gerici düşüncelere kapalı bir kenttir. Çanakkale çağdaş Türkiye’nin aydınlık yüzü, sosyal demokrasinin kalesidir. Özgürlüklerin ve barışın kenti olma noktasında ilerleyen ve bunu kurumsal bir yapı durumuna getiren Çanakkale, bu tür zihniyetlere de bu zihniyetteki insanlara izin vermeyeceği gibi haddini de bildirecek kentsel bir birikime ve güce sahiptir” şeklinde konuştu.
 
 
Sarıbaş; “Savcılık soruşturma açarak gereğini yerine getirmeli”
Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Çanakkalelilere hakaret eden Palabıyık’a soruşturma açarak gereğini yerine getirmesi gerektiğini kaydeden CHP Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş; “Çanakkale halkı, barış içerisinde yaşayan çalışkan, çağdaş ve demokrat bir yapıya sahiptir. Çanakkale barış ve huzur içerisinde yaşayan bir kenttir. Palabıyık, herhalde meşhur olmak istiyor. Rektörün görevlerini üstlenerek bir yerlere mesaj vermeye çalışıyor. Bilim adamına yakışmayan sözlerdir bunlar. Hangi verilere dayanarak bunları söylüyor onu da anlamış değilim. Eğer Çanakkale’yi beğenmiyor ve sevmiyorsa, Çanakkale’de niye görev yapıyor? Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’ni bırakabilir. Derhal istifa edip gidebilir, kimse onu zorla üniversite de tutmuyor. Bu açıklamalarından dolayı da derhal özür dilemelidir. Ayrıca Çanakkale Cumhuriyet Savcılığı da bu konuda derhal bir soruşturma açmalı ve gereğini yerine getirmelidir” şeklinde konuştu.
 
“İki yüzlülüğün gereği yok”
Sarıbaş sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Hiçbir sorun olmayan Çanakkale’de insanların özgür ve barış içerisinde yaşamasını beğenmiyorsa, bu kentten derhal ayrılabilir. Hava kirliliğinin çok olduğu kentlerde yaşamasına devam edebilir. İki yüzlülüğünde gereği yok. Çanakkale’ye gelmeden önce İzmir’de büyükşehir belediyesinde beraber çalıştığı bir CHP’li belediyeyi överken, buradaki görev süresinde ‘Dün dündür bugün bugündür’ anlayışı içerisinde bir yerlere yaranmak istiyorsa, onu da çok açık bir şekilde deklere edebilir. Ama üniversitede bilim adamıysa, görevini yerine getirmelidir. Dünyadaki herkesin yaşamak için özlemini çektiği Çanakkale’de bulunan vatandaşlara hakaret eden bilim adamını bu sözler nedeniyle kınıyorum. Beğenmiyorsa, çekip gidebilir. Bilim adamı yanlış bir yol izlemektedir. Dünya standartlarında çalışmalarını yapsın.”
 
 
Gökhan; “Kentte Palabıyık gibi insanlara yer yok”
Çanakkalelileri eleştiren Palabıyık’a en sert tepkiyi ise Belediye Başkanı Ülgür Gökhan verdi. Her platformda Çanakkalelileri ve Çanakkale’yi savunan Başkan Gökhan, insanların özgürce yaşamını sürdürdüğü Çanakkale’de Palabıyık gibi insanlara yer olmadığını söyledi. Gökhan; “Kıskanmasın. Eğer kıskanıyorsa, kıskanmasın gelsin oda katılsın bu kentin güzelliklerine. Bu kent güzellikler kentidir. Ayyaşlar kenti falan değil, özgür insanların kenti burası. İnsanlar özgürce Çanakkale’de hayatlarını yaşıyor. Ancak, bu kentte Palabıyık gibi insanlara yer yok. Bu tip insanlar pek barınamıyorlar ve topluma aykırı kalıyorlar. Kimse toplumu, kendine dönüştürmeye çalışmasın. Çanakkale toplumu yolunu bulmuştur ve yıllardan beri de o yol da gitmektedir. Bu yolda barış ve özgürlük yoludur. Öyle de olmaya devam edecektir. Boşuna anlamsız eleştirilerde bulunmasın” dedi.
 
