25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısı ile Çanakkaleli siyasi, bürokrat, oda, sendika ve iş inşalarından açıklama yapıldı. Kadın ve çocuklara yönelik şiddet, taciz ve ölümlerin büyük artış gösterdiği belirtilen açıklamalarda, bu artışın pandemi sürecinde daha yükseldiği belirtildi. 2020 yılının ortalarında 229 kadının öldürüldüğü ve binlercesinin ise taciz, şiddet ve tecavüze uğradığı ifade edilen açıklamalarda, şiddet uygulayanlara cezalarda indirim uygulanmaması, önlemlerin arttırılarak alınması gerektiği vurgulandı.
Çanakkaleliler, kadına yönelik şiddete karşı şu açıklamalarda bulundular;
"Hak ihlallerinin olmadığı, barış, hoşgörü dolu bir dünya diliyorum"
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan; "Günümüzün uluslararası düzeydeki sorunlarının başında ne yazık ki kadına yönelik şiddet geliyor. Biz ne kadar `modern çağ` desek de dünyanın hemen her noktasında kadınlar; fiziki ve psikolojik şiddete, istismara, baskıya, hakarete maruz kalmaya devam ediyor. Dolayısıyla şiddetsiz bir dünyaya yönelik umutlarımız da her gün kadın cinayetlerine eklenen her yeni ismin bu dünyadan göç etmesi gibi soluyor, tükeniyor. Oysa o kara listedeki isimleri bu karanlık şiddet sarmalının kurbanları olarak değil, güzelliklerle tanıyabilseydik keşke. Hatta hiç tanımasaydık da yeter ki onları sevdiklerine, ailelerine bağışlayabilseydik... Kadınlarımızın, insanlarımızın, canlılarımızın hiç hak etmedikleri, en basit tanımıyla bu insan hakkı ihlallerine yönelik sesimizi yükseltmedikçe, eğitim ve ekonomik refahın toplumun her kesimine yayılmasını sağlamadıkça, caydırıcı yasa ve yaptırımların kapsayıcılığını sağlam kılmadığımız sürece uluslararası ölçekte şiddetten kurtulabilmemiz imkansız duruyor. Bu mücadelenin toplumun ve dünyanın her noktasında sürmesi ve sonuca ulaşması temennim ve 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla cinsiyet, canlı ayırt etmeksizin şiddetin her türlüsünü lanetlediğimizi bir kez daha tekrar ediyor; hak ihlallerinin olmadığı, barış, hoşgörü dolu bir dünya diliyorum."
"Önemli olan şiddeti uygulanmadan önce engelleyebilmektir"
AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ankara Milletvekili L. Selva Çam; "AK Parti, kadın erkek milyonlarca üyesiyle 18 yıllık iktidarı boyunca kadının hayatın vazgeçilmez bir parçası olduğuna inancını defaatle kanıtlamış, kadını toplumdan, siyasetten, hayattan ayrıştıran her türlü zihniyetle vazgeçmeden, sonuna kadar mücadele etmiş, büyük başarılara imza atmıştır. "Kadınlara Karşı Ayrımcılık Irkçılıktan Beterdir" diyen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve değerli hanımefendi, her platformda samimiyet ve duyarlılıkları ile yıllardır kapsamlı mücadeleler sürdürmüştür. Hükümetimiz ve bakanlıklarımız şiddeti durdurmaya yönelik yoğun çaba göstermiştir. Şiddet uygulayanları en ağır şekilde cezalandırmak çok önemli olsa da, esas önemli olan şiddeti uygulanmadan önce engelleyebilmektir. Bunun toplumun her ferdini bilinçlendirmekten geçtiğini biliyor ve çalışmalarımızı bu yönde yoğunlaştırıyoruz. Ülkemizde terör örgütü PKK`nın ve onun siyasi uzantılarının ağlattığı, evladının elinden alınıp hayattan koparıldığı ve dünyanın en büyük işkencesini yaşattığı Diyarbakırlı, Şırnaklı gözü yaşlı anneler... Onlar onurlu direnişleriyle alçaklarla mücadelede bizlere örnek olan eli öpülesi analarımız... Onlar şiddetin kimlerden ve nasıl geldiğinin en yakın şahitleri olarak aramızda duruyorlar. Onların da acılarının dinmesi için çalışıyoruz çabalıyoruz. 5 milyonu aşan kadın üyemizle AK Kadınlar olarak bizler ilk günkü hassasiyetimiz ve titizliğimizle, bu konuda tavizsiz duruşumuzu göstermeye devam edeceğimizi bir kez daha hatırlatıyoruz. Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü`nde, her türlü şiddete karşı turuncu çizgimizi çekiyoruz. Aynı duyarlılığa sahip toplumumuzun tüm bireylerini de şiddete karşı turuncu çizgilerini çekmeye davet ediyoruz."
