Çanakkale mitinge kilitlendi...

Çanakkale’de “Padişahın Rektörü, Rektörün prensleri Çanakkale’ye sökmez” sloganı gerçekleştirilecek olan miting öncesi ÇOMÜ Rektörü Sedat Laçiner’e tepki yağıyor. Üniversitede yaşanılanlardan dolayı tepki gösteren Türkiye Komünist Partisi Çanakkale İl Örgütü, Eğitim Sen Çanakkale Şubesi ve ÇOMÜ Kolektif yaptığı açıklamalarla mitinge katılacaklarını ve halk ile birlikte Rektör Laçiner’i istifaya davet edeceklerini kamuoyuna bildirdi.

1396
“Skandala isyan ediyoruz”
Türkiye Komünist Partisi Çanakkale İl Örgütü yapmış olduğu yazılı açıklamada “Bir akademisyenin ölümüyle sonuçlanan skandala isyan ediyoruz! ÇOMÜ Rektörlüğü derhal görevinden alınmalı ya da istifa etmelidir. Akademiye, işçilere, öğrencilere, Çanakkale’ye yönelik baskı, karalama gibi uygulamalara derhal son verilmelidir” diyerek; memleketine ve kentine sahip çıkan bütün Çanakka-lelileri konuyla ilgili Cumartesi günü 13’te Salı Pazarı’nda başlayacak yürüyüş ve basın açıklamasına katılmaya çağırıyoruz” dedi.
 
“Çanakkale’nin vicdanı ayna tutuyor”
Eğitim-Sen Çanakkale Şube Sekreteri Hülya Okkalı, ÇOMÜ Rektörü Sedat Laçiner’in istifaya davet edileceği mitinge katılacaklarını söyledi. Eğitim-Sen olarak Cumartesi günü saat 13.00 de başlayacak olan mitingde yer alıp ÇOMÜ Rektörü Sedat Laçiner’e halk ile birlikte tepki vereceklerini belirten Okkalı; “Bu kadar insani ve doğal bir işe destek vermeyenlerin uzun uzun düşünmesi gerekmektedir. Çanakkale Eğitim Sen olarak sorgulayıcı akıl, bilim ve emeğin yol göstericiliğini esas aldığımız için 29 Aralık 2012’de saat 13.00’da Eski Salı Pazarında olacağız. Bütün üye ve dostlarımızı davet bilimin yol göstericilinde, inadına emek ve barış demeye davet ediyoruz” dedi.
 
Bir tepki de ÇOMÜ Kolektif’den
“Padişahın Rektörü, Rektörün prensleri Çanakkale’ye sökmez” mitingine katılım çağrısı yapan ÇOMÜ Kolektif yazılı bir açıklama yaparak gelişmeleri değerlendirdi. Çanakkale’de uzun süreden beri tepkilerin odağı olan Rektör Laçiner’e karşı halkın tepkisinin sokaklara taşınacağını ifade eden ÇOMÜ Kolektif yetkilileri; “Çanakkale’de, Sedat Laçiner dönemi boyunca ÇOMÜ’ de yaşananlar, işten atmalar, piyasalaştırmalar yüzünden halkta, öğrencilerde oluşan tepki, Yrd. Doç. Dr. Güran Yahyaoğlu’nun ölümüyle beraber sokaklara taşıyor. Cumartesi günü, Sedat Laçiner’e, YÖK’e, YÖK yasa tasarısına tepki göstermek, her yer ODTÜ her yer direniş demek için Salı pazarından cumhuriyet meydanına yapılacak yürüyüş, ÇOMÜ’ nün Çanakkale’nin, Çanakkale’deki akademisyenlerin gerçek cevabı olacak” dedi.
 
 
“Padişahın Rektörü, Rektörün prensleri Çanakkale’ye sökmez” sloganı ile düzenlenen miting için Çanakkale’deki duyarlılık artıyor. Son olarak öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Güran Yahyaoğlu’nun yaşamını yitirmesiyle ortaya çıkan gerçekler bardağı taşıran son damla oldu. Türkiye Komünist Partisi Çanakkale İl Örgütü ÇOMÜ’de yaşanılanlara kayıtsız kalınamayacağını belirterek ”Kemik iliği kanseri nedeniyle tedavi görürken müstafi sayılarak işine son verilen akademisyen Yrd. Doç. Dr. Güran Yahyaoğlu’nun yaşamını yitirmesiyle Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’ndeki baskı, yıldırma, karalama politikalarının acı sonuçlarına bir yenisi daha eklendi” dedi. Bu acı sonucun, AKP’nin İkinci Cumhuriyeti’nin hukuk tanımaz, piyasacı, gerici, baskıcı politikalarının kentimize yönelik bir yansıması olduğunu belirten TKP Çanakkale İl Örgütü, “Rektör Sedat Laçiner, AKP İl Başkanı’ndan daha yetkili görünmekte, söz ve eylemleriyle AKP amigolarına taş çıkartmakta, Başbakan Erdoğan’ın Çanakkale şubesi gibi davranmaktan gocunmamaktadır” değerlendirmesi yaptı.
 
AKP’nin Truva atı
TKP Çanakkale İl Örgütü tarafından yapılan yazılı açıklamada; ”Bu acı sonuç, ‘AKP’nin Truva atı’ gibi kullanılmaya çalışılan ÇOMÜ’de akademisyenlere, işçilere, öğrencilere ve bir bütün halinde Çanakkale’ye dönük “biat ettirme” çabasının bir ürünüdür. Sedat Laçiner ve ÇOMÜ yönetimi, tıpkı Başbakan Erdoğan gibi kendisine biat edilmesi için her şeyi yapabilecek durumda olduğunu her fırsatta göstermektedir” ifadelerine yer verilirken devamında şunlar kaydedildi: “Bu acı sonuç, yeni YÖK yasa taslağında akademisyenlerin iş güvencesinin ortadan kaldırılmasını, akademisyenleri performansa bağlı çalışmaya, yani düpedüz köleliğe itmeye çalışanların politikalarını hatırlatmaktadır. Bu acı sonuç, bir başka ölümü, ÇOMÜ’de eşinin işten atılmasıyla kalp krizi geçirerek yaşamını yitiren gazeteci Mustafa Sezek’i akla getirmektedir. Bu acı sonuç, bir zincirin son halkasıdır. ÇOMÜ Rektörlüğü, hak edenlere kadro vermemekte, bazı kişiler dışındakileri görüşmeye kabul etmemekte, yıldırma amaçlı gizli tanıklarla soruşturmalar açmakta, keyfi cezalar kesmekte, sürgünlere başvurmakta, işçi düşmanlığı yaparak özellikle taşeron işçilerin lehine olan mahkeme kararlarını fiilen uygulamamakta, yandaş medyası, dekanı aracılığıyla kentimize demediğini bırakmamaktadır. Bir kanser hastası akademisyene reva görülenler ve ardından gelen ölüm, işte bu zincirin isyan ettiren son halkası olmuştur. Bu acı sonuç, AKP Türkiyesi’ndeki karanlığın gölgesini Çanakkale üzerine düşürmesi çabasının son ürünü olmuştur. Bu acı sonuç, akla, ahlaka, vicdana sahip herkesin isyan etmesi gereken bir skandaldır.”
 
 
“Çanakkale’nin vicdanı ayna tutuyor...”
Eğitim Sen Çanakkale Şube Sekreteri Hülya Okkalı, ÇOMÜ Rektörü Sedat Laçiner’in istifaya davet edileceği mitinge katılacaklarını söyledi. Eğitim-Sen olarak Cumartesi günü saat 13.00 de başlayacak olan mitingde yer alıp ÇOMÜ Rektörü Sedat Laçiner’e halk ile birlikte tepki vereceklerini belirten Okkalı; “Eğitim ve bilim Emekçileri Sendikası (EĞİTİM SEN) olarak ülkemizde verdiğimiz emek ve demokrasi mücadelesinde sorgulayıcı akıl ve bilimin yol göstericiliğini esas alıyoruz. Bu Çabamızı Çanakkale’de de yürütmeye çalışıyoruz. Bununla birlikte Çanakkale emek ve demokrasi örgütlerinden aldığımız bir çağrı bizi onurlandırdı ve umutlandırdı. Bu çağrı sonrasında emek ve demokrasi mücadelesinin Çanakkale’de dahi büyük bir coşku ile yürütülebileceğine karar verdik. Eğitim Sen olarak genelde YÖK ve özelde Çanakkale Onsakiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) izlediğimiz ve değerlendirdiğimiz kurumlardır. YÖK ve ÇOMÜ’de yaşanan olayları defalarca kamuoyu ile paylaştık ve hatta kamuoyunun ilgisizliğinden yakındık. Çağdaş Gazeteciler Derneği, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), İnsan Hakları Derneği (İHD), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Tabip Odası, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Üniversite Konseyleri Derneği (ÜKD) Çanakkale birimlerinin yaptıkları çağrı bizi umutlandırdı. Bu kurumlar Türkiye genelinde YÖK, üniversiteler ve yerelde ÇOMÜ ile ilgili konularda seslerini duyurmak istediklerini ifade ettiler” dedi.
 
“Çabaya saygı duymamak mümkün değildir”
“Yukarıda sıralana Çanakkale’nin emek ve demokrasi kurumları, Çanakkale’deki bütün dernek, oda, sendika ve partiler başta olmak üzere bütün siyasi yapılar ile demokratik kitle örgütlerini birlikte iş yapmaya çağırmaktadırlar” diyen Okkalı; “YÖK ve ÇOMÜ ile ilgili söylenecek sözlerin belirlenmesinden yapılacak işlerin planlanmasına kadar bir süreçte birlikteliği hedefleyen bir çağrıdır bu. Çanakkale EĞİTİM SEN olarak bu derece demokratik ve gerekli bir çağrıya kayıtsız kalmamız söz konusu olamazdı. Çanakkale EĞİTİM SEN olarak bu çağrıya katılımı bir test olarak görüyoruz. Bu bir gerçeklik ya da MIŞ GİBİ lik testidir. Çünkü ÇOMÜ’de; hukuk dışı uygulamalar, işten atılmalar, adam kayırmalar, itibarsızlaştırma çabaları, sürgünler, soruşturmalar ile yıldırmalar, çalışanların düşüncelerinin dikkate alınmaması, bütün bunlar yetmiyormuş gibi ölüme döşeğindeki çalışanlarının işten atılması ve ölüme sebebiyet vermeler yaşanmaktadır. Bütün bunlar yaşanırken böylesi bir çabaya saygı duymamak mümkün değildir” şeklinde konuştu.
 
“Elimizden gelen desteği vereceğiz”
Eğitim-Sen olarak mitinge katılıp gereken desteği vereceklerini kaydeden Okkalı şu şekilde konuştu: “Bu çağrıda süreci birlikte örelim ve 29 Aralık 2012’de saat 13.00’da Eski Salı Pazarından başlayacak bir miting ile söylenecek sözümüzü söyleyelim derler. Devamında da bu mitinge kurumsal aidiyeti ifade eden pankart, flama ve benzeri araçlarla katılmayalım, yalnızca YÖK, üniversiteler ve ÇOMÜ ile ilgili söylenecek sözümüzü ifade eden araçları kullanalım derler. Bütün herkese eşit mesafede kalan bu girişime uzak kalmayız. Bu etkinliğe katılacak ve elimizden gelen desteği vereceğiz. Çanakkale Eğitim Sen olarak bu sürece katkı verip vermemeyi neden bir gerçeklik ya da MIŞ GİBİ lik testi olarak görüyor? Çünkü gerçek anlamda; toplumun iyiliği için kaygıları ve düşünceleri olan siyasi yapılar, sendika/emek örgütü olduklarını, düşündüğünü, çağdaş olduğunu, demokrat olduğunu, duyarlı olduğunu iddia eden kurum kuruluş ve kişilerin bu sürece destek vereceğini düşünüyoruz. Bu kadar insani ve doğal bir işe destek vermeyenlerin uzun uzun düşünmesi gerekmektedir. Çanakkale Eğitim Sen olarak sorgulayıcı akıl, bilim ve emeğin yol göstericiliğini esas aldığımız için 29 Aralık 2012’de saat 13.00’da Eski Salı Pazarında olacağız. Bütün üye ve dostlarımızı davet bilimin yol göstericilinde, inadına emek ve barış demeye davet ediyoruz.”
 
 
Bir tepki de ÇOMÜ Kolektif’den
Akademisyenlerin, vatandaşların, polisin sert müdahalesine tepki göstermesiyle beraber oluşan toplumsal muhalefetin sesini kısmaya yönelik ve ODTÜ direnişini marjinal, terörizm olarak değerlendirip hükümeti aklamaya yönelik medya ve hükümet kalemşörlerini eleştiren ÇOMÜ Kolektif “Bir başbakanın üniversiteye neden 3600 polis ile girmek zorunda kaldığını sorgulamak gerektiğini akıllarından sildiler. Polislerin kullandığı şiddeti, yaraladıkları, komaya soktukları öğrencilere değinmek yerine, öğrencilerin polise saldırdıklarını bağırmayı tercih ettiler” diyerek yaşananlara tepki verdiler.
 
AKP’nin kendini aklama çabaları
ÇOMÜ Kolektif tarafından yapılan yazılı açıklamada şunlar kaydedildi: “Öğrencilerin direnişi ile başlayan ODTÜ simgesi, halkın akademisyenlerin milletvekillerin desteğiyle büyümesi ve kamuoyunda geniş yankı bulmasının korkusuyla, AKP’nin kendini aklama çabaları da daha fazla dillendirilmeye başlandı. Her zaman olduğu gibi AKP’nin izlediği strateji, haklı olanı haksız-suçlu gösterip, kendi suçunu saklamaya çalışma girişimleri. , AKP’nin zor durumda kalmasıyla beraber AKP yandaşlarının toplu bir karalama kampanyasına girişmesi AKP hükümetinin gerçek yüzünün ortaya çıkmasına da vesile oldu bir yandan.
 
Karalama kampanyasına Laçiner de katıldı
“Bu bağlamda yapılan açıklamalar zincirine önce ÇOMÜ rektörü Sedat Laçiner Star gazetesinde, AKP zihniyetinin, öğrenci temsilci ‘ortak akıl topluluğu’ da ÇOMÜ haberde ODTÜ direnişini karalamaya yönelik açıklamalarda bulunarak üstlerine düşen görevleri yaptılar. Darbe anayasaları ile yönetile gelen Türkiye’de halkın neredeyse her kesiminin, devlet-sistem tarafından cezalandırılmış olmasından kaynaklı halkın devlete karşı kin beslediğini kabul ediyordu Laçiner. Buna rağmen, halkın, yapısı aynı şekilde devam eden sisteme karşı en ufak bir tepki gösterme hakkının olmaması gerektiği düşüncesi, sistemin bir çarkı olarak kendisini görmesinden başka şekilde ifade edilemez. Çünkü sistemi savunan hiçbir zaman sistemin parçalarından başka kimse olmamıştır olamaz, çünkü Sistem kendisi dışında kimseye söz söyleme hakkı bile tanımayan bir sistemdir.”
 
İki yüzlülük
Sedat Laçiner başbakanlık danışmanlığından gelen ve Ortadoğu’daki savaş politikaları üzerine araştırmalar yapan biri olarak en iyi yaptığı işlerden biri, eylemleri terörizm şeklinde lanse edip öğrencileri suçlamakta zorlanmamış. Hatta öğrencilerin kesinlikle terör örgütleri üyesi olduğunu ve öğrencilerin çok ağır cezalar ile cezalandırılması gerektiğini, Türkiye’ de verilen cezaların çok az olduğunu açıkça ifade edecek kadar ileri gitmekte sakınca görmemiş. Türkiye’nin en özgürlükçü üniversitesi lafını ağzından eksik etmeyen bir rektörün protesto etme hakkını kullanan öğrencilerin terör örgütü üyeliğinden en ağır cezaları hak ettiğini yazması, ikiyüzlülüğün itirafından başka bir şey değildir. Parasız eğitim isteyen öğrenciye 5 yıl ceza verilmesini az bularak daha ağır, caydırıcı cezaların verilmesi gerektiğini belirterek bilimle uzaktan yakından bir ilişkisi olmayan, öğrenciye fikirlere protestolara tahammülü olmayan, insani duygularını bir tarafa bırakmış bir şahsiyet olduğunu tekrar beyan etmiştir. Kanser tedavisi gördüğü süre içinde izinsiz işe gelmediği için istifa etmiş sayıp işten attıkları Yrd. Doç. Dr. Güran Yahyaoğlu’nun hayatını kaybetmesiyle, Çanakkale’den yükselen eleştirilere bile tahammül etmeden, herkese saldırmaya başlayan bir kişinin hala üniversite de rektör olarak görev almasının hiçbir gerekçesi olamaz. Üniversiteler bilim yuvaları, özgür düşünce ortamı olarak tanımlanacaksa Sedat Laçiner’in üniversitede bir an bile durmaması gerekir.”
 
Abi nasihatı ile karalama kampanyası
“Sedat Laçiner’in uslu öğrencilerinden oluşan ortak akıl topluluğu başkanı, Vural Bulut’un Çanakkale On sekiz Mart Üniversitesi öğrencileri adına, Sedat ağabeylerini korumak adına işleyen ÇOMÜ haberde yer verdikleri haberde, ODTÜ’deki olayları planlı anarşist eylem olarak gördüklerini ve olayların sorumlusu olarak öğrencileri gösterip karalama kampanyasına katılmaları padişahlarını aklamaya çalışma çabasından başka bir şey değildir. Ortak akıl topluluğu ÇOMÜ öğrencileri adına söz söyleme hakkına hiç bir şekilde sahip değildir. Topluluk ve dernek adına konuşan Vural Bulut, ancak ve ancak abisinin nasihatı ile, çobanlık ettiği arkadaşları adına konuşabilir. Söyledikleri hiçbir şey kendilerinden başka kimsenin düşüncesi olamaz çünkü sadece kendileri padişahım çok yaşa nidaları ile söylemek zorunda olduklarını hissettiklerini söylerler.”
 
ÇOMÜ öğrenci kolektifi olarak Sedat Laçiner ve ortak akıl topluluğunun ODTÜ’yü karalama çabalarına sessiz kalmayacağız kalamayız. AKP faşizmine, gericiliğe, emperyalizme karşı, her yer ODTÜ, her yer direniş.”
 
Miting çağrısı
“Çanakkale’de, Sedat Laçiner dönemi boyunca ÇOMÜ’ de yaşananlar, işten atmalar, piyasalaştırmalar yüzünden halkta, öğrencilerde oluşan tepki, Yrd. Doç. Dr. Güran Yahyaoğlu’nun ölümüyle beraber sokaklara taşıyor. Cumartesi günü, Sedat Laçiner’e, YÖK’e, YÖK yasa tasarısına tepki göstermek, her yer ODTÜ her yer direniş demek için Salı pazarından cumhuriyet meydanına yapılacak yürüyüş, ÇOMÜ’ nün Çanakkale’nin, Çanakkale’deki akademisyenlerin gerçek cevabı olacak. Tüm duyarlı vatandaşların öğrencilerin katılımını arzuladığımız yürüyüşte, hep beraber, bir ağızdan Direniş ODTÜ’de başladı burada devam ediyor demek için sokaktayız.”
Paylaş