 
Mutan; “Üniversite yerel iktidarın kavgasını veriyor”
Palabıyık’ın kent ile ilgili eleştirilerine farklı bir pencereden yaklaşan Kepez Belediye Başkanı Ömer Faruk Mutan, bu tip saldırıları AKP’nin Çanakkale’yi ele geçirme politikası olarak nitelendirdi. Son bir yıl içerisinde üniversite yönetiminin yerelde Çanakkale’yi ele geçirmek için politika sürdüğünü ifade eden Başkan Mutan; “Bir seçkin kümesi, bir Çanakkale’nin elitleri ve onun oluşturmuş olduğu bir akılla yönetiliyor. Sanıyorum, yerel iktidara dönük yeni bir seçkinci küme harekete geçmiş. Bunun adı da üniversitedir. Bu kenti biz yönetmek istiyoruz, bu kentin seçkincileri ayrıcalıklı kümesi yöneticileri biz olmak istiyoruz gibi bir yerel iktidarın kavgası veriliyor. Bunu üniversite mi yapmalı yoksa bir siyasi iktidar mı yapmalı bu da bir soru işareti. Burada üslup çok önemli. Çanakkale’de çatışma ortamının yaratılmasında üniversitenin bir görevi olmamalı. Yani yerel yönetimlere bu kadar yüklenmenin, maksadı aşan bir takım noktalara gitmenin bir anlamı yok. Bunu üniversite değil de AKP yapmalı. Üniversite bir iktidar özlemi ile bunları yapıyor gibi geliyor. Yani üniversite bu kenti ben yönetmek istiyorum bu kentin yöneticisi ben olacağım gibi kendi sarayını mı kurmaya çalışıyor? Oradan yönetmeye mi kalkacaklar bilemiyorum. Üniversite, son bir yıldır böyle bir çatışma, itiş ve kakış içerisinde. Yereli ele geçirme çabası gibi geliyor.”
 
 
Karagöz; “Çanakkale halkından özür dilemeli”
Bir bilim adamına yakışmayan sözler nedeniyle Palabıyık’ı Çanakkale halkından özür dilemeye davet eden CHP İl Başkanı Hamza Karagöz; “Çanakkale barışın kentidir. Tarihsel ve kültürel birikimi ile Çanakkale halkının hem bağımsızlığına ne kadar düşkün olduğunu, hem üretimdeki başarısını bir bilim adamı göremiyorsa, denecek bir şey yok. Palabıyık, Çanakkale halkından bir an önce özür dilemeli. Ya da bu verilerini bilimsel olarak açıklamalı. Bu sözler hem üniversiteye hem de bir bilim adamına yakışmıyor” şeklinde konuştu.
 
 
Bozdemir; “AKP hükümetinin silahşorluğunu yapmasınlar”
Çanakkalelilerin yaşam şekline müdahale eden Palabıyık’a tepki gösteren Eğitim İş Çanakkale Şube Başkanı Ahmet Bozdemir; “Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve devrimlerini özümsemiş Çanakkale halkı, emperyalizme karşı direnişin adı olmuştur. Çanakkale halkını eleştiren o şahıs, geçmiş tarihe bakarsa Çanakkalelilerin aylak aylak gezmediğini fark eder. Hem geçmişimizde hem de bugünümüzde Çanakkale halkının ulusal duyarlılığını herhalde görmezden gelmek istiyor. Çünkü, Çanakkale halkı Cumhuriyetin kazanımlarını ve Atatürk devrimlerini aydınlığını özümsemiş insanlardan oluşmaktadır. Çevremde Palabıyık’ın söylediği gibi insanlara rastlamadım. Çanakkale halkına böyle bir yakıştırmanın yapılmasını çok yakışıksız buluyorum. Bu kabullenilir bir yaklaşım değildir. Beyefendi o zaman çıkacak isim isim şurada şunlar var diyecek. Bu şekilde tüm Çanakkale halkını ya da genelleme yaparak Çanakkale’nin yaşam şeklinde müdahale etmesin. AKP hükümetinin de silahşorluğunu de yapmasınlar. Bir profesöre yakışmayan açıklamadır. Bunlar bilim adamı olmalı ve bilim üretmelidir. Bilimsel çalışmalarıyla gündeme gelmeli. Yoksa kamuoyunda polemik yaratarak gündeme gelmeleri üniversitelerin şu an ki içine düştüğü bir durumun göstergesidir diye düşünüyorum” dedi.
Paylaş