"Şiddete boyun eğmeyeceğiz"
Emek Partisi Çanakkale İl Örgütü; "Baskı ve sömürüye, kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüze, çocuk istismarına, esnek, sigortasız, güvencesiz ve sendikasız çalıştırılmaya karşı, mücadelenin toplumsal düzeyde, genele yayılarak etkin ve kararlı bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir. 25 Kasım`a doğru giderken "Şiddet Her Yerde, Çözüm Örgütlü Mücadele de" şiarıyla, haklarımıza ve hayatlarımıza sahip çıkmak için tüm kadınlarımızı örgütlü mücadeleye çağırıyoruz. Şiddete boyun eğmeyeceğiz. Krizin faturasını biz kadınlar ödemeyeceğiz. Haklarımızı ve hayatlarımızı iktidarın insiyatifine bırakmayacağız. Vergilerin ve fonların sermayenin çıkarına, sarayın israfına harcanmasına izin vermeyeceğiz. Kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin önlenmesi için İstanbul Sözleşmesi`ni savunuyoruz."
"Kadına yönelik şiddet `bir hak ihlali ve insanlık suçu`dur"
Çanakkale Barosu Kadın Hakları Komisyonu; "Kadına yönelik şiddet; sağlık, hukuk, eğitim, gelişim ve her şeyin üstünde bir insan hakları sorunudur. Bu aynı zamanda, dünyanın en yaygın ama en az tanımlanan, gizlenen ve gözden uzakta tutulan evrensel problemidir. Yasalarımızda yapılan değişikliklerin kadına yönelik şiddeti azaltmaya yetmediği, hatta en önemli insan hakkı olan yaşam hakkını ihlal eden öldürme filinin arttığı bir gerçektir. Yapılan son araştırmalarda Çanakkale merkez ilçe, toplumsal cinsiyet eşitliğinin en çok sağlandığı Türkiye`deki beş ilçeden biri olmasına rağmen; özellikle pandemi sürecinde kadına ve çocuğa şiddet olaylarında büyük artış gözlemlemekteyiz. Bu artışın önemli bir nedeninin de ülkemizde mevzuatla uygulama arasındaki yetersizliktir. Mücadelede sonuca varılmak isteniyorsa devletin bu soruna odaklanması gerekmektedir. İstanbul sözleşmesine ilk imza atan ülke olmamıza ve sözleşmede açıkça yasaklanmasına rağmen; aile hukuku ve kadına karşı şiddet alanında uzlaşma ve arabuluculuk uygulamasına tabi olmasının düşünülmesi hukuki dayanaktan yoksundur. Bu uygulamanın sözleşmenin ihlaline yol açacağı gibi, kadına yönelik şiddetin önlenmesi mücadelesine de engel olacaktır. Kadına yönelik şiddetin `bir hak ihlali ve insanlık suçu` olduğunun herkes tarafından kabul edilerek bu yönde mücadele edilmesi ve herkesin "Kadına Şiddete Hayır" demesi gerektiğini, basına ve kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz."